Parmak Çocuk ve Yamyam Kazanı serüveni

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Parmak Çocuk ve Yamyam Kazanı serüveni

Güneşler parlıyordu, çünkü kütle bu evrene miras bırakılmıştı.
Sadece delice uçuşanlar vardı, her şey bir küvezdeykense.
Sıcak olması gerekliydi, evet ama hiç de öyle değildi.
Orda bir tür huzur bulunurdu hali hazır, hep ama değişik.
‘Aşk bu olmalı’ diye düşündüm, işte bu kadar karmaşık.
Ne sıcak, ne soğuk ya da hepsinden biraz; bir koca iletici soluk –
kütleli parçacıklar daha oluşmamışken,
ışık hızlı fotonlar vardı ancak; onlar da kuramsal, kütlesiz.
Demek çorba içerken bile, ışık kozmik yumruda, evvala, varmış:
İçen kimdi çorbayı esas onu bilmek gerek.

Çorba kasesinin içiydi burası, kendi eteklerine doğru;
karıncanın gözünde insan, petek gözlerden bakışlı.
İnsan bu çağda zor anlar arıların yaptığı bal gibi emek sarf ettirici bir işi.
Bozonlar ve ki graviton menşei, çeker, büker; aşk olmalı.

*
Zıplayarak birden parmak çocuk kaseden; nerden bittiği belli olmayan,
yukarı bir ağaca tutundu onun dallarından tekine …
.
Üzerine yunulmuş tuz ve glikoz kristallerini ve ayıkladı
üst başından, suyunu tarhana özünün.

Ağaç dallandı bıdaklandı; yukarı, seri serpildi!
(Düşmemek için çırpındı, sağa sola savrulan parmak çocuk.)
Boyuna ve/ ama enine de büyüdü.
Sarmaşık dünyayı kuşattı!
(Yukarıda oluşum farklıydı.
Bütün o, radyo dalgaları frekansı harici tutulmuş
spektrumunu uçuşkan bozonların tutmaya çalıştı.
Bunu başarsa,
dünyayı kuşatan o sarmaşığın kovulmasına
Gerek kalmaksızın, aşk yeryüzünde kalabilecek gibi bir şeydi.
-
Soluk=nefes
Bıdaklanma: gıdaklayan budaklanma gibi bi şey. Türetme oldu. Anlamsal yumuşatma için kullandım.
sevgiler

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 8.8.2005 08:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça