"gel rüzgarlara dokun" dedi
sustum...
kendine fırtına olurken insan
nasıl dokunur rüzgarlara
takvimlerden kopartılmış
sarı saçlı sonbaharda
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sevgili Kardeşim, antoloji.com'un saygın kalemi sayın: Canan Akpınar,
Duygu tufanı altında ustalıkla kaleme alınmış, Kalemin duygulu şiirler yönündeki kudretini gözler önüne seren muhteşem bir şiir olmuş. Beğenerek duygulu ve usta kaleminize saygı duyarak okuduğum bu güzel şiirinizi tam puanım ve beğeni ile antolojime ekliyorum.
Kardeşimin şiir ve gönül sayfasına, tebrik ve başarı dileklerimi bırakıyorum.
Her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim, lütfen kabul buyurunuz...
Dr. İrfan Yılmaz. Turgutreis - Bodrum.
öyle sakin ve derindi ki, şiirin sızıp geldiği kaynak,birkaç masalın alnından öptüm okurken.
sevgili Canan hep şiir ve dostlukla sevgiler.
Sonbaharın fırtınalı hüznü olanca güzelliği ile şiir olmuş önce yüreğinizde sonra kaleminizde...
Tebrikler canım. Çok güzeldi...Sevgilerimle...
Betimlemeler ve imgelerin doruğa çıktığı mükemmel ötesi bir şiir olmuş.
Tebrikler im çok... çok... Cana Hanım. Paylaşımınız için teşekkürler.
Saygımla.
Serin sabahlara karşı ılık öğle güneşi, uzaklara giden kuşlara inat sarı kasımpatı çiçekleri, kuruyan ve dökülen yapraklara rağmen pastoral renkleriyle sonbahar. Hüzün içinde umut, umut... Yüreğine sağlık.
Sonbaharda rüzgar olmak.Sonbahara inat.Dün sözcüğü artık yok.İçimizin güneşi parlamıyor sa,baharı beklemeli belki de.İçimizde bir ses kalk gidelim dese de,devreye içimizin derinliklerinden bir yankı-'SUS'.Güzeldi.Şiirdeki derinlik kendini hissettiriyor.Kutlarım Canan Hanım.Nicelerine.
Şiirlerde fırtınalar esiyor bu aralar, ama en güzel senin kalem estiriyor valla, ceket bile giydirmez senin fırtınalar :))) bak mesela ben yazsam kürk manton bile yetmez donarsın :)))
Yazsam mı, bugün geç oldu, yarın sana fırtınalı bir şiir yazacağım, okumaya gelirken kalın giyin haa :)))
Yine çok güzeldi şiirin, kalemine, yüreğine selamlar bizim kız :))
gel" dedi
"sus "dedim...
Derin uçurumlarda, yaz geldi geçti erken
Her mevsim yüreğime, üzüntü doluyorken
Düğüm düğüm çözülüp, hadi kuçakla derken
De nasıl sarılayım, parlamıyorken güneş -------------------------İbrahim Kurt
Canan hanım nefis bir şiir okudum ve bir dörtlük döküldü dilimden kabul buyur
Duygu yüklü şiirinizi ve sizi kutluyorum saygılar sunuyorum.
Şiirime değer kattınız bu dörtlükle İbrahim bey. Çok güzeldi... Yüreğinize sağlık.
Sonsuz teşekkürlerimle..
Şiir., sonbahar havasında soluk aldırırken birden hüzün tablolarının sıcak renkleri arasındaki serin kuytulara ışınlıyor okuru...
Çok etkileyici... Çok güzel...
Kutluyorum sayın Canan Akpınar...
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta