İçimde, sisler arasında bir yol var şüphelerimden.
Ya deliliğe yürüyorum, ya da akla koşuyorum, aşkla.
Her halükarda yeniden muallakta kalıyor hayaller.
Sanki, bir antik tiyatrodayım, bir takım tanrılar ve bir takım seyirciler var.
Ben de son derece başarılı bir şekilde meddahı oynuyorum.
Sanki, bütün tanrılar bir araya gelmişler, aralarında ateşkes imzalamışlar ve tek güç olmuş gibiler benimle uğraşmak yolunda.
Bende, bir elden hayallerimi, bir elden de umutlarımı düşürürken, seyirciler alkış tutuyorlar, kahkahalar patlatıyorlar acılarımı yok sayarcasına.
Bense hayat taburesinde, aşk bastonumla tutunuyorum yaşama.
Sanki, tüm gözler üzerimde, ya ateşi çalmışım ya da pandoranın kutusunu saklıyorum kavuğumda.
Öylesine ağır ki kutu, benimle birlikte içime açılmış sanki.
Yağmacıları, hırsızları, katilleri, hepsi içime üşüşmüş, bense halen saklıyorum seni.
Bir isa oluyorum, çarmıha gerilircesine, bir Hephaistos oluyorum, aldatılırcasına, bir de troia oluyorum yağmalanırcasına, ama halen saklıyorum seni.
İhaneti göze almışçasına.
Kayıt Tarihi : 18.3.2022 18:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İçimi döküyorum.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!