Yanık bir kırmızı karanfil kokusu
Uçup gider avuçlardan zamanla
Bir acı sözle onur paramparça
Kanı yoktur ki aksa
Çini fincanda acı kahvedir kahır
Acısı kırk yıl yürekte kalır
Telvesi dibe çöker yudumladıkça
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
PaRaMPaRÇa
Yanık bir kırmızı karanfil kokusu
Uçup gider avuçlardan zamanla
Bir acı sözle onur paramparça
Kanı yoktur ki aksa
Çini fincanda acı kahvedir kahır
Acısı kırk yıl yürekte kalır
Telvesi dibe çöker yudumladıkça
Ay karanlığı gecelerde
Hüzün damıtılır çile odalarında
Sabır örülür ilmek ilmek
Bir sargı bezi yapıp
K
...ı
.......r
.............ı
..................l
.......................a
.............................n
onuru sarmaya...
Naime Özeren
Çok güzel süperrrrrr TEBRİKLER
Kırık bir kalbin usta seslenişi. Farklı bir stille yazılmış güzel bir eser olmuş, kutlarım arkadaşım.
Kırık bir kalbin usta seslenişi. Farklı bir stille yazılmış güzel bir eser olmuş, kutlarım arkadaşım.
O KOKU Kİ DAMAĞIMDA TADI VAR
O KAHIR Kİ YÜREĞİMDE ADI VAR
O ACI Kİ SARAR BENİ DÖRT DUVAR
ÇIKIP GİDER İDİM ZİNCİRİM YOKSA
UNUTMANIN KURTULMANIN İMKANI OLSA
UNUTABİLSEK BAŞIMIZDAN GEÇENLERİ
ZAVALLI GÖNÜL BİR İZİN VERSE DE
KURTARA BİLSEK ACILARDAN KALPLERİ
ŞAİREM KUTLUYORUM GAYET ANLAMLI KATILMADAN EDEMEDİM ON ANT
TEBRIKLER DEGISIK AMA BIR O KADAR DA HOS....
o kadar içten yazılmışki ne diyebilirim mükemmel ötesi bişey harika tebrikler
İLMİK İLMİK KIRILILAN ONURU SAYMAYA
BU BİRBİRİNDN ANLAMLI VE MANALI DİZELERE NE DİYELİM KALEMİNİZ DAİM OLSUN
güzel bir şiirdi tebrikler fatih demir sevgilerle
günaydın ..
şiirin de yazdıkların açıkçası üzdü beni
onur o kadar kolay kolay yara bere almaz ki ..
o her ne ise karşıdan yüklenen ..
bu onurunu kırmamalı insanın onun mimarı kenimiziz .. yani bize doğuştan başedileni biz yaşam süresince en yükseklerde tutarız ..
soylu bir kavramdır .. rütbe gibi biz hep onu yükseltir en yüksekte taşırız ve kutsaldır .. o kavram .. o her zaman parlamalı öyle üç beş sözle yüreği yaralanmasına onuru kırdırmaya izin vermeliyiz ..
yani güçlü olmalıyız ..
onca onursuz ve onursuzluk içinde zaten güç bela ayakta duruyoruz . bari olanı tam tersi bu gibi durumlarda daha da beslemeliyiz ki ..
neyse ..
konu ne her kimden esinlendin bilmiyorum ama
güçlü yüreklere yakışmıyor . nasıl desem
hani kırılan onuru
kırdırmaa sevgili naime buna izin verme ..
tam tersi bu gibi durumlarda insanlar has bildirmesini bilmeli
onur öyle oyuncak olacak bir durum değil ki .
oynuna malzeme edilsin
yani bizler onu yüceler de yükseklerde tutmaya çalışırken elin çapulcusu manyağı psikopatı vs . gelecek de onurumuz ayaklar altına alacak ha ..
yerim onu ben .. :)
ne diyim annem şiirini okuyunca hele bir de bu kadar hüzünle basınca ..
bi güçsüzlük gibi geldi
hep diyorum ya kadına aslında insana diyim çünkü bizi yaşlatan bizi insan vasfında tutan onur gurur dik duruşumuz karakter özelliklerimizdir ..
bunlaradan fire veririsek .. enkaz altında kalabiliriz ..
derim ben ..
:)
neyse sen bana bakma
onca güçlü şiirden sonra böyle bir şiir karşıma gelince ..
hele bi de onur şiirin ana teması olunca ister istemez benden de böyle yorum çıktı ..
dik duracaz dik
başlar dim omuzlar geride .. :))
hah böyle ..
sevgilerimle canım ..
ben paramparça..
kutlarım
namık cem
Bu şiir ile ilgili 107 tane yorum bulunmakta