Yusuf Aygun - Paradigmamız Şiiri - Antol ...

Yusuf Aygun
27

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

PARADİGMAMIZ. 27.06.2008
.
Mütedeyyin kesim büyük bir temsili yet problemi ve karmaşası yaşamaktadır.onun içindir ki müslümanların yeniden toparlanıp oluşan bu kaosu gidermesi ve dinamiklerini yeniden harekete geçirmek suretiyle topluma önderlik ve rehberlik etmesi gerekmektedir.bu konuda bir takım olumsuzluklar ve zorluklar vardır ve olacaktır. İslam dininin mensuplarının iyi tespit ve teşhis etmesi gereken bazı hususlar vardır.biz bunları vakayı tespit etme ve objektif kalmaya azami düzeyde sadakatle öz eleştiri ve tenkit sadedinde işlemeye gayret gösterdik.Bunu yaparken şahıs ismi vermemeye şahıslardan ve olaylardan çok vakıa üzerinde durmaya gayret saffettik.Bizim konuyu ele alışımız milat olarak son dönem itibariyledir.yeni dünya düzeni oluşturma çabaları İslam dünyası üzerinde oynanan yeni senaryolar.dinler arası diyalog işgaller ve ve yeniden Siyonist ve haçlı ordularının İslam dünyasına başlattığı sıcak savaş dağılan Rusya bloğunda Siyonizmin yaptırdığı darbeler ve devrimler İslam dünyasında oluşturulmaya çalışılan ılımlı İslam ve demokrasi hareketleri ve bu meyanda gönüllü işbirliği yapma yarışında olan ılımlı İslamcılar cemaatler ve sivil toplum örgütleri ve çözüm olarak Tevhidi İslam konumuzun ana mihferini oluşturdu.Aklımızın yettiğince olayları tespit etmeye ve tartışmaya sunmaya gayret ettik.ve şu kanaatlere vardık.
 Dinler arası diyalog yüzyıllardır süren İslam dünyasını Hıristiyanlaştırma çabasının kuzu postuna bürünmüş kurt misali çağdaş bir denemesi olarak karşımızda durmaktadır özellikle komünist bloğun çökmesi ile vahşi kapitalizmin karşısında engel olarak duran tek güç İslam yükselen değer olarak ortaya çıkmıştır.İslam ı direkt olarak hedef almak onu zayıflatma yerine güçlendirmektedir bunu fark eden emperyalistler taktik değiştirmek suretiyle güya bu dini temsil eden bir takım kurum ve kişilerle sözüm ona. masumane bir takım ilişkilere girmiştir.dinler diyaloga geçirilmiş konsüller toplanmış hatta bu yeni dinin kitabı bile yazılmıştır.İslam dinini temsilen bu diyaloga soyunanlar her türlü farklılığı inkara hazır olduklarını zaten bu farklılıkların teferruat olduğunu ifade edecek kadar her şeyi feda edebilecek konumda durmaktadırlar.Hz peygambere inanmayı dahi gereksiz gören bu kişi ve kurumların kimin adına neye soyundukları çok açıktır.İslam Allah ın son dini ve hz Muhammet onun son elçisidir Hıristiyanlık ve Musevilik İslam ın hükmünü ortadan kaldırdığı ve daha önceden zaten tahrif edilmiş içi şirkle doldurulmuş batıl yollardır İslam ise arı ve duru olarak durmaktadır arı duru ve mükemmel olanın eksik ve bulanık olanla ne gibi diyalogu olabilir bu olsa olsa hak ile batılı birbirine karıştırmak olabilir ki bunun ismi şirktir.İslam ise hak ile batılın diyalogu değil mücadelesi demektir.Bu çalışmaların dikkate mucip diğer bir yönü ise uzlaşma arayan taraflardan hakimiyeti elinde bulunduranın uzlaşmanın ve barışın küçük ortağının dindaşlarının topraklarının bir kısmını zaten işkal etmiş bir kısmını da işkal etmek için proje ve bahane peşinde olmasıdır.Mücadele yerine diyalog diyenlerin tavrı ya safdillik yada maksatlı bir direniş kırma çabasıdır.Hıristiyanlığın ve Siyonizmin dini liderlerinden taktir ve tebrik alan bu kişi ve kurumların iyi niyetli olmadıkları arif olan için malumdur.
 Diğer bir oyun ise müsteşriklerin öğrencileri ve bayileri olan bir takım zevatın ve kurumların dini modernize etme çabasıdır buda önceki bahsettiğimiz husus kadar eskiye dayanan bir süreçtir.dünyevileştirilmek istenen dinin buna aykırı hükümleri konjektürel ortam ve zamanla ilgili gibi gösterilmek istenmekte bir kısım farklılıklar ise sembolik sayılmaktadır bu şekilde din ilahi vasıflarından uzaklaştırılmakta ve tahrife uğratılmak istenmektedir.bunda da gaye dini emperyalizmin kalkanı yapma çabasıdır.bu şekilde din asli unsurlarından arındırılarak emperyalizme karşı bir direnç unsuru olmaktan çıkarılmak istenmektedir.çok yönlü süren bu çalışmalar yerli işbirlikçilerin niyetlerinin algılanamaması ve din konusundaki bilginin ve alimlerin azlığı sebebiyledir ki başarı kat etmiştir.Yeni dünya düzeninin dinini oluşturmaya çalışan bu çağdaş pavlus lar Vatikan İsrail ve İslam dünyasındaki gönüllü ve görevli kişi ve kurumlarla ortak çalışmakta bütün literatürde ortak çalışmalar ortaya koymakta adeta bu yeni dinin temellerini oluşturmaktadır.yeni bir kitap vaz edilmiş adı da FURKAN olarak belirlenmiştir.İslam medeniyetinin tarihi şahsiyetleri olan Mevlana Yunus Ahmet yesevi hacı bektaş ı veli Muhuddini arabi v.s bu ortak çalışmanın kobaylarıdır.ana kaynaklar bu zevatın tahrif edilen felsefesi doğrultusunda yorumlanarak güya ortak bir nokta bulunmakta bu şahısların ismi geçtiği içinde bazılarınca cazip bulunmaktadır.oysa hedef son ilahi vahyi bu noktadan girerek bozmaktır.müslümanların yapması gereken şey ana kaynaklara dönmek ve sağlam bir birikim sahibi olmaktır.
 Diğer bir tehlike mukavemeti bölen ve halkı siyasetten ve emperyalizme karşı koymaktan din adına alıkoyan ve insanlara ılımlı bir din olgusu aşılayan dinin siyasetle ve yönetsel alanla alakasının olmadığı inancını mütedeyyin kesime pompalayan olgudur.Tarikat ve cemaat gibi dini terminolji de kullanılınca inandırıcılık kazanan bu olgu gücünü taklit ve cehaletten almaktadır.şeyhler ve cemaat liderlerinin öğrettiği dinle yetinen bu kesimin emperyalizme karşı yapabileceği bir şey yok gibidir.Çoğu zaman yukarıdan beri saydığım bu akımlar emperyalistler tarafından kaynak olarak ta beslenmektedir tekkeler özel okullar ve bu gibi eğitim ve iletişim kurumları dahi kurmaları sağlanmaktadır.diğer dini kesimler baskı altında tutulurken bunlara dokunan yoktur.Tabi ki hak yolunda olanlar tenzih edilmelidir bizim kastettiğimiz hak kisvesine bürünmüş batıl hareketlerdir.Müslüman hakla batılı ayırıp batılı inkar edebilendir velev ki geleneğinde olsa bile.
 Oynanan oyunlardan diğer birisi ise ta başından beri çeşitli argümanlar ile Müslüman ümmeti dışardan ve içerden çökertme ve bölme böylece ümmet bilincinin İslam dünyasına tarihi misyonundan da kaynaklanan önderlik edebilme imkanını ortadan kaldırma çabasıdır.dışardan darbeler kapatmalar hapsetmeler ve diğer tehdit ve yıldırma yöntemleriyle başarılamayan bu oyun değişik zaman ve zeminlerde içerden hareketi ve hareketleri bölme şeklinde nispeten başarılmıştır.Mısırda Suriye de ve Pakistan da Afganistan da ve birçok İslam ülkesinde İslam i hareketler üzerinde bu yöntem uygulanmış ve bu yolla emperyalizm başarılı olmuştur.Bunun son denemesi ülkemiz düşünülürse siyasi partilerin kuruluş biçim ve yöntemi en müşahhas örnek olarak karşımızda durmaktadır.şimdi bu karakteristik örneği biraz inceleyelim gayemiz bu partileri ve mensuplarının durumunu belirlemek değil bunun ötesinde vakıayı bu spesifik örnekle ortaya koymaktır.Bu konuda gözden kaçırılmaması gereken bazı hususlar ve alınması gereken tedbirler vardır.Bu tedbirler hedeflenen zararın def edilmesi içindir.

Tamamını Oku