Varlığın ayrı dert, yokluğun yara
Seni tanıyınca devrimiz döndü
Hayatın adını koymuşlar para
Elinden tutanın ocağı söndü
İlk önce yendin takas usulünü
Elde bıraktın köylünün mahsulünü
Bozdurup da milletin gusulünü
Büyük sevap işlediğini sandı
Başlayınca bir sevgi yeni yeni
İlk tapınakta sakladılar seni
Şimdilerde düzerler silsileni
Küfür kokan eller sana uzandı
Çin'de deri biçiminde göründün
Sonra metal kokuları süründün
Kalpazanla sahtesine büründün
Değerini düşürenler de yandı
Bilmezken seni çöldeki bedevi
Fatih kurdu sana en büyük evi
Sıcacıksın hem maddi hem manevi
Seni tanıyan gafletten uyandı.
Nasip olmadın kiminin cüzdanına
Kör kilit vurdun kiminin vicdanına
Çevirip dünyayı savaş meydanına
Kendisi sulh elçiliğine soyundu
Onuru, şahsiyeti soyan sensin
Yoksulluğun adını koyan sensin
İtibar libasını giyen sensin
Gücün karşısında kanımız dondu.
Yenik düşüp zamanın şartlarına
Mağlup oldun kredi kartlarına
Dert kattın insanların dertlerine
Böylece herkes kedere boyandı
Para bu içine bir dünya alır.
Yazamaz onu, kalem fersiz kalır
Bir derya ki tarif yetersiz kalır.
Daha da yazardım kalem tükendi.
Kayıt Tarihi : 4.4.2007 10:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Cihat Üstün](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/04/04/para-88.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!