Papatyam Şiiri - Ferdi Yavruöztürk

Ferdi Yavruöztürk
29

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Papatyam

Soğuktan ürperen kuşlar görüyorum
Öpüşmekten kaçanlar
Gökyüzüne bakıyorum
Gece ayrı ,sadece geceleri apayrı.
Neden olmasın ?
Ürperen kuşların ufak kalpleri neden sevilmesin ?

Terbiye gömlekleri ve ahlak giysileri giymişçesine,
Güzellik kumaşından giysi diken küçük gözlüklü terzi .
Evet!
Aşkın zekat olarak verildiği,
Yıpranmışlığın , çürümüşlüğün , pörsümüşlüğün nefretle örtülmüş karanlık kokusunu seziyordum.
Susuyordum!
Israrla susuyordum.

Ötesi büyük bir boşluk buranın .
Kocaman derin bir boşluk bu ,
Susalım lütfen !
Derin bir boşluk , geri döndüm
Mesela bininci yıl gibi
Evet! Bininci yıl.
Uçsuz , bucaksız bir boşluk
Sana göre asılsız görüntüler ya da kuru bir laftan apayrı bir şey.
Hani o ilk aşk heyecanı gibi ,
Dudaklardaki buruk tuz tadı gibi,
Asılsız yüksek tavanlı gök kubbe gibi,
Şiir sofrasına oturmuş amatör bir şair görüntüsü.
Ve tüm bu saçma hayallere dur durağın yok gibi.

Geri dönelim isterseniz !
Bininci yıl mı bu?

Bir dolma kalem hangi renkte olmalı?
Bu şiirler hangi sayfada dolmalı?
Bu haykırış hangi notada olsun?
Sekiz derece sancak komutu,
Dört kırık bir sandalye ,
Tanıklık bilmek demekti,
Kalplerdekiler ise ağır bir yük,
İşkence çeken tahripkar bir beden bu.

Bilinmezleri bilmek
Çözünmezleri çözmek
Sevilmezleri sevmek
Ve daha niceleri , niceleri aşmak da bu hiçliğe dahil belki.
Ahh! Bu şiirler hangi tarihte yok olsun?
O bir ay olsun simsiyah parlasın
O bir ağaç olsun yapraksız sararsın
O bir gözyaşım olsun da simsiyah kararsın.

Papatya koydum adını
Bir İstanbul hatırası,
Deli dediğin şair olur ve ölür.
Yıllarca aradım,
Aradım da buldum bir fabrikanın ahşap saclarında.
- Yıllar seni öldürmüş, ölüme sürüklemiş besbelli
- Şu haline bak suç gibi duruyor bakışların.

Papatya koymuştum adını ,
Bir çiçekçiye uğradım geçen , durmadan baktım papatyalara!
Dudaklarımda sönmüş kuru bir sigara,
Ruhum bedenimi terk etmiş
Ve bir dilenciyi aratmıyorcasına.
Sanki her dilenci aşkın deryasına kapılmış da,
Sandım ki her aşık dilencilerin çaresizliğini seziyorcasına.
Yine susuyordum!

Çiçekçi teyze dikildi karşıma
Soru soruyordu
Kim olduğumu , nerden geldiğimi, adımı ve neye baktığımı ?
Oda sustu nihayetinde bir şey sormadan kesildi.
Papatya uzattıydı bana ,
Susarak uzattıydı demeti,
Alıp ta kaçtım hemen oradan
Ve kokladım , kokladım
Bir kez daha kokladım
Ne de çok özlemişim o kokuyu.

İşte öyle bir şey papatyam.
Uyumadan bir şeyler yazarım,
Yada ölmeden önce!
İlk okul anılarım geldi ve öğretmenim
"Sizi seviyorum beni hiç unutmayın"
Daha önlük giyiyorduk, bıyıklarımız da yoktu!
Bütün sınıf ağlamıştık saatlerce
Bizi ağlatmış, oda aglamıştı nihayetinde.
Sıkı , sıkı sarılmıştım , ağlaya, ağlaya sarılmıştım öğretmenime.
Size ne diyorum!
Daha bere giymiyorduk , sakallarımız da yoktu.
İlk kez orda öğrenmiştim ağlamayı , sarılmayı , yutkunmayı.
İlk kez orda öğrenmiştim sevgiyi, özlem kokusunu.
Bir damla gözyaşım düşüverdi zayıf derslerimin arasına
Sonradan aradım da bulamadım karnemi yıllarca.

Ferdi Yavruöztürk
Kayıt Tarihi : 19.11.2019 22:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!