…Ve bir gün;
Bir masal günü doğar dağların ardından karanlıklara, bir güneş gibi…
Uzaklarda, çok uzaklarda bir çatı altında anlatılan bir sevda masalının sözleri yankılanırken ahşap tavanlı oda da, aşkın dillere yön verdiği, anlatılanlar duyuldukça simalar da gülleri ağlatan bir masalın kahramanları da o saat doğar geceye ansızın… Köşeliklerin üzerinde ki iki kandil ışığın soluk-sarı yansımasına, ay ışığı gibi parlayan iki sevdalının silueti yansır masalın satır aralarına… Aşk ile silahlanan tüm sözcükler, gecenin sustuğu bir zaman aralığında, bir fısıltı yayar kulaklara…
“Papatyalar kurumadan…”
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,