Açık bir yer yoktu, her yer kapanmıştı.
Sokağı çıkma yasağı yedide başladığı için olsa gerek, insanlar bir telaşla tüm tezgahların üzerini örtmüş, evlerinin yolunu tutmuştu çoktan.
Ramazan ayı olması da buna vesile olabilirdi.
Bulmam gerekiyordu.
Ama nasıl olacak diye anlamsızca düşünürken, kaldırımda hüzünlü bir şekilde oturan bir kıza denk geldim.
Kucağında beyaz papatyalarıyla...
Arabamı sağ çekip, yanına yaklaştım. -Nasılsın?
dedim.. cevap vermedi.
Yüzünü döndü göz yaşları içinde
-Ne istiyorsun? Dedi.
-Papatyaları bana satar mısın?
Yüzüme baktı ve dedi ki...
Bu hayatta değmeyen hiç kimseye papatya alma, git begonya al, orkide al ne biliyim leylak al ama papatya alma...
Anlatmak istediği neydi anlamadım ama,
Papatya seven kadın üzülmezdi; üzmüşlerdi. Çaresizce kalktım yanından.
Satmayacak papatyasını bana diye düşünüp arabamı çalıştırırken, elindeki buketi aracın camından içeri uzattı.
-Para istemez; umarım hak eder vereceğin kişi..
dedi. Bilircesine. Ve ekledi.
“Varsın her şey sonraya kalsın,
Sonraya en sonraya..
Sözgelimi iki bin altı yüz kırk bir mil.
Bir papatya ne kadar uzağı görebilirse
O kadar yakın kalplerimiz birbirine”...
Konumuzla alakalı olmayan bu
Edip CANSEVER mısraları dilinden dökülürken uzaklaştı.
‘Paraya gerek yok umarım hak eder’
sözleri yankılandı kulaklarımda.
Sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim.
Farklı bir ikilem vardı içimde.
Papatya bulma sevinci kadının hüznüne dönüşürken soluğu kapısında aldım.
Üç defa arka arkaya zile basmanın ardından kapıyı açtı.
Az geriden bir erkek sesi
- kimmiş, sipariş mi geldi?
Göz göze geldik.
Başını önüne eğdi.
Elimdeki çiçekleri kapının eşliğine bırakırken;
-Yok efendim, çiçekçi..
Bir papatya ne kadar uzağı görebilirse o kadar iyimiş aslında... Hak etmemişti...
Yasin Emre KaratekinKayıt Tarihi : 21.2.2023 21:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!