Pamuk helva Şiiri - Hanzade Servi

Tam zamanında geldin
Ben daha büyümeden...
'Ellerim yapış yapış olur;
Mendil de yok'
Mazeretine takılmayacak
Pamuk helva isteğin...
Hatta,
Çingene pembesi renginde
Ve şeker tadında
Nasıl öpüşülür,
Bugün öğreneceksin
Ve dudaklarından hiç silinmeyecek,
Yapış yapış bir hatıran olacak
Aslında böyle dememeliydim
Büyüklerin hatıraları olur çünkü
Bir daha yaşayamayacağını bildiğin,
Mazide kalmış şeylerin toplamına
Hatıra deniyor
Eğer “büyümemişsen”,
Hepsini tekrar yapabileceğin için,
Yaşanmışlıkların adı,
Üzerinden zaman geçmiş heyecanlardır
Ve seni yine,
Üzerinden zaman geçecek heyecanlar
Yaşamak için kışkırtmakla görevlidirler
Eğer eski güzel şeyler şeyler,
“Bugünkü aklım olsaydı yapmazdım”
İsimli bir filmin
Şeritleri olarak geçiyorsa aklından,
Büyümüşsün demektir
İyi ki bugünkü aklın
Yokmuş eskiden
Düşünsene,
Ne sıkıcı bir insan olurdun
Üzen hatıralar büyüklerin,
Kışkırtan hatıralar hiç büyümeyenlerindir
On sene sonra da,
O günkü aklın
Bugünkünü sorgulayacak
Akıl sorgularına,
Büyümek deniyor
Mutlaka değişeceksin
Değiş ama büyüme
Bir çocuk gibi
Mendil aramadan
Pamuk helva yiyebiliyorsan…
-“Pissindir” diye tamamlayabilir bunu
Çokbilmiş bir arkadaşınız-
Ama reklamda da demiyor mu;
Bazen “kirlenmek güzel”

Çimen lekesi olmadan,
Çimenlerin arasına uzanıp
Bir kelebekle göz göze gelemezsin
En güzel pantolonunun beş yıllık paçası
Pırıl pırılsa hâlâ,
Ya deterjanın çok iyidir
Ya da
Hiç yağmurda koşmamışsındır
Kaçmacasına değil ama
Çocukça,
Hiçbir yere yetişmen
Ve
Islanmaman gerekmeden…
Aynı şekilde
Tüm giysilerinin içi kum dolacak ki,
Gece sahilde yatıp
Yıldızları izlediğini,
Döndüğün odanın taşlarına ispatlayabilesin
Uçurtmanın ipi elini kesebilir
Bir gülü dalında koklarken,
Dikenin saldırısı
Bileğinde sonsuza dek silinmeyecek,
İnce, beyaz bir çizgi bırakabilir
Ya da bir kış günü
Denizde taş kaydırırken,
Öfkesinin neye olduğunu bilmediğin
Bir dalga,
En pahalı ayakkabını tuzlu suyla
İmzalayabilir
Bir köyün en güzel tepesinden
Güneşin doğuşunu izlerken,
Hırkan
Kusursuz yuvarlaklıkta
Bir inek dışkısıyla tanışabilir
Demek istediğim,
Çocukça şeylerin
Çocukça kirleri, çocukça izleri,
Çocukça kokuları olur
Çimlere boylu boyunca uzanmadan,
Altına koyacak bir şey arayıp,
İğreti bir şekilde
Bir ağacın yanına ilişiyorsan;
Yağmurda üzerine
Çamur sıçramasın diye dikkat etmekten,
Damlaların şarkısını ve kokusunu
Kaçırıyorsan;
Gece sahilde yıldızlara
Ayakta şöyle bir bakıp,
Davetsiz kum taneciklerini
Üzerine değdirmiyorsan;
Dalga ayakkabılarını okşadığında
Tek hissettiğin
Maddesel düzlemde öfkeyse
Ve hırkanı ineğin hatırasından
Çekip alırken
Az önce izlediğin manzarayı
Unutacak kadar
Kızmışsan…
Evet,
Sen bir büyüksün
Çok büyüksün hem de
Bir çocuğun yüreğinden,
Şekerlerce uzakta…
Bunun için diyorum;
Tam zamanında geldin
Ben daha büyümeden