Bedri Karaarslan - Palavra Şiiri - Antol ...

Bedri Karaarslan
160

ŞİİR


27

TAKİPÇİ

Palavra deyince Nusret gelir aklıma.bu güne kadar tanıdığım en usturuplu palavracı odur.Hani bazı insanlar ortamını bulamadıkları için yeteneklerini ucuza harcarlar ya! O öyle biriydi işte!...yüksek dozda kurgu yeteneği ile iyi bir öykücü ya da iyi bir senarist olabilirdi bence. O özellikle yaşanan olayları uyarlama,kahramanının yerine kendisini koyma,gerekli süslemeleri yapıp onu anlatmaya hazır hale getirme konusunda müthişti.

Biz Nusret'i tanıdığımızda üniversite üçüncü sınıftaydık.Bir öğrenci evinde üç arkadaşla kalıyorduk.kaldığımız ev ,üç oda bir salon kocaman bir evdi.Mezun olup giden bir arkadaşımızın yerine yeni bir öğrenci aradığımızda karşımıza çıktı.Kantinin panosuna astığımız ilanı okuyup bana gelmişti. Daha tanıştığımız ilk gün bir kaç macerasını dinledim. Aslında kendisine ait bir evi varmış da!... Babası üniversiteyi kazanır kazanmaz ona kalması için bir apartman dairesi almış da!... O sözüm ona yalnız kalmayı sevmediği için evini kiraya vermişmiş de!.. Falan filan...

Neyse Nusret'le evdeki ilk günümüzün akşamında birer konuşma esiri olduk.Dinlemeye mahkum tutuklular gibi Nusret teslim aldı bizi.O anlattı biz dinledik, o anlattı biz dinledik.Bilmem kaçıncı hikayenin ortalarında: ''Arkadaşlar, yarın okula gidecez; yatalım artık!'' deyince susturabildik onu.

Daha sonraki günler bu yoğunlukta olmasa bile hikayeler anlatmaya devam etti.Diyelim ki Ömer. ''Ben yumurta yemekten bıktım ya!''diye söylendi.Vay sen misin onu diyen, Hemen yumurtanın merkeze yerleştiği bir hikaye Nusret tarafından anlatılırdı.İlk zamanlar televizyonsuz evimizde böyle düğümleri güzel atılan, merak uyandırıcı hikayeler hoşumuza bile gitmişti.Ama artık tahammül sınırımızı zorluyordu.

Tamamını Oku