Kız kulesi' ndeki bu muhteşem görüntü Esma ve Elif'in de çok hoşuna gitmiştir.''Mümkünse burada biraz mola verelim mi Kaptan?'' derler.Ben de seve seve kabul ettim,hiç gidesim yoktu bu muhteşem yerden.Burada beni çeken sanki gizli bir kuvvet vardı.
Esma gemimizin revir tabibiydi,benimle birlikte bir çok sefere katılmış,benim kahrımı her şeye rağmen çekebilmiş,bana sabredebilen yegane, benim için çok kıymetli revir sorumlumuzdu.
O varken hastalanan olur mu diye hiç düşünmüyordum.Elif' imiz ise rotamızı çizen harita mühendisi kadın subayımız,aynı zamanda mutfaktan sorumlu,aşçılarımızı sımsıkı kontrollerle denetleyerek,gerekirse kepçe ile müdahele ederek en güzel yemeklerin yapılmasını sağlamakta olan ,çok cici bir kızımız.
Bakalım ilerdeki limanlarda kimbilir onu ne kısmetler bekliyordu bilinmez ki,bahtı da gönlü de açık olsun.İlkerle Ali boğazın muhteşem görüntüsü karşısında dalıp gitmişlerdi.
Gemimizde 3 tane de miçomuz var,her türlü işe koşturmaktalar.Bu arada Esma bir sürpriz yaparak gitar çalmaya başlar,zaman zaman, revire indiğimde bana harika bir resital yapmakta ve ben onu dinlerken tüm dertlerimi unutmaktaydım.
Gitarla akdeniz akşamlarını çalmaya başladı ve ben o kadar mutluydum ki ;ve gitarın tellerine bastıkça aklıma'' çayımın şekeri,gitarımın teli'' dizeleri takıldı birden.Gitarın nağmeleri gittikçe güzelleşmeye başlamıştı sanki.Gözlerimi Esma'dan alamıyordum.
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta