Palamar Şiiri - Yusuf Bilge

Yusuf Bilge
445

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Palamar

Yıl 'bin dokuz yüz on'du, içte, dışta kargaşa...
Devlet hazır değildi, uç gösteren savaşa.

Cermenle sözleşmesi yapılan dört muhribin,
Büyük anlamı vardı, denizlerimiz için...

Yedi milyon liraydı gemilerin bedeli,
İlk taksit ödenseydi kazanmak var cedeli.

Donanma Cemiyeti halktan yardım istedi,
Kamu gayrete geldi gönül gücü işledi...

Vicdanların üstünden sis perdesi dağıldı,
Bu haber dalga dalga bütün yurda yayıldı.

Fâtih'te saf, kimsesiz, dul bir hanım yaşardı,
Güzelim saçlarını gölgesinden saklardı...

Kampanyayı duyunca can evinden vuruldu,
Fakirlik başa belâ, gözyaşına boğuldu...

Karınca kararınca yardımcı olmalıydı,
Ağlamak çâre değil, bir imkan bulmalıydı! ..?

Olmazı oldurur mu, peruka tâcirleri? ..!
Topukta saç ararmış Pera'nın Berberleri...

Yoksuldu, perişandı, karnı aç, gözü toktu;
Uzun saçından özge yardıma gücü yoktu...

O kınalı belikler namusuna emânet,
Kesse sayılır mıydı, şehidine ihânet? ..!

Hem komşular ne derdi? İyi gözle bakmazlar...
Belki, bir işi düşse evlerine sokmazlar...

O günün toplumunda yaygın iffet adına,
Saç kısaltmak zilletti Müslüman bir kadına.

Nice asker çehreyi teslim almışken hüzün
Geceden farkı yoktu ehven-i şer gündüzün...

Cadde ve sokaklarda kol gezerken kör sancı,
Ve yüzleri dağlarken çâresizlik utancı,

'Önce vatan' diyerek bir anda karar aldı,
O mihriban saçlara kökünden makas saldı...

Beyoğlu'na geçerek sattı beş-on kuruşa,
Lâyık olmak istedi 'dişi kaplan' duruşa...

Donanmaya uğrayıp askerce selam verdi,
Varını bağışladı, gönlü rahata erdi...

Sordular: Ne yazalım, makbuza 'mu'in' ismi? ..!
Dedi: 'Vatan' yazınız, yoktur ismin önemi! ..

- Bu mangır azgelir ya, özde çoktur pahası,
Dört kol beliğe nisbet, olsun halat parası'...

Gücünün yettiğince yaraya em sağladı,
Gemileri rıhtıma saçlarıyla bağladı...

Çünkü kıssası hemen dip bucak duyulmuştu,
Coşturduğu hislerle maksat hâsıl olmuştu...

Bahriyelim, unutma, zülfüyâr palamarı! ..
O yalnız urgan değil, Türk'ün nâmus ve arı...

Eyy Türkoğlu, an sen de, bu can siper Hâtunu,
Fâtihâsız bırakma, 'Ana-Vatan' ruhunu! ...


YUSUF BİLGE

Yusuf Bilge
Kayıt Tarihi : 21.11.2008 17:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


' Yıl 1915... Düşman armadası Çanakkale önlerine demir atmış... Savaş, en acımasız yüzüyle hayatın bir parçası olmuştur... İstanbul sokaklarında dolaşan yaralı Gâzilerin ve halkın yüzünden düşen bin parçadır... 13 Mayıs'ta İstanbul'a ulaşan bir haber millete bayram sevinci yaşatır. Donanmamızın kahraman muhribi Muavenet-i Milliye düşmanın şah zırhlısı Goliath'ı batırmış savaşın ve târihin seyri değişmiştir. Bu olaydan beş yıl önce Donanma Cemiyeti, Almanya’nın kendi bahriyesi için yaptırmış olduğu dört torpido muhribinin satın alınmasına karar vermişti. Bunların arasında Balkan ve Trablusgarp Savaşları; on iki adanın alımı için yapılan girişimlerde etkin rol oynayan, Çanakkale Savaşı’nda ise kendisinden kat be kat daha büyük bir zırhlıyı batırarak destan içinde destan yazan Muavenet-i Milliye de vardı. Ne var ki, gemilerin, teslim alınabilmesi için gerekli olan ilk takside yetecek para Hazine'de yoktu... Halktan bağış toplanmasına karar verilerek yardım kampanyası başlatıldı. Bu şiirin konusu, o günlerde Bahriye tarihimize not düşülerek belgelenen, abartısız, gerçek bir öyküden alınmıştır...'

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Dursun Elmas
    Dursun Elmas

    masa üstüne aldım.
    gelene gidene okumak için.
    Tebrik ediyorum.
    En kalbi selamlarımla.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Yusuf Bilge