Pagodalarla Mağaralar Arasında

Ulaş Başar Gezgin
124

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Pagodalarla Mağaralar Arasında


Pagodalarla mağaralar arasında,
Bir tepe var bakabileceğimiz hayatımıza.
Şöyle uzaktan, başkasıymışız gibi,
Şöyle derinden, hiç doğmamışız gibi.

Yolu gösterir haritalar ama hiçbirimizde,
Yoktur bu haritaların küçücük bir parçası bile,
Bol bol deneme-yanılma yaparız bu nedenle,
Denemeyerek yanıldığımız da olur kimi günlerde.

“Sonsuzluğun son günüydeymiş gibi yaşa” dedi bana bilge,
“Ve ömrünün ilk günü gibi, merakla, istekle”.
Kıramadım bilgeyi, kırmamak için nice dağlar aşmak gerekli.
Ancak böyle mümkün olacak görmesi denizi...

Başkalarının ulaştığı yerlere varabilirsin yalnızca, takip edersen okları,
Emin adımlarla yürürsen, başkaları da izler adımlarını.
Yok eğer “takip edenim olmasın” diyorsan, sil o zaman ardında bıraktıklarını.
İnişi olmayan çıkışlar da var, çıkışı olmayan inişler de, kaydet bunları.

Ararsan bulursun elbet kestirme yolları, ne gerek var, aşma dağı.
Onun yerine, dolaş çevresinde ve “çıktım da indim” de kendine ve herkese.
Kendini kandırmakla başlar bütün çıkmaz sokaklar, kendinden başkalarına sıçrar.
Dönüştürür yol, aynı bırakır kestirme; güçlendirir kalbi dağ; atıl bırakır yandan dolaşma.

Şimdi anladın mı, neden yukarı kalkıktır çatıları pagodaların?
Çünkü kendinden kopmadan daha yükseğe çıkmaya niyetlenen, onların
Duruşuna bakıp düzeltir kendini, yetkinleştirir, bilinmedik bir çalgıdan ses almak gibi.
Kırmızı ve yeşilin tonları, göllendirir benliğin çatlamış çukurlarını.

Kimi düz, yuvarlak kimi. Hayatın ana hatları, kabul etmiyor torna tezgahını.
Numara numara ayrılır gözlüklerimiz, gözlemlerimiz, bir fark var onlarda.
Ne kadar yüksekte olursan ol, el uzatmıyorsan aşağıda kalanlara,
“Vermez üstten kimse elini; açılır uçurumlar, düşersin sen de” diyor bilge.

Bir sorumluluğu var en yüksekte olmanın ve inmesini bilmeli her birimiz, gerektiğinde.
Sefer sayılı günlerimizde, bir damlataş kadar sıkışmışız tam düşecekken dehlizlerde.
- Gökyüzüne açılsın pencereler bir kere de. - Çatıya yont o zaman onları, bu gösteriş inadı niye...
Doğanın organı her bir mağara, her birinin işlevi farklı; tekmiş gibi davranmamalı...

“Onun bir parçası var hepimizde ve onun bir fazlası”, “bul” dedi bana, istediğin kadar süre sana.
Sürenin kendisinin yanıt olduğunu anlamak için, buraya gelmeliydim elbette,
Bu mağaralara, bu pagodalara, bu dolambaçlı yollara, bu inişlere bu çıkışlara.
Yanıt da yok aslında, soru da yok, o da yok, ben de yokum, milyon yıllık zaman aralıklarında.

Pagodalarla mağaralar arasında,
Bir tepe var bakabileceğimiz hayatımıza.
Şöyle uzaktan, başkasıymışız gibi,
Şöyle derinden, hiç doğmamışız gibi.

23.08.2014, 28.08.2014

Kaynak: Gezgin, U.B. (2017). Öyküleriyle Gittiler Yine: Seçme Şiirler (2012-2017) [They Left with Their Stories Again: Selected Poetry].

Ulaş Başar Gezgin
Kayıt Tarihi : 9.8.2022 01:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!