Padişah birgün saraydan
Köyleri gezmeye çıkar.
Bahçesine fidan diken,
Yaşlı bir köylüye rastlar.
Sultan köylüyü çok sever.
Biraz şakalaşalım der.
Varıp köylünün yanına,
Selam verip söze girer.
Dikmiş olduğun fidanlar,
Ne zaman yemiş verecek?
Onlar yemiş verdiğinde,
Senin gözün görmeyecek.
Köylü bu söze üzülür.
Gözünden yaşlar süzülür.
Sonra dönerek Sultana
Dili de birden çözülür.
Babamızın dedemizin,
Diktiği bu yemişleri,
Yiyip, görüp, örnek alıp,
Yapıyoruz bu işleri.
Bizden sonraki nesiller,
Bu meyveleri yesinler.
Babamızdan, dedemizden,
Bizlere kaldı desinler.
Sultan bu sözü beğenir.
Duygulanır, gönlü erir.
Sonra köylüye dönerek,
Tam bir kese altın verir.
Köylü şaşkınca altına,
Bakar ve döner sultana.
Birden gelirler göz göze,
Önce köylü başlar söze.
Bak sultanım bu fidanlar,
Hemen şimdi meyve verdi.
Aylar yıllar beklemeden,
Gönlüm muradına erdi.
Bu gününü düşünenler,
Yesin, içsin, uyku çeksin.
Yarınını düşünenler,
Fidan diksin, tohum eksin.
Mustafa Kılıç
Kayıt Tarihi : 22.2.2022 13:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!