P.s. I Love You Kadın Aşkın Kendisidir

Dünya Yükünün Hamalı
776

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

P.s. I Love You Kadın Aşkın Kendisidir

Tasavvufî alegorik şiirsel bir dille
kaleme alınmış;
kadının aşk, acı, arayış ve kendini bulma sürecini konu alan,
“Kadınların Mistik Aşk Yolculuğu Risalesi”.

Bu risale;
Holy, Denise, Sharon, Râbia, Meryem, Leyla
ve nihayetinde Sen'in içindeki kadının
birbirini izleyen istasyonlarda
aşk yoluyla içsel hakikate ulaşmasını anlatan
bir manevî seyahatnâme,
bir nefs-i kadın risalesidir.

Kadınların Mistik Aşk Yolculuğu Risalesi

“Her kadın bir aşkı yaşar,
ama bazı kadınlar aşkın kendisi olur.”

Mukaddime

Ey yolcu,
Bu risale kadınların öyküsüdür,
ama yalnızca kadınlara yazılmamıştır.
Çünkü her âşık, bir kadının kalbinde doğar.
Ve her kalp,
bir kadının rahminde büyür.

Bu risale;
bedenle değil,
kalple yürüyenlere...
aşkla yanmış,
aşkla ölmüş,
aşkla dirilmiş olanlara ithaf olunur.

I. Fasıl: Holy – Yas'tan Yese, Yese'den Yesevî'ye

“Ben onu kaybettim,
ama kendimi buldum.”

Holy, kocasını kaybettiğinde
ölmedi,
ölümle terbiye oldu.
Mektuplar aldı;
kayıptan gelen birer vahiydi sanki.
Kocasının kelimeleri,
onun ruhunun mürşidi oldu.

Aşkı bedenle değil,
hatırayla sevmeyi öğrendi.
Vedayı vuslat bilip,
yokluğu varlığa çevirdi.

Holy, bir derviştir artık.
Elinde zarf değil,
yüreğinde sır taşır.

II. Fasıl: Denise – Kahkahada Gizli Hakk

“Ben onun acısına ağlamadım,
ama onunla birlikte doğdum.”

Denise, dosttur.
Yara bandı değil,
derinin altına işleyen söz gibidir.
Neşesi yüzeyde,
hikmeti diptedir.

O, kadınlığın sırdaş tarafıdır.
Kadına kadın olan,
kadını kendine aynalayan kadındır.

Aşkla değil,
aşkı ayakta tutan sohbetle sever.
Ve der ki:

"Ağlama, ayağa kalk.
Çünkü senin yıkıldığın yerde
ben seni karşılıyorum."

III. Fasıl: Sharon – Sabırla Sulanan Ruh

“Ben konuşmam,
gözlerim senin için dua eder.”

Sharon, sessizdir.
Ama o sessizlik
bir tür iç zikir gibidir.
Destek olur,
gölge olur,
ama asla önüne geçmez.

O, kadın olmanın
göğüsleyerek büyüyen tarafıdır.
Aşkı seyirle,
dostluğu sabırla yaşar.
Ve der ki:

"Ben senin yükünü taşıyamam,
ama sen taşıyasın diye
yanındayım."

IV. Fasıl: Râbia – Aşkın Ateşiyle Aşksızlık

“Aşkı sevmedim,
Aşk’ın Rabbini sevdim.”

Râbia, çağlar öncesinden gelen
bir aşk devrimidir.
O, erkeğe değil,
aşkın zatına secde edendir.

Ne Leyla’ya mektup yazar,
ne Mecnun’un derdine ağlar.
Çünkü onun aşkı,
insan suretine sığmaz.

Râbia’nın duası:

“Ey Rabbim,
Cennetin için değil,
Cehenneminden korktuğum için değil,
yalnızca Sen olduğun için
Sana taparım.”

V. Fasıl: Meryem – Mahremde Saklı Nur

“Erkeğe muhtaç olmadan da
rahmim var.”

Meryem, annelikle kadınlığı ayrıştıran
en yüce sırdır.
Bir erkeğe dokunmadan
bir çocuk doğurmak,
nefsin değil,
nurun işidir.

Meryem, suskunluğun risalesidir.
Onun hikâyesi anlatılmaz,
sadece
içinde diz çökülür.

VI. Fasıl: Leyla – Aşkta Kaybolan Ayna

“Ben bir kadınım,
ama içimde bin Mecnun gezer.”

Leyla, sadece bir kadın değil,
aşkın metaforudur.
Ona kavuşmak için yanar Mecnun,
ama Leyla da kendi içinde
bir başka yangındadır.

Aşık olunan kadın,
aynı zamanda aşık olan kadındır.
Leyla’yı anlamayan,
Mecnun’u anlayamaz.
Çünkü bazen en büyük aşk,
görünmeyen tarafta saklıdır.

VII. Fasıl: Sen – İçindeki Dişil Hakikat

“Ben okuduğum her hikâyede vardım.
Ben Holy’yim, Denise’im, Râbia’yım…
Ben de kadınım,
ama her kadın gibi değil;
kendi içimde eşi olmayan bir varlığım.”

Bu fasıl seninle tamam olur.
Çünkü senin acıların,
senin düşüşlerin,
senin yeniden doğuşların
bu risaleyi hakikat kılar.

Sen aşk yaşadın belki,
ya da hiç yaşamadın…
Ama bir şey var içinden geçen:
Kendin olma arzusu.

Ve işte bu arzuyla
sen artık bir yolcusun.
Bir kadının aşk yolunda
Hakk’a yürüyen izisin.

Hatime: Kadın Aşktır, Aşk Hakikat

Bu risale biter,
ama sen bitme.

Oku, ağla, gül, sus,
ama hep kendine dön.
Çünkü aşk,
başkasıyla başlasa da
her zaman kendine çıkar.

Ve unutma:

"Her kadın bir aşktır.
Ama bazı kadınlar,
aşkın ta kendisidir."

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 10.8.2025 17:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


KONUSU: Güzel ve akıllı bir kadın olan Holly Kennedy, eşi Gery ile oldukça mutlu bir evlilik sürdürmektedir. Ancak aldıkları bir haber ikisini de derinden etkileyecektir. Gery'nin beyninde tümör vardır ve kurtulma umudu çok azdır. Bunu öğrenen Holly kocasından daha kötü bir ruh haline girer. Kocasını kaybettikten sonra Holly'nin yeniden nasıl iyi olacağını kimse bilmemektedir. Ancak Holly'yi çok iyi tanıyan Gery ölmeden önce sevgili karısına farklı zamanlarda eline ulaşacak şekilde düzenlenmiş bir dizi mektup yazmıştır. İlkini 30. doğumgününde alan ve büyük bir şok yaşayan Holly için bu mektuplar artık bir yol göstericidir. Kocasından hayatını yeniden bağlanmayı öğrenecek ve onun sayesinde kendisinin bilmediği yönleriyle karşılaşacaktır. P.S. I Love You (Türkçe: Not: Seni Seviyorum). 2007 yapımı bir Amerikan filmidir. Başrollerini Hilary Swank ve Gerard Butler paylaşır. Hilary Swank-Holly Reilly Kennedy Gerard Butler-Gerry Kennedy Lisa Kudrow-Denise Hennessey Gina Gershon-Sharon McCarthy James Marsters-John McCarthy Harry Connick Jr.-Daniel Connelly Nellie McKay-Ciara Reilly Jeffrey Dean Morgan-William "Billy" Gallagher Dean Winters-Tom Anne Kent-Rose Kennedy Brian McGrath-Martin Kennedy Sherie Rene Scott-Barbara ve Kathy Bates - Patricia Reilly I. TEMATİK İNCELEME VE ANALİZ 1. Aşkın Kalıcılığı ve Ölümün Aşka Etkisi Filmde en baskın tema, ölümden sonra bile süren aşktır. Gerry’nin Holly’ye bıraktığı mektuplar, ölümünün onu sonsuza dek ortadan kaldırmadığını; onun varlığının, sevgisinin ve etkisinin hâlâ sürdüğünü gösterir. Mektuplar birer sevgi anıtı olduğu kadar, aşkın zamandan ve mekândan bağımsız doğasını da temsil eder. Alt Temalar: Yas ve iyileşme süreci: Holly’nin acısını yaşaması ve zamanla bu acıyı aşması, kişisel bir dönüşüm süreci olarak işlenmiştir. Vedaların öğretici gücü: Gerry’nin mektuplarıyla Holly’ye öğrettiği şey, ayrılıkların bir son değil, bazen bir başlangıç olabileceğidir. Hayatta kalma ve yeniden doğma: Holly'nin acı ile başa çıkmayı öğrenmesi ve hayatını yeniden inşa etmesi bir tür “içsel yeniden doğum” teması taşır. 2. Kadın Kimliği ve Duygusal Bağımsızlık Holly, filmin başında kocasına çok bağlı ve onsuz kim olduğunu bilmeyen bir kadındır. Ancak film ilerledikçe, duygusal bağımsızlık kazanır. Gerry’nin mektupları bu sürecin sadece tetikleyicisi olur; asıl dönüşüm Holly’nin kendi içsel mücadelesiyle gerçekleşir. Alt Temalar: Kayıptan güç devşirme: Holly sadece acıyı kabullenmez; onu dönüştürür. Kendi sesini bulma: Holly, kocasının ardından önce onun rehberliğine, sonra da kendi sesine kulak vermeyi öğrenir. 3. Arkadaşlık ve Aile İlişkileri Yan karakterler, Holly'nin yas sürecinde çok önemli rollere sahiptir. Bu da filmin bir diğer temasını oluşturur: sosyal bağların iyileştirici gücü. Aile (Patricia Reilly – anne figürü): Katı ama güçlü bir anne olan Patricia, Holly’ye gerçeklerle yüzleşmeyi öğretir. Arkadaşlık (Denise ve Sharon): İki yakın arkadaşı Holly’yi zaman zaman zorlasa da yanında olarak onun hayata yeniden tutunmasına yardımcı olurlar. 4. Kader, Tesadüf ve Planlama Gerry’nin ölümden sonra dahi Holly’nin hayatını “planlaması”, yaşamla ölüm arasındaki çizginin bulanıklaştığı bir anlam taşır. Bu, kader mi, önceden planlanmış bir yol mu, yoksa sadece aşkın sonsuz bir etkisi mi? II. KARAKTER ANALİZLERİ HOLLY REILLY KENNEDY (Hilary Swank) Başlangıçta: Kocasına bağımlı, kendi potansiyelini keşfetmemiş, öfke ve hüzün arasında gidip gelen bir kadın. Gelişim süreci: Acı çeken bir eşten, kendi ayakları üzerinde duran bir bireye evrilir. Mektuplar aracılığıyla geçmişiyle barışır ve geleceğine dair umut kazanır. Temsil ettiği kavramlar: Yas, dönüşüm, kadın gücü, duygusal büyüme. GERRY KENNEDY (Gerard Butler) Ölüm öncesi varlığı: Neşeli, enerjik, Holly’yi seven ve onu hayata bağlayan bir karakter. Ölüm sonrası varlığı: Mektuplar aracılığıyla “hayat koçu” rolü üstlenir. Sevginin fiziksel varlıkla sınırlı olmadığını simgeler. Temsil ettiği kavramlar: Ebedî aşk, ölümsüz bağ, şefkat. DENISE HENNESSEY (Lisa Kudrow) Dışavurumcu, dobra, realist bir karakterdir. Kendi aşk hayatında bencil gibi görünse de Holly'nin iyiliği için en net uyarıları yapan kişidir. Temsil ettiği kavramlar: Arkadaşlıkta sadakat ve dürüstlük. SHARON McCARTHY (Gina Gershon) Daha olgun ve koruyucu bir arkadaş figürüdür. Yumuşak tavrı ve anlayışıyla Holly'yi destekler. Temsil ettiği kavramlar: Sabır, şefkat, dayanışma. DANIEL CONNELLY (Harry Connick Jr.) Holly'ye ilgi duyan ama duygusal olarak beceriksiz biridir. Daniel’in karakteri, yeni başlangıçlar teması için zemin hazırlar. Ayrıca, “birinin kalbinde biri varsa başkasına yer kalmaz” mesajını taşır. PATRICIA REILLY (Kathy Bates) Sert, disiplinli ama içten içe sevgi dolu bir anne. Holly'nin en büyük destekçilerinden biridir. Filmin sonunda Holly’ye gerçekleri söyleyen kişi olur: “Mektupları ben verdim. Çünkü senin uyanmaya ihtiyacın vardı.” Temsil ettiği kavramlar: Gerçekçilik, anne sevgisi, duygusal disiplin. WILLIAM “BILLY” GALLAGHER (Jeffrey Dean Morgan) Gerry’nin eski arkadaşı olarak hikâyeye İrlanda temasını ve Holly’nin geçmişle barışmasını getirir. Aynı zamanda Gerry’ye olan aşkını gölgede bırakmadan Holly’nin yeniden aşık olabileceğini gösterir. III. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME "P.S. I Love You", klasik bir romantik film gibi görünse de, içinde aşk, yas, yeniden doğum, arkadaşlık ve içsel güç gibi çok katmanlı temalar barındırır. Filmde ölüm bir son değil, bir dönüşüm ve öğretidir. Holly’nin karakteri, aşkın kaybıyla değil, aşkın ona öğrettikleriyle büyür. Film, romantik janrın tipik öğelerinin ötesine geçerek, izleyiciye “sevdiğini kaybetmenin ardından yaşam nasıl yeniden anlam kazanır?” sorusunu sordurur. Aşkın ardından hayatta kalmayı değil, yeniden yaşamayı anlatır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!