Amerikan destekli Ermeni uşakları,
Hocaları Avrupanın ikiyüzlü yavşakları,
Türk'ün ekmeğini yer,yüzüne güler,
Düşman kesilir yedigöbek kuşakları.
Aksaçlı ahir ömründeki dededen,
Beşiğinde dünyadan bihaber bebeden,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
malesef akilli vezirler tarafindan kullanilan piyonlar gibiler yüregi bes para etmez bölücü ve destekcileri...! yüreginizden öpüldünüz ishak,im.......
'Düşmanımla ben başederim...Allah beni dostlarımdan korusun! ! ! ! ! ! '
Yüreğinize saglık...Vatan millet askı yazdırmış bu şiiri size demiş bir arkadaş ilk yorumunda...Vatan Aşkı...İki kelime ancak altında ne denli anlamlar yatıyor...Devam etsinler baakalım onun bunun köpekleri...Bizde köpekleşenlere verecek cok kemik var...Yüreğinize saglık...
İlker ÜNLÜ
Mükemmel ötesi...
Duygulara tercüman olmak böyle oluyor galiba...:)
Elinizdeki kalem hiç düşmesin....
çok çok güzel bir şiir.ellerinize ve yüreğinize sağlık.selam ve saygılar.
esra
tek kelimeyle harikasiniz yürekten kutlarim... medeniyet ve aydinlik maskesi altinda ortacagi asamamis olanlarda okusunlar... hazan sultan ayten...
Örneğimiz bulunur mu?
Türk vatanı dağlı taşlı
Anaları kanlı yaşlı
Hiç olur mu bir kaç başlı
Bir bütündür bölünür mü?
Sunni Alevi kavgası
Bağımsız Kürt fasaryası
Bunlar düşman uydurması
Bu gerçekler bilnir mi?
Biz bize yaptığımız an
Bundan karlı çıkar düşman
Bizden gider nice insan
Düşman için ölünür mü?
Hür bu vatan hür bu millet
Düşman diler zayıf devlet
Baştan başa bir memleket
Düşman için bölünür mü?
Bırak sana Kürt desinler
Kardeşine dürt desinler
Artık esir yurt desinler
Sözle esir olunur mu?
Kim dinler elin itini
Millet bildirir haddini
Kırar kolu kanadını
Hiç meydan boş bulunur mu?
Bizde yoktur demir perde
Gezer tozarız her yerde
Kürdistan denen yer nerde
Hudutları bilinir mi?
Madem öyle doğu dersin
Ey kahpe ne nane yersin
Bu milletten ne istersin
Lafla toprak alınır mı?
Doğudan Başbakan seçtik
Bu yoldan kaç sefer geçtik
Yetmiş milyon bayrak açtık
Örneğimiz bulunur mu?
Tebrikler, yanlız değilsin slamlar Mikdat Bal
sayın özlü valla tebrikler çok cesursunuz kaleminize saglık yüreginizde vatan sevgisi dolu sizin gibi yorumcular çok az.
gönlüne ,kalemine sağlık..şerefsiz kahplere söz kurşunuyla da taramılıyız...aydınımız,yazarımız ,çizerimiz bu gibi cidid konuları gündeminden hiç düşürmemeli
En güzel yorum sizin dizelerinizde...Bana sadece alkışlamak düşer...Tebrik ediyorum...
Yüce önder Atatürk'ün büyük sözünü asla unutmamalı 'Vatan bir bütündür asla parçalanamaz.' Birilerinin maşalığını yapanlar tarihe bakıp ibret alsınlar. Bu güzel vatanda din, dil, ırk ayrımı yapılmadan herkes eşittir. Her dönem nifak tohumları saçılmıştır. Ancak bu güzel vatanı bölüp yok etmeye hiç kimsenin gücü yetmemiştir ve yetmeyecektir. Bizi içten bölüp parçalamaya çalışanlar da hüsrana uğrayacaklardır şüphesiz. Teşekkürler Sayın Özlü Güzel ve anlamlı dizeleriniz için. Kaleminiz susmasın. Selam ve sevgiler. Hüseyin Sığırtmaç
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta