Özürcüler Zümresi size ders vermek gerek
Ermeninin zulmmünden neyi biliyorsunuz? ..
Çıkmışsınız ortaya hümanistim diyerek
Siz kimsiniz, kimlerden özür diliyorsunuz? .
Bak şimdi soruyorum; Proflar ve yazarlar
Neredesiniz acep nerden geliyorsunuz? .
Kimindi çıkarılan onca toplu mezarlar
Hafıza defterini nasıl siliyorsunuz? .
Başınızı çıkarın gömdüğünüz kumlardan
Düşünmeden çirkefe hemen dalıyorsunuz
Bir özür de dileyin Kıbrıstaki Rumlardan
Yazık bütün dünyaya gülünç oluyorsunuz..
Babanı vuranlara teşekkür borcun mu var
Daha neden bu kadar vebal alıyorsunuz?
Sizde yok anladık ta, sızlıyor tüm vicdanlar
Hırsızın en kötüsü tarih çalıyorsunuz..
Nobel mi umduğunuz, kime kuyruk sallama
Söylesenize niçin çanak yalıyorsunuz?
Dikkat, Dur! ..Kaza olur, bu bir yanlış sollama
Demedi demeyin ha.. Yolda kalıyorsunuz..
Ermani dediğiniz bugün de aynı cani
Sevimli bebek gibi hâla beliyorsunuz.
Düşünün Karabağ'ı, kardeş Azarbeycanı
Üzerimize kuduz köpek salıyorsunuz.
Siz kimsiniz, Kimlerden özür diliyorsunuz?
Belemek: Bebeği sarıp sarmalayıp beşiğine koymak ve avutmak.
..(Aynalı beşikte bebek beledim)
Dost Yürek Damlaları:
___ÖZÜRCÜ BEYLER___
Ermeniden özür dileyen zatlar
Aslını gizleyen bizden değildir
Osmanlı tokatı elbette patlar
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Bin sekizyüz doksan yandı Erzurum
Kumkapı Kayseri Yozgat’la Çorum
Nasıl unutulur bu nasıl yorum
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Ardından Merzifon, Sason olayı
Adana isyanı Zeytun dolayı
Van’ı aştı Muş’ta verdi molayı
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Binlerce masumu kadını kızı
Açıktan katletmiş var mı ki gizi
Bunları unutup suçlayan bizi
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Yanan ocakları görmeyen gözler
Elçiler paşalar o nurlu yüzler
Katledilen canlar silinmez izler
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Utanıp başları yere eğseler
Bu yüce milleti biraz yeğseler
Yeter Mahir yazma keşke değseler
Tarihi gizleyen bizden değildir.
19.12.2008
Mahir Başpınar
Bu güzel şiiri Sayfama bırakan Mahir Bey Kardeşime Teşekkürler ve saygılar.
Toplumda herkesi sanmaki cahil
Nefsine aldanıp kanmaki cahil
İlim tahsil etmiş ammaki cahil
Kalanlara hayret ederim hayret...Ozan Şerafettin Hansu.
Katılmamak elde mi Hak yazan bu kaleme
Üç beş şerefsiz hain kendin sanır alleme
Katledilen Türküm ben bana dalıyorsunuz
Kudurmuş ağzınızdan salya salıyorsunuz
Siz kimsiniz, Kimlerden özür diliyorsunuz? ..Reis Ahmet. (Ahmet Ergin)
Kendini bilmeyen üç beş çapulcu kişi,
Türk'e, islâma saldırmak işi,
bir gün; Ermeni soykırı der,
Bir gün; bütün değerlere söver.
tarih bilmez, ahlaktan nasibi yok,
gerçeklere kulaklar kapalı, hamakat çok.
dünya; islamla kalkınır, türkle şeref bulur,
doğrulara sırt dönen; rezil olur, kahrolur....Eğitimci Yazar
Ulan yutacak gırtlak var mı özrünü senin
Dar mı geldi kimliğin, bol mu geldi Türk yenin
Yaltaklanıyordun ya, hani bizdendin demin
Ermeni’nin uşağı, hele de! Nedir özün?
Ayak oyunlarıyla düşman safına kaydın
Tırışkadan teranen, yüreğimizi baydın
Kaç mumluk ışık verdin, sana kim dedi aydın
Yalan, dolan, iftira, yamuk çıkar her sözün
Tarihten bihabersen öğreteyim hemen gel
Sazan mı avlıyorsun oltanda kurtlu çengel
Ne zaman şaha kalksak sen çıkıyorsun engel
Muz kabuğu döşeli her yokuşun, her düzün
Çete kurdu dostların kanlı katliam yaptı
Öyle ya! Dar gününde Türk yutulacak haptı
Yutkundu, yutamadı, bin bir hileye saptı
Tek sen mi göremedin, gördü tavuğun, kazın
Soykırım çukuru bu diye açtırdı mezar
Kuran, tesbih ve muska tutanaklarda yazar
Müslüman vesikası, ermeni de ne gezer
Alel acel kapattı, döverek kaçtı dizin
Mezalimin alası, casusluk desen onda
Durmadan kanıtlıyor insanlıkta en sonda
Çevirdiği filimde diplomat kanı fonda
Ölen atan değildi, nasılsa kuru tuzun
Azeri’den çaldığı toprak hala elinde
Doğuya salyalanmış, ayan beyan halinde
Küstahça talepleri geveliyor dilinde
Puşt makamını çalar, ihanet telli sazın
Özür dileyeceksen, Türk milletinden dile
Vatan sevgini koysan nokta kalır mendile
Ağır konuşacağım hakim olmasam dile
Tükürsem şükür dersin, meşin kaplanmış yüzün
Mücella Pakdemir
Bu harika şiiri sayfama bırakan üstade bacım Muhterem Mücella Pakdemir Hanımefendiye teşekkürlerimi arzediyorum.
...........................18/Aralık/2008 Amasya Seyfeddin Karahocagil
Seyfeddin KarahocagilKayıt Tarihi : 18.12.2008 01:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Muhterem dostlarım ve kardeşlerim. Bu şiire hikâye yazmak istememiştim. Ama saygı duyduğum bir kardeşimizin yorumu bunu gerektirdi. Antolojide düz yazı yazmayı düşünmemiştim ama gerekli olduğunu gördüm. Kendimden bahsetmeyi hiç sevmnem ama mazur görün bunada mecburiyet hissettim. İnsanların Hassas oldukları, Toplumların hassas oldukları ve Milletlerin hassas oldukları konular vardır. Bu özür dileme olyı işte böyle bir konudur. Ben kardeşiniz, Yaratılışımdan gelen duygusal yapımla, gördüğüm eğitim ve sahibolduğum inancın gereği olarak ve bir de edindiğim hayat tecrubelerimle, değil bir insanın öldürülmesi, kalbinin bile incitilmesini istemeyecek kadar ince bir merhamet duygusuna sahibim. Ağlayan bir çocukla ağlayabilecek kadar hassas bir yürek..'Yaratılanı Yaratandar ötürü sevmek' düstürüne bütün varlığıyla bağlı bir kişilik. Ama bu özür dileme olayı öyle anlam ve gariplikler arzediyor ki. İşte yukarda arzettiğim Hassasiyetler bana hem Özürcüler adlı şiiri ve hem de bu açıklamayı yapmak ihtiyacını doğurdu. 1- Benim hassas olduğum bir konudur. Çün ki ben de en az bu özürcüler kadar bu milletin bir vatandaşı ve bir ferdiyim. Bunlar bana sormadan benim adıma kimden ve neiçin özür dilemeye kalkıyorlar. Ben kimseyi öldürmedim. hatta hayatım boyunca hiç kimse ile üç gün bile küsülü kalmadım. Hiç bir kimsenin beni böyle bir suçla itham etme hakkı yoktur. 2- Doğuluyum. Erzurumluyum. Bütün doğuluların hassas olduğu bir noktadır. Çünki. Zulme uğrayanlar, kalleşce katledilenler doğu halkının babaları ve dedeleridir. Bu halk üstelik, Katliam yaptıktan sonra yani silahsız insanları hiçbir ayırım yapmadan çocok. kadın, yaşlı demeden ya canlı canlı toprağa gömerek ya da ambarlara doldurup yakarak katleden Ermeniler, Yaptıklarından kokup kaçarken arkalarında bıraktıkları hasta, yaşlı insanların karınlarını doyurmuş, Beşikte bıraktıkları çocuklarına sahip çıkarak onları büyütmüşlerdir. ben onlardan bir çoğusunu tanıdım. Hele bir müslime teyze vardı ki; Ruhu şad olsun Çok mükemmel bir insandı. Kendisine Ermeni denmesini hakaret sayardı. Peki bu toplumu yani doğu halkını katil gösterme hakkını kim vermiş bunlara. Böyle bir iftirayı nasıl kabul eder ve bu toplumun adına, babalarını dedelerini katledenlerden, hatta çocukları parça parça edip ağaçlara asanllardan, Hamile kadınların karınlarını süngülerle deşenlerde özür dilemek bu topluma bir hakarettir bu hakareti hiç kimse kabüllenemez. 3- Millet olarak ulusal hassasiyetimizdir. Hiçbir kanıtı olmayan Ermeni iddialarını kabullenip Özür dilemek, millete Devlete karşı yapılmış bir işlem olarak görülüt ki Sonuçlarını düşünmek bile istemiyorum. Bunlar bir büyük ihanetin içindeler. Bir savaş anında dönüp kendi cephesine ateş eden hainle bunların yaptıkları arasında hiçbir fark göremiyorum. Birşeye daha işaret etmem gerek: Demekki bu özürcüler katil ki özür diliyorlar. Hani birisi çıkmış 'Biz birbuçuk milyon Ermeniyi katlettik' demişti ve ona da sormuştum. Sen bu haltı tek başına mı yaptın ve ya kimlerle yaptın da hiç kimsenin haberi olmadı bre katil. Ama o bu ifadesinin ödülünü aldı Tarihte ilk nobel armağanlı romancımız oldu. Şimdi bunlara soruyor ve savcıları da göreve çağırıyorum. Bunlar bu katliamı nerede nasıl ve kimlerle yaptılar? İtiraf ettiklerine göre bu caniler nasıl serbest dolaşabiliyorlar. Bir özürle kurtulamazlar. Bana, Doğulu kardeşlerime ve Tüm millete ve devlete iftira suçundan dava açılmasını istiyorum. Yada kendileri katilseler cinayet suçundan yargılanmalarını talebediyorum. İftiraya uğrayan kahraman milletimi yiğit fertleri. Bu aydın denen karanlıkları şikâyet ederek hakkınıuzı kullanın. Savcılıklara dilekcelerinizi verin. Bakalım sonuç ne olur. Ben l959 dan beri ömrüm boyunca bu olayın gerçeklerini araştırdım. Tarihcilerden, yazarlardan felan değil. Bizzat olayları birebir yaşamış insanlardan. Önce Van-Başkale ilçesinin hespistan köyünden başlayayım. Orada öğretmenken Bir kürtce şarkı söylenirdi. Çok acıklı bir şarkı ve sonu şöyle biterdi. (Havara Türke Düre, Kurt haine lo..) Ben merak edip bu şarkının hikâyesini sorduğumda. Musttafa Dayı Adlı iyi türkce bilen birisi şöyle anlattı. Genç bir ağanın köyü Ermeniler tarafından basılır.Köy halkı toptan katledilir. Ağa konağında, çocuklarının ve üç karısının yanında iken Konak sarılır. Hiçbir taraftan yardım da gelmez ve kurtuluş mümkün değil. Hanımları, gelini, kızları ağanın yanına gelerek yalvarırlar. - Ne olur bizi Ermenilere sağ bırakma. Konağın kapıları kırılmaya başlayınca Ağa hanımlarını, gelinini ve kızlarını teker teker vurur ve kapıyı açarak kanının son damlasına kadar savaşır ve şehit düşer. İşte bu acıklı olay bu şekilde şarkı sözlerine dökülür ve yaşatılır. En az 30 canlı şahitten duydum ki Katliam Ermeniler tarafından yapılmış, Türkler tarafından değil.Bu hatıralardan oluşan bazıları bazı İstanbul gazetelerinde de yayınlanmış onlarca hikayesi var tarafımdan kaleme alınmış. Öyle hatıralar varki tüyler ürperten. Bir ambara doldurmuş diri diri ateş vermiş yakıyorlar. Bir anne sarı saçlı bir kız çocuğunu tanıdığı bir ermeniye uzatarak Bari bu çocuğu yakmayın ne olur diye yalvarıyor. Alan ermeni herkesin gözü önünde iki ayağından tutarak ambarın direğine kafasını vurup parçalayıp içeri atıyor. Bunu bu manzarayı görüp oradan uzaklaşıp din değiştirip Mehmet adını alan bir ermeni anlatıyor. Halbuki yaptıklarından korkarak beşikteki çocuklarını bırakan ermenilerin o çocuklarını alıp kendisine evlat edinen birçok insan tanıdım. Hele bir Müslime teyze vardı ki O çocuklardan birisi imiş. Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir hanımefendi. Makamı cennet olsun. Ermeni olmasına rağmen kendisine ermeni denmesini hakaret kabul ederdi. Yukarıda anlattığım mezalimden yüzlerce örnek var. Ben bu hikâyeyi Tarih çalınmasın dediğim için, hakikat bilinsin için naklettim.. Peki hal böyle iken, Olayları ters çevirip dünyaya sunan ermenilere mi yoksa olayları yaşayanlara mı inanalım. Çıkan toplu mezarlar da bizim..Onların iddialarını kanıtlayacak hiçbir delilleri yokken.Ermeni Komitacıları tarafından vurulan Cemal Paşanın Neslinden Birinin bile Özür dilemeye kalkması Ne anlama gelir. Bakın bakayım o mezalimi yaşayanların torunlarından bi tek kişi varmı bunların içinde? Ben. Yaratılanı Yaratandan ötürü seven bir Müslümanım Elhamdulillah. Barışa evet. Geçmiş geçmişte kalmış derseniz unutmaya, tarihe gerçek şekliyle teslime evet. Ama hiç kimsenin kalkıpta ben ki bir erzurumluyum.Zulum görmüş Dedelerimi zalim ve katil göstermeye hakkı yoktur. Bunlar satılmamışlarsa, Aldatılmışlardır ve adları ne kadar aydın olursa olsunlar en az bu olayların mürekkep cahilleridirler. Saygılarımla... ....................Seyfeddin Karahocagil
MUHTEREM HOCAM, BU ANLAMLI DİZELER VESİLESİYLE O MALUM ÖZÜRCÜLERİ VE O ZİHNİYETİ BİR KEZ DAHA KINIYORUM..KALEMİNZ DAİM OLSUN SELAMLAR SAYGILAR.
-Tarihte hiç bir millet Osmanlı kadar Ermenilere hoşgörülü davranmadı. Tarih boyunca Romalılar, Persler ve Bizanslılar tarafından Anadolu`nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören Ermeniler, Türklerin Anadolu`ya girişlerinden sonra; Türklüğün adil, insani, hoşgörülü, birleştirici töre ve inancından yararlanmışlardır. Bu ilişkilerin gelişme ve doruğa ulaşma çağı olan 19. Yüzyıl sonlarına kadar süren devir, `Ermenilerin altın çağı` olmuştur.
Zira Osmanlı Devleti`nin çalışan, liyakatli, dürüst ve üretken her teb`asına sağladığı imkanlardan Gayr-i Müslimler içinde en çok faydalananlar; Ermeniler olmuştur. Askerlikten, kısmen de vergiden muaf tutulurken, ticarette, zanaatta, çiftçilikte ve idari işlerde yükselme fırsatını elde etmişler ve devlete bağlı, milletle kaynaşmış ve anlaşmış olduklarından dolayı `millet-i sadıka` olarak kabul edilmişlerdir
-Tarihte hiç bir millet Türkler kadar Ermenilere hoşgörü göstermedi. Ermenistan devleti kurulduğunda ilk tanıyan Türklerdir.
- Bütün yaşananlara rağmen, 1918 de kıtlık içerisine giren Ermenistan'a kendi de kıtlık çekmesine rağmen 100 bin ton buğday yardımı yapmıştır.
- Kadere bakınız ki geçmişimizin de bu günümüzden farkı yok.
- Katledilen bir ermeni vatandaşı için hangi devlette binlere yakın insan çıkıp 'biz ermeniyiz' diyebilir?
- Eskileri bıraktım , yenilerdeyim: Bakınız Ermenistan'da çıkıp bir gazetecimiz katledilse, acaba kaç ermeni çıkıp 'hepimiz türküz' diyecek.
Bu yazının yazarından cevap bekliyorum. bana bir sayı verebilir mi acaba?
- Hadi onu da geçtik, Tarih zaten Ermenilerin türkleri nasıl katlettiğine bir değil onlarca kez radikal bir şekilde şahitken, şuan Ermenistan'da kaç aydın(!) çıkıp 'türklere karşı vicdanen rahatsızız. özür diliyoruz' diyor??
Ya ermenistanda yeterince AYDIN(!) yok, Ya da ????
YA GERÇEKTEN AYDINLANIN BEYLER YA DA İÇERİSİNDE OLDUĞUNUZ KARANLIK HEPİNİZİN YALANCI AYDINLIĞI OLMAYA DEVAM EDECEK.!
Çünkü; Bu aydınlar “en büyük felaket” için özür dilerken, aslında “Türkiye’nin soykırım yaptığını” kabul etmiş oluyor. Ama kendilerine sorulunca, “Hayır bizim imzaladığımız metinde soykırım sözü geçmiyor” diyorlar!..
Gerçekten yüksek bir bilinçle karşı karşıyayız!..
Çünkü, 1923’de Lozan’ı imzalayan Avrupa ülkeleri bu soykırım iddialarını temize çıkarmışlardı. Lozan bunun da belgesi.
Aslında İngilizler’in İstanbul’da işgali sürdürdükleri 1921’de (yani Cumhuriyet öncesinde) Malta Sürgünleri Davası’nda da İngilizler her türlü suçlamayı yapmış, ama kendi kurdukları “olağanüstü mahkeme” bile beraat kararı vermişti!.. Beraat!..
Bu yalanı Ermenistan’ın ilk başbakanı Ohannes Kaçaznuni de, belgeleriyle itiraf etmiş ve kendilerinin ne kadar hatalı olduğunu; “Türkler’den özür dilemeliyiz” ve “İntihar etmeyi öneriyorum” sözleriyle dile getirmişti.
EVET GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE MİLLET OLARAK KUVVETLİ BİR ÖZÜRÜ HAK EDİYORUZ.
HEM DE FAZLASI İLE..
ÖZÜR DİLEMENİN EN BÜYÜK ERDEM OLDUĞUNUN FARKINDALIĞI İLE HEM DE!
Ali Cengiz oyunlar
Kanıma dokanıyor
Ermeni soyu bunlar.
Tebriklerimle üstadım.Böyle şerefsiz bir oyuna sessiz kalmak ,bir Türk vatandaşı olarak ,bizlere yakışmaz dı.
tebrik ve selamlarımla_______Hamit Körken
TÜM YORUMLAR (49)