Özür diliyorum doğadan
hoyratça hırpaladık uzun zaman
yeşil gülümsemelere kıydık,
çayır çimen, dal budak dağlarında.
Karlı tepeleri damıttık üzümlü bağlarda.
Kimse görmez sandık maviye tecavüzü
mor bulutlara, ak bulutlara sardık
deldiğimiz ozon katmanları.
Buzulları kazan altlarına odun vurduk,
suyu kire yıkadık,
suyu kimyasallara buladık,
sonra yaşamın filizlerini suladık.
Umudun sabahlarını uykulara verdik ,
elimizde kalan irinli, cerahatlı bir akşam.
Geleceğimizi düne gönderdik,
dünü önceki gün gömdük oysa
sahte bir duayla, inançsız bir cemaatla.
Geldik bu güne,
tehdidindeyiz
pandemik bir virüsün.
Önce ellerimizi ayırdı birbirimizden,
muhabbetimizi iteledi,
kapattı evlerimize, kilitledi odalara.
Hücrelere soktu sevgilerimizi
kin tehdidi evrensel, kardeşlik yenilmişken.
Açlık, yoksulluk feryatta vahşi sömürüye,
insanımın yaratısını çalanlar
zulüm depremlerinde titrer,
çatırdıyan liberal çürümüşlüğünde.
Korkmayın kardeşlerim,
salgın söner bir üfürmesiyle
özverinin önünde.
Hekimlerim, hemşirelerim
can veriyor hizmetlerinde
sen tutun diye yarınlara,
sarıl diye çocuklarına.
Diren, inan, yıkılma,
umutsuluğa kapılma.
dayanarak şarkıların nağmesine,
türkülere akarak, ufuklara bakarak
değişimler çalıyor kapını.
Henüz kıyameti değil insanlığın,
başlangıcı olacak
insana odaklanmanın
doğaya saygı duymanın.
Ben özür diliyorum doğadan,
hınçlarıma, hırslarıma
kuban ettiğim dünyadan,
selamlar asırlar sonrasına,
ders aldığım hatamdan.
İnsan her şeydir,
doğa ellerimizde, gelecek nesiller bugündedir.
Kayıt Tarihi : 8.4.2020 14:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!