İnsanoğlu çok garip bir yaratık aslında.Gülerken_ağlayan,yaşarken_ölen,doyumsuz,tatminsiz ve hep sahip olamadığının ardından koşan...Koşarken odaklandığı hedefe varınca ve emeline sahip oluncada,onun değerini bilmeden kaybeden.Neden böyleyiz? hiç düşündükmü? O kadar zorluklara göğüs gererek,önümüze çıkan her engeli aşarak verdiğimiz bu mücadelenin sonunda kazandığımız başarının,zaferin keyfini sürmek varken,neden herşeyi bir kalemde silip atıveriyoruz?
Özünde bu ruhumuzdaki yalnızlıktan kaynaklanmıyor mu? Ne kadar gülsek de,ne kadar yaşasak da,ne yaparsak yapalım,ne kadar çok dostumuz olursa olsun ruhumuzun bir köşesinde kimselere göstermediğimiz,kimselerle paylaşmadığımız bir köşe yokmu? Orası sanki bir sorgulama odası değil mi? Oradan dış dünyayı seyrediyor ve nekadar olumsuz gördüğümüz şey varsa orada kayıda geçirmiyormuyuz? Ve orası kendimizi,kendimizce güvene aldığımız yer değil mi?
Çoğu zaman herkesten,hatta en çok sevdiklerimizden bile kuşkulanmıyormuyuz? Aşık olduğumuz da bile pembe gözlüklerin ardından dünyaya baktığımız da bile,yüreğimizi kıpır,kıpır yapan,bütün bedenimizi heyacandan titreten sevdiğimizin yanındayken bile,o na en güzel aşk sözlerini fısıldarken bile,özünde tümü kuşkudan kaynaklanan kıskançlıklar geçirmiyormuyuz aklımızdan? Bizi ölesiye sevdiğini söylerken,NEDEN,NİYE diye bir sebep aramıyormuyuz? O na herşeyimizle teslim olmaya hazırken bile yaşamıyormuyuz bu kuşkuyu? Sanki sevdiğimize yada sevdiklerimize karşı bir düşman besliyoruz içimizde.Bazen geceyarısında bile,konuşulan bir sözü anımsayıp,onu çok farklı biçimde yorumlayıp,içimizdeki kuşkuyu nefretle yoğurupbir yılan yaratmıyormuyuz? Sonrada bu yılanı besleyip büyütüp,bizi sokmasına izin vermiyormuyuz?
Her insankendi odasında sorgu odasında yaşıyor bu gelgitleri,ha bir eksik,ha bir fazla...
Gelin son verelim artık bu yersiz kuşkulara.Hayat o kadar kısa ki dostlar.Çoğumuz zaten çoktan yarıladık yolu.Eğer şu geride kalan ömürde sorgu odamız da yalnızlığa mahkum etmek istemiyorsak kendimizi,ruhumuzdaki bu odayı yıkmakla başlıyalım işe.Gülelim,güldürelim.Sevelim,sevilelim...Öldüreceksek eğer gerçekten sevdiklerimizi değil,içimizdeki çöreklenmiş yılanı öldürelim o bizi öldürmeden.Ve ne olur sevliyorsak da değerini bilelim sevenimizin...Kuşkusuz,öfkesiz ve çıkarsız nice gerçek sevgilere ve dostluklara...
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Zeynep hanım: bir yazmış pir yazmışsınız,ne kadar güzel anlatmışsınız ÖZÜMÜZDEKİ BİZ i. Kaleminize,yüreğinize sağlık.Sizi kutluyorum.
Haklısın,saygılar
SANATKARLARIMIZ DA OLDUKTEN SONRA MESHUR OLUYOR MAALESEF....SARTLI BAKIS ACIMIZ VAR BENCE ONDAN OLUYOR....TEBRIKLER
Harika bir yazı,bunca acı tecrübeden sonra bu yazı ah keşke dedirtiyor. Yolu yarılamışız zaten ne çare gidenler gelmiyor geri.Yine de kulağımıza küpe ola.
çoğu insanların ,dilinin ucuna gelipte söyleyemediği şeyleri .....söylemeye çalışmışın ..evet çok doğrudur,bu duyguları yaşamayan hemen, hemen , hiç yoktur.kimse başaramaz o, oadaya girmeyi . sevgili zeynep hanım .size çok teşekkür ediyorum. o,odanın kapısını bize araladığınız için .......
Gerçekleri o kadar güzel anlatmışsınızki yazdıklarınızın her kelimesine harfiyen katılıyorum.Yüreğinize sağlık zevkle okudum ve tam puan veriyorum.Saygılarımla akşamınız hayırlı olsun.
Zeynep hanım,
sevgiye dair yazdıklarınız;yaşanmışlıkların,gözlemlerin sonucunda ,akıcı bir üslûpla kaleme alınmış ve herkese 'evet' dedirten cinsten...
Başarılı bir nesir çalışması olmuş..
Tebrik ediyorum...
+10 puan + ant.
birşeylerin peşinde koşar durur insanoğlu...hayatın gerekleri sanırım.....tebrikler...teşekkürler....
TEBRİK EDİYORUM
BAŞARILAR DİLİYORUM
Yaşamda yapılması gerekenleri çok güzel ve yapıcı özelliklerde dile getirmişsiniz.Zevkle okudum size katılıyorum Benimde YAŞAM adlı şiirim ve seslendirmesi var zaman ayırır dinlerseniz çok sevinirim Sevgi ve saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta