Hayli zaman oldu özümle muhabbeti kestim .
Vakitsiz muhabbetlerim vardı oysaki ...
İki çay şekerinin belini kırmak gerekmiş bazen.
Tren katarlarının bir engele denk gelen sesini hissediyorum. Taaak, taak, tak,ta diye geriye doğru sesin kayboluşunu hissediyorum.
Öyle işte özüm ... Bir Kerbela değil belki ama ihanetler sıradanlaştı diye yeni kerbelalar yaşanmıyor . Ölüm yaşama göre daha popüler bu aralar . Sıkıntılarım başkalarının sıkıntısı yanında mahcubiyetten boyun eğiyor.
Belki de yanlış zamana doğduk özüm .
Veya niye doğduğumuzun farkında değiliz .
Bak özüm! şu, incir ağacı değil belki ama hastane önü olduğu için aklıma incir ağacı geldi türküden dolayı. Onun dibindeki teyzenin yüzündeki çizgilere karışmış çaresiz ve boş bakışları hayatı özetlemiyor mu sence de ?
Bir de şu delikanlı adama bak çaktırmadan. Baba olmak nasıl da hemen mizacına oturdu . Köşedeki teyzeyi fark etmedi yoksa sevincini gizli tutardı .
Özüm , meğer şu alnımı cama dayayıp izlediğim geçişler şehrin değil ömrün geçişleriymiş. Bir zamanlar büyümek istedik ,cenneti istiyormuşuz meğer ...
Ya işte öyle özüm . Seni ağlatmamak için muhabbeti kesmiştim. Fakat anladım ki ağlamak da ömürdendir tıpkı ölümün ömürden oluşu gibi ...
Kayıt Tarihi : 20.10.2021 22:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muhammet Mehdi Gez](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/10/20/ozume-kelam.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!