Özüm Seni İster, El Seni İster

Perişan halimden haberin var mı?
Gözüm seni ister, sel seni ister
Haykırsam sesimi, ruhun duyar mı?
Özüm seni ister, el seni ister

Kirpiklerim konaklarken kaşlarda
Garipliğim tavan yapar beşlerde
Akla ziyan, sarpa saran işlerde
Çözüm seni ister, hâl seni ister

Ettirmesen düşmanları temaşa
Emanetin hakkı, geçmese boşa
Etmeye her an’a düşleri inşa
Ruzum seni ister, yıl seni ister

Gecesi yok, gündüzü yok, bilesin
Özleyişim, ötesinde hevesin
Gidişatım belli, akıbet kesin
Sızım seni ister, yol seni ister

Görmezse bahtımız felekten jesti
Birlikte çekeriz hükmüne resti
Senden başka kimim var ki can dostu
Közüm seni ister, kül seni ister

Sabır desen, gittiğin gün yok oldu
Yokluğunda can cesede yük oldu
Gamzeleri silineli çok oldu
Yüzüm seni ister, göl seni ister

Olmaz gönderilen elçiye zeval
Davete icabet eylesen derhal
Aklımdan geçene tanık Zülcelal
Yazım seni ister, pul seni ister

Kapandı âleme, Delibal kapım
Açmıyor ekranı sensiz laptopum
Yas tutuyor sen gideli sır küpüm
Sazım seni ister, tel seni ister