Dayanılmaz bir uğultu başlar kendiliğinden
Zonklar şakaklarımda kırık, dökük hayalin
O an ağlamak isterim, son gözyaşlarımla
Gece uzar; sabah bir türlü olmak bilmez
Konuşur zihnimde senden ne kalmışsa geriye
Geride ne varsa senden, hepsi hayal, meyal
Son bir hayalin kaldı bulanık, silip atmak isterim
Her şey bir o kadar değişti, senin kadar
Acımasız hayalin ve ne kalmışsa senden geriye
Eskimiş, kokmuş ya da kırık, dökük
O eski körpe günlerimiz değil ki şimdi
Büyüdü şakaklarımda o gonca beyaz nergis
Yaprakları döküldü ellerimden tek, tek
Uçtun gözlerimden bir gölge kadar hafif
Geriye ne varsa senden, hepsi hayal, meyal
Sensizliği aşmak için ölesiye yaşanınca
Eskimişliğin, kokuşmuşluğun, kırık, dökük
Ne hayaline yerim kaldı nede gözlerine
O eski körpe günlerimiz değil ki şimdi
Son bir hayalin kaldı bulanık, silip atmak isterim
(Lefkoşa, 19.10.2010)
ANNE
Doğdum ağlayarak annemin şefkatli kollarında
Sanki şimdi, dün gibi
Ağlıyorduk beraber, sarılmış sevgiyle kucağında
Sanki şimdi, dün gibi
BABA
Belli etmek istemedi korktuğunu
Gözlerime bakarak gülümsedi
Titreyen ellerini görmemem için gizledi
Kapatmak istemedi yaşlı gözlerini, diretti
Mahalle kahvehanesinde bir ihtiyar
Elinde harnup ağacından bir baston
Tavla oynayanları izler, derin düşüncelerde
Yüzünde ifade var denilemez
Kıstı mavi gözlerini
Bakışları nohut kadar küçük
Herhalde gözleri pekiyi görmez
İhtiyarlık hali çok sıkıntılı
Pantolonunun ütüsü falan yok
Muhakkak yalnız yaşıyor
Çoluk, çocuğu var mı yok mu bilen yok
Daha kimse ile konuştuğunu görmedim
Oturup, oturacağı en fazla iki dakika
Kalkar, ayaklarını yere sürte, sürte yürür
Ağır bir hastalık geçirmiş diye söyledi kahveci
Yüzünde ifade var denilemez
Tüm arkadaşları herhalde ölmüş olmalı
Kendisi zaten doksan yaşında falandı
Kahvehanede kimse ile konuştuğu yok
Oturup oturacağı en fazla iki dakika
İhtiyarlık hali çok sıkıntılı
(Göçmenköy, 06.12.2011)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!