İnsanları tanıyamadım genç yaşlarımdayken,
Kimi okyanus kadar derin, bazıları sığ bir nefesti.
Onlar gerçek duygularını mı yansıtıyorlardı?
Yoksa tanımadıkları bilinçdışı sebebiyle bir yalanı mı yaşıyorlardı?
Uçsuz bucaksız maviliklerde var mı bir leylek?
Tebessümü ile süzülerek
Kalbi yaprak damarına misafir edecek
Ve ağacın bütününe hükmedecek
Dalın üstünde kıpırdayan damlacık
Damlacıkta yüzen kırmızı balık
Kafasına külah geçirmiş bir sihirbaz ,
Aylardır illüzyon yapıyor .
Hedef şaşırtmadı değil ,
Yalanlar ile uğraşıyor .
En kötüsü insanın kendine yaptığı illüzyon,
Çok daha zarar veriyor.
Geceleri ışıklı rüzgâr türbinini bile döndüren itaatkâr,
Sana seslendim, sen değil misin evrendeki her şeyden haberdar.
Lodos musun, meltem misin yoksa kıbleden mi esiyorsun böyle hürmetkâr.
Peki kendini tanıyor musun, neden bu zıtlıkların ve yeryüzündeki iktidar?
Ruh dehlizini yapalım mı, ne söyleyecek bakalım hakkında laboratuvar.
Kanatları kırılıp sahte kanat verilen kelebekler bile seninle uçar.
Black Moon’lar,
Ayrılın dünyamızdan vakit varken.
Dolunay’ın ışığını ve bütünlüğünü örnek alın kendinize.
Değişin ve dönüşün bir çok kez fırsat verilirken,
Ruhunuzu şifalandırabilmek için en önce.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!