Seslenişin öyle uzaklardan değil küçüğüm,
Gönüller beşiğinden.
Gülüşün ay-yıldızlı akşamlarca güzelmiş,
Mahzunluğun heden?
Bürüyor yüreğimi duman duman
Gözlerindeki hüzün.
Bosnalı yetimler mi ağlıyor yoksa?
Kapkaranlık gündüzün.
Benim gözlerime de bulut bulut gam yüklü,
Okullar bana yasak,
Baş alıp gideceğim bu diyardan
Umut ülkesi uzak...
Asırlar öncesinde kırılmıştı zincirler,
Sevgiyi paylaşmıştık dilim dilim.
Artık sevgiye hasret, umutsuz tüm gönüller,
Artık zincirli elim.
Yetimler ocağında üç öğün taş kaynıyor,
Yaşları dindirecek Ömer yok.
Davetler verilmekte, şatafatlı evlerde,
Sultanların karnı tok...
Yiyecek ekmek arar Doğu'da kardeşlerim,
Çöp dağları arasında.
Gözler kör, kalpler hissiz, kulak sağır...
Herkes kendi havasında...
Yıllar yılı kan ağlar ötelerde,
Yiğit Çeçen kardeşler,
Medeniyet kalesi taassupla kuşanmış,
Filistin boşa bekler...
Her geçen gün bulut bulut yükselir,
Sessiz feryatları mazlumların,
Bekleme, umut etme, yüreğini kahretme.
Işık yok, umut yok ki yarın.
Cehaletin karanlığı kol geziyor,
Esaret her yerde...
Parlak, umutlu nutuklar söyleniyor
Muhteşem kürsülerde...
Kayıt Tarihi : 4.4.2007 18:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!