Bir akşam vakti,
Toprak yoldaki lastik sesleri;
Ya da boşa çalan, arayan,
Bir telefon sinyali,
Tam da özlemin tarifleri..
Saat, kimbilir kaç kırk
Geçmiyor zaman,
Bir an sonranın
Çırpınışında, ama bitik,
Akrebe takılan yelkovan..
Genizde buruk kokusuyla yalnızlığın,
Bir başka akıyor yaşam.
Kalemin siyah ucu,
İçini dökerken sayfalara;
Sıkıntılardır boğulup giden aslında,
Bir fincan kahvenin sıcaklığında..
Gökyüzü, parçalı bulutlu,
Bardaktan boşanırcasına
Yağmurlara gebe geceler.
Özlemlere bile sinmiş,
Islak toprak kokusu.
Gönül se, anılarla seyr-ü sefer...
Seni özlüyorum çocukluğum, seni.
Kendimi,
Altınoluğun çakıltaşlarında
Yeniden varetmeyi;
Savrulup ta lodosun hırçınlığıyla
Sulu sepken çiseleyebilmeyi
Öylesine özledim ki..
20/04/2006
H Hikmet Esen
Kayıt Tarihi : 21.4.2006 14:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kendimi,
Altınoluğun çakıltaşlarında
Yeniden varetmeyi;
Savrulup ta lodosun hırçınlığıyla
Sulu sepken çiseleyebilmeyi
Öylesine özledim ki..
Sevgili olsa döner diye beklersin...Gelecekle ilgili olsa hayal edersin ama anılar için yapacak bir şey yok... Yaşandı ve bitti...Ne kadar özlersek özleyelim kavuşmak mümkün değil...Ne kadar acı... Anılar için üzüntüde ve mutlulukta garip bir ortaklık kurarlar derim hep. Sevgiyle kalın. Zuhal Demiröz
Sulu sepken çiseleyebilmeyi
Öylesine özledim ki..
İçimizdeki çocukluğa ve de özleme selam olsun.M.Yasdıman
TÜM YORUMLAR (8)