Rüzgarın ardına takılan bir umut gibi
Islattım Cebeci’nin boş sokaklarını gözlerimden geceye akan yaşlarla,
Sensizlik bir yara içimde
Ölüme giden bir mahkumum
Söyleyecek sözüm sensin
Ama
Yoksun buralarda,
Gesi’ye uzak bu yollar
İçimde bir kelebek ömrüm kaldı sanki
Taşırıyorum suyumu
Cebeci ıslanmalı bu gece
Cebeci ağlamalı
Yoksun
Bir selam kesiği ruhum
Yoksun
Bir hıçkırık özlemim
Yoksun
Acıların kapısına düştüm,ellerim bağlı,çaresizim
Beni de al desem küser mi kuşların?
Çiçeklerle bezenmiş yatağının başında öleyim desem
Hasretime baş parmağını sürsem yıkılır mı bu kent?
Pencerene bakıp iç çektim
Bütün acılar metro’da salındı şimdi
Bahçeye bir susam ektim ama sen yoksun
Göz aralığı bir ses
Çığlığıma takılan bir nehir akışı
Elimde parçalanan bir şarkı yalnızlık
Yoksun
Gesi’nin duvarları taşıdı yüzünü
Kayseri mutlu,mağrur ve gururlu
Peki ya Ankara?
Yitik,tozlu,sıcak,hüzünlü…
Bilmem hangi köpeğin kopuk başı…
Kayıt Tarihi : 24.7.2008 18:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!