Bırak...
El yerine konulmuş sevdaların,
Başrolünde kal sen.
Sarmasın hiçbir gece seni.
Zira derdini, kimseden dilenmedin!
Ondan ki sevemediğin olmadı senin.
Bir deli düş değil bu
Biliyorum,
Sonu hep yarabere olacak
Kartallar geçerken ufkundan gecenin
Çakallar gelecek yerini alacak
Ateş kızılı alevli dudaklar
Farkında olmadan ısırarak
Sıkarken dişlerini zamanda
Kan gibi akar pişmanlıklar
Ama bu sebeple
Kefensiz gömülür gönülde ölenler
Bir de beni anlasan
En puslu gecelere akıyor
İnce bir ırmak gibi zaman.
Taşıyor sabaha,
Usul usul bu hüzünlü geceleri.
İçimde bir deli oturmuş ağlıyor
En saf çocukluk bu tanıdık belli olan
Oğul zamanlarından
Umut zamanlarından
Gün zamanlarından
Son zamanlarına akıtıyor
Geçiyorum hayatından
Bir mechule gidiyorum
Bu gecenin kelebekleri de
Düştü yıldızlarından
İki cihan bir arada
Bu hüzünlü gecelerde
Sana hasret cümlelerle
Kendimle boğuşuyorum
Vuruyorum dibine dibine şişelerin
Buldum derken, hep kaybediyorum
Kayıbım sensin, arıyorum
Uzun etekleri kırmızı fırfır
Dönüyor durmadan pervaneler
"Hafıza-i beşer nisyan ile malûldür"
Berşanı baki olan rakkaseler
Bilmezler mi figürlerin
Nakarat gibi tekrarı yok
Bazı sözlere
Kulağım sağır nicedir
Ama zamanın kara çarşafına da
Sarılmakta olmuyor
Aklım bu deli sevdama biat etmiyor
Denizinde boğulmuyorum
En, en dibine çeksen de
En azından bir deniz yıldızı
Eşlik eder
Anı yaşarım
Mutlu olmayı beceremem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!