Farklı iklimlerde esen rüzgarlar gibiydik,
Sen kavurucu, sıcak çöl rüzgarı,
Bense soğuk, itici ve kuru garip bir yel.
Bir arada olamayacağımızı bile bile kandırdık kendimizi.
Meçhule yol aldık,
Yalnız, bitkin, yorgun ve düşe kalka
Aradım durdum olmadık yerlerde,
Ve en umulmadık yerlerde hayaline aldandım.
Benden aldığın duygularımı
Ve o ilk günkü inancımı, inancımı aradım durdum.
Farklı yollardaydık, farklı duraklarda indik,
Ben sana doğru gelirken, sen başka yolculuklara yol aldın
Yollarımız farklıydı,
Yollar, karşılaşmamamız için bin bir türlü oyun peşindeydi.
Ben aradan geçen onca zamana inat,
Seni sevdiğimi söylediğim o günü hatırlayıp teselli buluyorum
Sense bir bilinmezliğin arkasından kendinle birlikte,
Beni ve hayallerimizi de sürüklüyordun.
Ben senin en çok çocukça bakan o gözlerini sevdim,
Hep parlayan, saf, temiz,, gururlu ve çocuk gözlerini,
Farklıydın,
Ya da bana farklı geldin.
İlla sevecek ya bu yürek belki de bahane bulup inandı.
Sonra,
Sonra sen gittin
Ve senden geriye bir tek resimlerin kaldı,
Her gece aynı duygularla baktığım resimlerin.
Ben neden bu kadar çok sevdim seni?
Ya da sen neden sevmedin, sevemedin beni?
Sen en güzel en güvenli ve en sevimli limanımken,
Şimdi gidip kime sığınayım?
Bütün çelişkileri senden sonra öğrendim,
Yaşamak, ölmek, gülmek, ağlamak ve özlemle yanmak...
Özlemek ölmekten sadece iki harf fazlaymış,
Şimdi daha iyi anlıyorum.
Kayıt Tarihi : 25.6.2012 14:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!