Martılar susuyorlar teker teker,
Teker teker atlıyorlar boşluklara...
Çırpmaz hiçbiri kanatlarını...
Çırpmaz yokolmaya,
Sonsuzluklara...
Ve ben düşmelerine ağlarım...
Gözlerim dalıyorken uzaklara.
Hançer;
Bıçak gibi yokluğun...
Yetmiyor sesin, nefesin de olmadıkça,
Yetmiyor düşün, sen karşımda durmadıkça...
Bıçak gibi yokluğun...
Ve hançer...
Bir bebek ağlıyor odama yakın odalarda
Bir anne tokadı patlıyor, dudakları büzülmüş
Bıçak gibi yokluğun ve uçmak gibi bir şey...
Çatılardaki umutsuz martı sırtlarında...
Çatılarda o mutsuz karartılar...
Geçer;
Geçer diyor en karamsarı bile...
Yetmiyor bu teselli ve hiçbir avuntu
Yetmiyor besbelli...
Güneşin doğması da çözüm değil,
Bir rüzgar esmeli ezgiler taşıyan
Doldurmalı kulaklarımı...
Bensem hala yaşayan...
Bir karıncayı eziyorlar; sokağın diğer ucunda
Bir keşif kolu ona mezar geziyor...
Uçmak gibi yokluğun, kanatsızca semalarda;
Çırılçıplak gezmek savaş meydanlarında...
“Geçer” diyor en düşmanı bile,
Yetmiyor bu teselli...
Vurulacağım besbelli...
Hançer;
Bıçak gibi yokluğun...
Yetmiyor hayalin, sen beden bulmadıkça
Yetmiyor mektupların, yanımda yazmadıkça
Bıçak gibi yokluğun
Ve hançer...
İşte böyle özledim seni ben...
İşte böyle bekliyorum.
Kayıt Tarihi : 19.11.2006 21:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!