Özlem (Köyde İlk Aşk) Şiiri - İbrahim Çe ...

İbrahim Çelikli
1151

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Özlem (Köyde İlk Aşk)

Özlem

“-onu-bunu boş verin
ben size bi bayramda
başımdan geçenneri deyivireyin
görün bi nassı bayram geçirmişiyin”
“……”

“-o aralar yeni yeni deliganlı oluyon
nerdeyse her gün tıraş oluyon,
len valla yüzüm yumurta gibi
ne ğadar gazırsan gazı
aynaya bakıp duruyon
Müslük Ebe bile gördü müydü
“-len çocuk, seni gördüm müydü
başım dönüyo
seme oluyon
hinciki ğızların hiç aklı yok töbossun

ben olsam valla,
dikilirin garşına
“yiğit ben sana havasın” derin
olmadı geder evinize
oturagorun
beni gaçırdı deye
gözelliğise-gözelliğinen
olmadı,
tüfeğise tüfenen

gözel çocuk,
seni bi afsınlayıvırayın
maazallah göze-möze ğelisin
neminazım
aman ha
gıyaman sana”
derdi
biz de eşek değiliz ya
o keyfinen
avcına bişiyler sıkışdırıdık,

“-ğözel o(ğ) lan senden para alırmıyın heş”
dese de, guşağının arasına saklardı
o bir arabuluculuk sevdasındaydı
hep keyif bağışlardı
“-madem izbar etdin
Omar’ıma vereyin
değilise alman
ben netçen hindikten keyri
parayı-marayı”
de!

ben de o ğünnerde
beyaz laylom gömlek,
ütülü pantul-iskarpin
saşlar arkaya daralı
ıldır ıldır
arko grem filen sürünüyon
kokular demişsin cabası
kokucu Yedidağ Çiçekcisinin•
en birinci müşderisiyin

köşeden çıkdım mıydı
garşıkı damlarda
perdesiz camlarda
etişgin gızları
hep benim yolumu
gözlerlerkene buluyon
çakdırmadan el sallayannarı mı,
fırsantını bulup -gaş atannarı - mı
ayna dutannarı mı ararsın
ben burdayın deye
yalan-yanlış ona-buna
başkasına bağırannarı mı

yalan söylemiş olmayan
gayfaya vardığım bille
önşe ğız bobaları
“-buyur gara yeğen
bi çay iç”
“-boban neytdiyo” file deye
muhabbet guruyollar akılları sıra
tabi biz de yuduyoz

dezelerim-halalarım düğünnerde
ben davılın öğünde oynarkana
para dakıyollar
gula(ğı) ma da
işde “-………………..”
şundan, falandan” deye
fıslayollar
“-len gad(i) uğrayasıca
yoluna ölüyo len” falan
deye böğrümü dirsekleyollar
tenimi buruyollar

Allah sizi inandırsın
düğün ertesilerinde
yanlarım, gollarım
mosmor-çümçürüg oludu

işde tam o ğünnerde,
Özlem geldi köye
Özlem de Özlem hani
ne zaman sokağa çıksam,
gözlerim
Özlemin olabileceği yerleri darayo
emme valla bi ben deği
herkeş birbirinden gizli
Özlemin hayalını guruyo
farkında olmamıyın
farkındayın tabi
emme arın bokuna kimseye de bişiy demeyoz
Musduğa attığımız havayı saymazsan
yazık “-valla dünür file yollamadım” deyo
emme -osdurmasa kokmaz- de(ğil) mi

zengin çocuğu belasını da öyle savışdırdık
Allah mafaza “-heyt len” file deyvicek
belaya garılıp galcaz
bereket inkar geldi
çocuğu bida(ha) da o yollarda görmedim zati
bi de aklıma
zavallının ordan geşmesi mezbur da
niza çıkmasın deye başga yerlerden gediyosa da
ayıp edtik valla,
ne de olsa yaşca-başca bizden ilerde

kader işde, o’da gaderine küssün neydeyn hinci
tekerime daş gomaya gakmasaydı
ben biliyon mu, ne bok yediğimi
o zamannnar öyle olcak zannediyoduk zahır
hele bi de Özlemin gulağına gederse
onun uçun elin adamına hava atdığım
“hoşuna ğeder” deye “keyfden köfte” oluyon
insan gözünü daldan-budakdan sakınmayo
öyle zamannarda
aklımız bi garış havada….

dahası… sabah ovaya mı getdim
tabii esgisi ğibi işe gederkene
esgi-püsgü keyinmeyon
n’olmaz, n’olmaz
işdeykene, köye gelikene, köyde
yolda-belde
Özleminen garşılaşma(ya) ca(ğı) m
ne malim de(ğil) mi?
işe ğetdim ya hani
alelacale işe duman atdırıyon
kuşlukdan önce
yallah köye
emme köye gelelekten,
sankı Özlem’e geliyomuşuyun gibi
gönlüm akıp gediyo
dayısı gillerin evden yana

emme oraya varana gadar
düşlerim dovalarım neyise
tam da görebileceğim an!
onu görmekten değil de,
ona yakalanmakdan
gorkuyon haralda
gözlerim pencelerde onu arayokan
bi de içimden
“-işallah yokdur” deyon neyeyse
belki de daha fazla hasret galmağ uçundur
sevda çekmek bu mudur?

gıreşşek bizim evden yana sapınca
sanki zıyana gediyomuş gibi
çevirmeye gakıyon o yanna
neçeden sonura aklım başıma geliyo
Şeddeli görü(r) de olmadık yerde anar,
onun-bunun yanında gınar deye
betim benzim atıyo
“aman neyderse etsin”
deyon kendi-kendime
Aça’nın köşeyi dönünce
yolum düşüyo her tefasında Ortamelle ye
nerden geli(r) , nere ğedersem
gözüm anında o yana gayıyo
bulduğum her fırsatta

bi ğün gene böyle
Goca Suvatta gatır güdüyon
geşmiş gün kimidi valla bilemecen de
“senikinner Garadepe” dedi
çalı toplamaya mı ğetmişer ne
kimseye çakdırmadan
Tığ Bıyığa işaret etdim
yelyopurdumunan
yallah Garadepe’ye
düz ovayı ne zaman geşdim,
nasıl dırmandım Pambıklıg’dan
anam-avradım olsun bilmeyon
neler guruyon neler
düz dolandım o ğedenneri
goca Garadepeyi, Depeyurdu
insan namına,
deşirilmiş çalı yığını deye
ebi-ceddi ne garaltı, ne ün, ne ses
acaba Gorudalar mı
yok Allah yok,
Aşşa Melle’nin sokaklarına varana ğadar
göz gezdirdim didik-didik
bağırmak geliyo içimden deli-deli
Özleeeemmmmm, Özlem!
başga bişiy yok
sankı bulsam oldukları yeri
ne olacak,

ne aşlık çekiyon,
ne susuzluk
geliyo aklıma
serseri serseri dolaşalak,
Mezerdüz, Alışlıdüz,
bakdım İbiş çi(f) t sürcen deye
didinip duru
selam bile vermeden
heğbesinin başında buldum kendimi
ılık suyunu bi dikişde bitirdim
azığında ıçcık guru ekmek
birez peynir
adam çi(f) ti boşladı ğeldi yanıma
ıçcıkda mınmın gonuşurdu ya
“-len olum deli-divane sen bullarda
neytdiyon len”
cuvapbercek mecalım mı var
ordan yes etdim Gorunun Eteğine
senin Culla’nın azığına, saldırdım valla
su, mu yok onda da
eve vardım emme
sürünelek çıkdım okara
doru desdiliğe
anam “-len olum ne bu hal”
anladı deliliğimi
sünmüş galmışıyın
“-gelivi yavrım zufraya otur”
bakdım yazzık iki yumurta gırmış tavaya
ekmek sulamış,
eşşek zeytini goca-goca
gözümün öğünden getmeyo valla
böğünkü gibi aklımda
hala dadı damağımda
meğrem çalıya gedenner bizikinnerimiş
o adama söğmek file de
hiç aklıma ğelmedi töbossun
işdeğcik zevda böyle bişiy…

…..
öte yandan işin aslı ben de
Özlemine(n) bir-kaş kere
göz göze geldiğimde
oldukça mahçubudu
kirpikleri uzun uzun
gözlerinin içi parıl-parılıdı
yüzünde bi allık uçuşurdu
helecandan
her seferinde gözlerini saklardı

seninen gonuşurkana
gamzeleri alana çıkar
yüzüne bakınca,
gözleri, taa içine işler
işte o zaman
kalbim durcak gibi olurdu
nutgum dutulurdu

insan uçar mı
valla uçuyodum sevincimden
o haylaz hallarım filen getdiiiii
melaike gibi bişiy oldum

onun o gözel yüzü
gözlerinin parıltısı,
gülüşü
yüzünün alı
utancından, gözlerini gaçırışı
beni bekleyişi
yolumu gözleyişi
gözlerimin öğünden getmeyo
bu nasıl bişi(y)

havaslık bu mu ki:
insan başgasının uçu
ölümü göze alır mı deyodum ya
ben onun bi gülüşü uçun bile
canımı vermeye dünden ırazıyın
arayer lafı çoğ oludu da
gülesime gederidi

hinci benim durumum
o annadılanlardan bin gat beter valla billa
Dik Haçça’nın Esmecik
“-len çocuk sen havasmın” dediydi
yumurta çalarkana yakalanmışıyın gibi
ben yüzüm gıpgırmızı
“-kime” dediydim
“-Özlemee”
“-ne havaslığı ya!
bi de o lafı çıkarman
…. bacım”
“-yani sen o ğızı sevmeyon mu”
“-şeyyy seviyon da”
“-daa’sı ne”
“-ee o şeerli, üsdelik memur gızı,
beni beğeni mi, köylüye geli mi”
“-civan gibi deligannısın
neyini beğenmeycek”
“-o okuyomuş
zahır okuyana varı”
“-sende oku!
üç otuzuna mı girdin”
“-seviyosan,
götünü sıkacan sende”
“……”
“-adam getirip de
“sen benim gıza havasımışsın
me! ” mi deycek”
………..

“-haaaaa! gız da seni seviyosa
o başga! ! !
okumasan da
çoban olsan da geli,
okumuşsun okumamışsın fark etmez
emme…
bu senin başını göğe değdirmez”

“-ebi-cetdi mutlu olaman,
gönlün ıra(ha) t etmez”
“-sağol Esme Aba …….
okuycan, anasına satayın,
gecemi gündüzüme ğatıp”
….
havasın
havasın işde
aşığın
seviyoooon
Özleeeemmmm

herkes onun hakkında bişiyler anladıyo
yok filana megdup yazmış da
yok filanca isdetceğmiş de
yok şonnara anası olabili demiş de
yok falanın gardaşıynan sıkıymış da
yok falancalara ağşam çorbası işmeye getmişler de
kimi de aklı sıra beni avıdıyo
“-yanal almaya daş atan çoğ olu” deye
bi ğızı bin gişi isderimiş de
bi gişi alırımış da
gönül kimi severse
sultan oyumuş da
“-ee Özlem de seni isdediğine ğöre”
demeye getiriyollar akılları sıra”
yani sağa-sola sataşma
demeğ isdeyollar
öye ya gari
demek kiyne
Musduğa atdığım havayı
duymuş herkeş
zengin çocuğu deye
belki onu goruyollar
ya da bana zengine çatma
belanı bulusun demeğ isdeyollar
umrumdaydı sanki
emme açcık da
aklıma onnara yaranmak isdeyenner
bi bok yemesin
kim vurduya getmeyelim deye de
aklıma ğelmeyo deği

ne taş atannarı gale alıyon
ne avıdannarı duyuyon
emmeee! anası olcak cadaloz garı
o yok mu o!
anası “-tahsılı neyimiş” deye
benden uçu sormuş da
“-bana damad olacağı tahsılı
gızımın tahsılından yünsek olması gereğir” demiş de
“-önşe gızın beğenmesi ilazım deği mi” demiş de
“-bobası köye ğız verceğdi de neye şe(hi) re getmiş” de
“-okuyan ğız köye gelin olu(r muy) muş” da
“-bu dul ğarı mıy mış,
gız oğlan ğızımış ” da
“-onun da gursağında havası varımış” da
“-gızının daha vahtı var”ımış da
neyimiş de
neyimiş
ne olmuş da
ne gonmuş
ohooo!

hiş başga bi zaman
koca köyde sadaca bi konu
bilmeyon bu ğadar gonuşuldu mu
ne anası, ne bobası, ne de bi başgası
varısa da Özlem, yoğusa da
Özlem-aşşa,
Özlem yokarı
Özlem filan yerde
Özlem falan yerde
Özlem honnarda
hinci şonnarda
dün şurdaydı
zabala hordaydı
falanca filancalarda görmüş
öteyki feşmekancalarda görmüşümüş

Özlem hunu demiş,
Özlem bunu yemiş,
Özlem böğün mor keyinmiş,
Özlem saşlarını höyle daramış
Özlem hu türküyü ça(ğı) rmış
Özlemin dik topuğu,
Özlemin uzun boyu,
Özlemin çentesi,
Özlemin mavı eteği,
Özlemin ponturu
bana ğöre de ille Özlemin gözleri,
parıl-parıl parıldayan
gülümseyen gözleri
gamzeleri
Özlemin her şeyi
sankı başka bişiyi gale alacan

elimden gelse, başga ağızlara
Özlem adını anmayı yasaklaycan yahu
gerçi valla gula(ğı) m file duymayo
garşımda datlı-datlı gülüyo
Özlemin hayalı
benim gözlerim parıldayvırıyo
Özlem……….
göz parıltılarımın kaynağı
yaşama şevkimin can suyu

o serseliklerimiz,
haylazlıklarımız filen…
galmadı gari canımm
anam olmaycak bişiy bile istesin
derakab!
hu işi höyle edesem bobam sevinir
deye aklıma bişiy gelse,
anında!

esgisi gibi,
bobamı gızdırıp sinirlendirecek
evdeki asabiyet gatayısını yünseldecek bi durum
asla!
ve kat’a

valla bi hanımevladı oldum evde
mübala(ğa) deği
o olur-olmaza sinirlenen,
köpeğe oş,
tavığa kiş deyen
ayağıma bastı deye bücüğü
mızıldadı deye çocuğu
çitme attı deye beygiri
dengi davşımadı deye eşşeği
topal eşşek sudan gelinşeye gadak döğen
her şeye zıt geden
çoluk-çocuğa het-hüt deyen
söğüp-sayıp, silip-süpüren ben
garıncayı incidirin deye
yere basmaya gorkar oldum
elhasılı kelam melaike gibi bişiy oldum canım
kert-kortluğum filen galmadı
görseniz inanmazsınız valla

sevda böyle bişiy işdecik
bazı-bazı canım sıkıldığında
Özlemin hayalının gülüvürüşü bana yetiyo
bazan da
“-seni mi bekleycen,”
“-kim isderse ona varın”
“-ben köye gelin olman”
ya(hu) t da “-anam bili” falan deyiviriyo ya
valla deliriyon
sankı
“-bobam bili” dese
bobası köye verceğmiş ğibi
anasından gorkuyodum işin aslı
fellik fellik gaçıyodum ondan

nere ğedersem gedeyin
nerden gelisem geleyin
gözlerim Özlemin oluvucağı yerlerde
bi kölge geçivise
yaprak gımıldayvısa,
irkiliyon
solu(ğu) m daşıyo

bilseniz içimden ne delilikler geçiyo
aklıma ne çılgınnıklar geliyo
mütamadiyen Özlemi düşünüyon ya
sahat kaç olusa olsun
çıkıp varmak
alıp-ğaçmak
ya da heş değilise
camda da olsa
kölgesini de olsa ğörmek namına
gecenin geç yarısında

aklıma neler geliyo neler
sahat kaş deye düşünmeden
gecenin leylisi olmuş
sabahın seheriymiş
fark etmeden

len ben Özlemi ıcıcık
son bi tefa ğörmeğ uçu
nerelerde zabahlayon
eyi de esgerlikde nasıl ta(ham) mil edecen
aman canım onu beş sene sonura düşünürüz
benimki de keyfe keder
sanki her şeyi halletdik de
anasını sattımın

emme hinci ğetmeli
evlerinin öğünden geçmeli
garşılardakı çelenlere sinmeli
köpekler havlamış
dayısığil dışarı fırlamış
umrumda mı

yerden bi çiğil almalı
cama atmalı
ya özlem o odada yatmayosa
ya dayısı çıkarsa
“-ulen çocuk senin zavırına”
demeye gakarsa
bi gocaman daş da sol elime
n’olur-nolmaz
olmaz olmaz
olur ya iki kişi çıkarsa
bi birine
bi ötekine
ya da dabana guvvet gaçacan
aklıma neler geliyo neler
yüre(ği) mde bi gümbürtü

çiğili tam atacan
“-boş ver” deyon kendime “-boş ver”
Özlem bilse düşlerimi
valla hakır hakır güler
ben de gülüyon anasına satayın

yanıma ğadar geliyo
goca-ğoca köpekler
benden yana dizgirdiyollar
hırlayollar
onarı görünşe barabar
ben de sıkışmışıyın,
fark etdim emme nası edecen
zati orda olcak şey değil
ıçcık höyle sivişebilsem

orada cımıcık debelenivisem
hepiciği her yerden -üst ayağa gakacak -
ne var, noluyo deye dam başına çıksalar,
etirafdakı evlerden desdiliklere üşüşseler,
ele-ğüne irezil olacaz,
dile düşmek işden bile değil
ya da bu döyüs, “hırsızlığa geldi”ydi
der mi
der
elin ağzı kesen de büze mi bilecen
………

hayalarımı bile sıkıyon
eğişiyon filen emme narasın
açcık aralaşdılar da
ordan dabannarı yağladığım gibi
yampiri-yumpiri
aşıtladırına-aşıtlatmaz
ıra(ha) tlayıvıdım
nassı ıratladım
ulen sırra gadem basamacağımışıyın
töbeler töbossun az daha
altıma goyvuruyodum
hele bi de köpekler
sıkışdırsa file etseydiler
………
o değilden gene
çal(ı) lığın yolunu dutdum
bireşden gene davetsiz musafirler de
geri ğeldiler

yalbastılardan ikisi de çatışmış
biri de(y) zemgilin gancık köpek
ötekide Al(i) dayların güdük
Şeytan Alinin sürü köpe(ği)
Başarannarın Almalıkdan
peydahlamış ya hani
ülen ikisinin arasına bi sırık endirecen
emme nüsubet kirt bişiyidin
depesine vurup öldüresin

çoluk-çocu(ğu) yoldan geçirmez
Deli Ğelin sahannıkdan file oş dese
bana mı deyon demez
aldırdığım file yok nineyeyin
guduruk, sinece filen olularımış
aklıma geliyosa namerdin
ganarelerin peşleri sıra gıçıgırıg biri
onara etişmeye çalışıyo
götünü sürüye sürüye
gülesime ğediyo

gözüm Özlemin geşçe(ği) yerlerde
ülen deyon içimden de olsa;
Dezeoğlunu içimden gayarlardım bi de
enikleri daşlayalak öldürüyo deye

haklılar töbossun
her sene her sene altışardan
bi köpeg alsan
üş seneye varmaz köpeg sürün olu
depit mi yeter len
demek ki(y) ne,
çoğ olan şeyin gıymatı olmayo
ille direm direm
köpeg yerine goyunnarı altışar guzlatmanın
imkanı olsa
…….
ya onnar da ısdırısaaa
……..
neyise, bana ne
Alla(hı) n işine garışmaya ğelmez
vardır bi bildiği, ne üsdüme farz
o O’nun işi
oyusa köpekden ne ğadar gorkarıdım
güççüğüken dibek döğmeye ğetdiğimizde
Akmemetlerin goca köpeg
ölşmek gibi olmasın
ta huramdan, höyle valla
dübürümün yan(ın) dan daladıydı da
hemen teze deri sardıydılarıdı

yara tam da eyi oluyo derken
bi helaya gedeyin de bi ıkınayın dedimmiydi
haydi……….. gülüm yandı keten halva
öyle-böyle dert deği valla
gıçımın üsdüne oturamayodum
yara ganadıyısa ya da
ponturun dışına filen geşdiyse deye
gayfada acıcık bile gıynaşamayodum,
durduk yerde irezil olmakdan gorkuyodum
düşmanımısı da Allah gul başına vermesin

el hasıl epili bi gan telef etdik
da! ha deyinşe kendime gelemedim
güçcüklüğümde zırtıl bişiyidim
gıçımda don durmazıdı da göbeğimden
anam ponturuma asgı dikividiyidi
o mubarek de ıccık dar mıyıdı bilemecen
ya iliği gopardı
ya deliği yırtılıdı
olmadı asgısı sökülü(r) dü
ulamak yerine dikdikçene
gısalırıdı tabi
de! hinci nerdeee!
eridim ğetdim

de! deyceğin
hâlâ
aklım depemden çıkar
bi köpek havlayvısa
emme
o ğün erkekliğe su sıçratmadık işde
cühela cüretimidir nedir
valla kendim bile şaşıyon
ne hekmetise
aşk başa ğirdimi akıl gezmeye gederimiş
yalan deği(l) valla-billa
garazevda
öyle bişiy işde

bi ğün Gök Kezban
“-len oğlannn” dedi
“-sen eller gibi gayfaya ğetmezdin
hinci zabahdan da o yana gediyon
gece yarısı da
nere ğediyon
nerede zabahlayon
kimin yana varıyon bilmeyon
ne zaman uyku uyuyon
ne zaman işe gayda bakıyon
şaşdım valla ha”

Alibee(y) nin garı da
“-o ne va!
Sağır Sultan duydu va
sen bu çocu(ğu) n
cayır cayır
çıra ğibi yandığını bilmeyon mu”

“-va!
valla ben hiş duymadım ay aba
kime len”
“-eyi gari ay Kezban
bu köyde havas oluncak kim mar”
“-ne bileyin ay aba”
“-Özleme zahar”
“-ee eyi valla
şey mi len ay çocuk
gızın da habarı var mı bari(k) ”
“-gara cücen habar eder mi”
“-deyvisen ya len
gaş atdın mı”
“-…..ya a(h) ! ”
“-olum nekdipleşdiniz mi
gonuşdunuz mu”
“-….. ı ıh! ”
“-eee”
“-..”
“-zahır insan bi nekdip yazar
habar eder
saklı bi yer de filen
buluşur; gardaşım
“-……..”
“-o ne len çocuk
gaş yok,
göz yok,
söz yok”

“-eyi de aba ne yazayın”
“-va ne yazarsın
ay gardaşım
zahır
“seni seviyon” dersin
“hep seni düşünüyon”
“hayalımdan getmeyon” dersin
“gece düşüme giriyon” dersin

“her yere adını yazıyon” dersin
“bu dünnede senden gözel kız
“senin adından gözel
ad mı var da”
“başkasının adını sayıklayan” dersin

“dişim arıyodu
seni ğöreli unutdum” dersin
“ekmekden aşdan kesildim” dersin
“anam sana bakmaya
ağzını kokmaya ğelcek” dersin

“saçından bi tel yolla da
goynumda saklayan” dersin
“benim olmazsan ölürün”
“başkasına varısan kendimi
int(ih) ar ederin
seni başkasına yar etmen” dersin

“boban vermezse
seni gaçırın” dersin
“bana mekdip yazarsan
dünneler benim olu(r) ” dersin
“eğerinem bana gelisen
elini ılıdan sovuğa vurdurman” dersin
“çocuklarımızın
sana benzemesini isderin” dersin

“dünne bi yana,
sen bi yana” dersin
“seni gördüm müydü mü
dünneler benim oluyo” dersin
“seni mutlu etmeğ uçu her şeyi
elimden gelenin bile fazlasını
yapmaya hazırın” dersin
“yeter ki sen benim ol” dersin

“bi galp iresmi cızarsın
içine hem kendi adını yazarsın
hemi de onun
bi de galplerimiz dayima
birlik atacak” deye yazarsın
“kestane kebab-acele cevap”
deye yazarsın
daha ne deyen gara gardaşım
…….
iki ğün sonura çekdiler getdiler miy di
heyvah dersin emme iş işden geçer
getdimiydi de zati
elden geder”
……….
“-geder mi! ? ………….”

bi ğün ebem ıramatlıg;
söğeye dutunalak
yanıma ğeldi
eliynen sırtımı sıvazladı
sol eliynen dizimi dutdu
sağ elini de sırtıma go(y) du
“-endeki yüzünü sıdırıp durma
kaşıma yarayı çıban edersin demişler
yüzün çiçek bozuğuna döner sonura
evlendinmiydi geçer
marağ etme”
dedi.

böğün kü ğibi aklımdadır
ıramatlık yüzümü avışladı, derin derin
yüzümü gözümü seyretdi
soluklandı bekledi
“-ah.. ah” dedi
“-Allah kimseye evlat acısı vermesin
çekmeyenler bilmez evlad acısını

derdini hiş kimselere deyemedi
yavrım!
hiş adını bile anmadı kimsenin yanında
emmin ıramatlık varıdı da!
senin ad aldığın gari
garazevdalara yandı ay yavrım
“-sevipde bi ğızı alamazsan
adını yadellere destan eyleme”
deye türkü söyler dururdu
o söylerdi
benim burnumun dire(ği) sızılardı
gözlerimden siğim-siğim yaş boşanırıdı
ahım-şahım bişiy olsa hadi bi-ta
değilidi valla,
o zamannar da anası ğibi
usdurası içinde nekbetin tekiydi
emme gönül bu;
ota da gonaaar,
bokada!

emme geldi-ğeşdi
emme Allahı var
kimsenin adını yavız etmedi,
ağa adam ğız vermez çobana
kimselere demedi
emme ben biliyodum
ana yüreği bilme(z) mi

garağuzum!
içine ata ata dertlere ğardı
ağa ğızının umurunda mı
o gelini gördüm müy dü hala
boğazım sıkılıyomuş ğibi
nefesim daralı(r)
gerşi onun da....
çoluk-çocu(ğu) file olmadı
emme!
bana ne
beniki benden getdikden sonura ne fayda
geri getiri mi garaguzumu
ilk yoklamaya sediyeynen götürdük şubeye
akrenneri esgercili(ği) işledi geldi de
ben daha gara yazmamı çıkarmadım
hala daha düğünner de bile
eller ğibi şenlenemen
oynayıp-galgıyaman

üş ğün sonura unuduldu
“-ince hasdalık”dan deyividiler
anası unudabildi mi bakalaım
ataş düşdü(ğü) yeri yakar
bilen mi var

yemeden işmeden kesil di de
beylerin gonaklarına taraf
gözleri dönü-dönüvüdüğünde
içimde bi alaf
“-Ğözel Irapbın sen bilin gari
sen bilin” dedim
“-ne yanı hayırlıysa
nası bilisen gari” dedim!

dedim emme
........!

kim bili dovam gabil oldu da böyle oldu
kim bili yazgısı buyudu
bilemecen gari
orasını Allah bili
ğözel Alla(hı) m bili bili işler
her şey de bi hayır vardır
demişler

en sonunda garağuzum
ğözlerimin önünde eridi getdi
hemi de nası
ğünden-ğüne
dakgası-dakgasına uymadan

günahı obal(ı) boynuna
barabar çobannıg etdiği Hebiboğlu önsıra
“-oğlum onnar ağa-bey
çobana-yabana ğız vermezler
alıp gaşsan
bobayın zaten ileç dutar yeri yok
Allah m(a) hafaza anana filen eziyet ederler
ğızgardaşını güce ğörüler

onnarın her cihetde köpee bulunu
dağ başına budayvırılar ganadını-golunu
sen yol bilmen yolak bilmezsin taha
üç adım atmadan yakalanısın
“Gövcelli’ye varı,
Aydına geldim sanı(r) sın ”

böyle deyon emme
ğızın gönlü sende mi bilmeyon
olsa ne yazar
böğün sana ırazı geli
yarın bobasının evindeki ıratlığı arar

bir olur, iki olur
üçüncü de bok olur
eliyin tersini bi vurusun
ayıkla gari pirinciyin daşını
sen gel bu sevdadan vazgeş
gonu-gonşu da,
köyde başga ğız mı yok”

“-Allah bili ya o da kendi gızını
gascan deye haralda
çalıya daş atıyomuş anlaşıldı ğari
sankı ğaraguzum ağa ğızından
başkasına bakıyomuş ğibi
o marağınan zaten
ne yedi, ne işdi
ne de bi başga tarafa bagdı
ana yüreği dayanır mı,
dayandım;

“ölsün de gurtulsun yavrım”
bu dert irezil eder bunu
ölmez sağ olusam ömrümün yettiği yere ğadar
bakarın gurda-ğuşa irezil etmen emme
yarına çıkcamıza Allah Kerim
hemi de ağa ğızını verse de
ğaraguzumdan hayır gelmez gari
gözel ırapbım ele-ğüne irezil etme
al tez elden amanetini”
deye dova etdim

bi ana evladı ölsün deye dova eder mi
ediyo işde”
……..
“-onun uçu,
neye mal olusa-olsun
dikil karşısına
olusa-olu(r)
olmazsa gam yemezsin
ben elimden geleni
ardıma gomadım dersin”
……….

“-yeter ki dertlere garma yavrım
anca kendine edersin
el gızının uruhu bile duymaz
yazık olu, sana yazık,
anana-bobana yazzık
zati ba(ğ) rım yanık
bi de senin ardından yanmayayın
sana ağıt etmeyen
Allah bana bi da bu acıyı yaşatmasın
ölürün hakkımı halal etmen

sana ğız mı yok len
ha gapbiicik
Allah hiş bi ğulunu tek yaratmamış
onun uçu gereğirse ğaçır
emme elden ğaçırma
ğereğirse
bobanınan ben gonuşayın
hiş umudum yok emme..........”

ebemi Allah gonuşduruyo belli
hadi hayırlısı,
olmaycak bile bi iş
yönedine gedmeye durdu muydu
geder de geder gari
emme…gelgelelim
bi tersine geddimiydi
yönedine döndürmenin
imkanı var mı
ı-ıhhn
o hesap;

söz vahtında açılı derler
işde böyle bi bayram günü
Hesne Gelin,
beni gayfadan ça(ğı) rdı
“-mücüdemi isderin emme ha”
Özlemden bi habar,
el gadar kıyat parçası da olsa
mekdup mu varıdı acaba

içimde bi kürpüldeme
soluğum daşdı valla
yonusa Özlemi
bana isdeyvicekler mi,
hadi hayırlısıyna
“-Özlem sizin evde” dedi,
bu hepisinden daha
mühimidi valla
hayal edebileceğimden
çok çok fazla bişiy

hemen eve seğirtmeliyin
emme nassı
ne uçu getmiş olacan
ne olacak mahanası
“sağol gellaba,
elin ayağın dert görmesin
Allah dutduğunu altın etsin
Allah senin de murazını versin”
yol boyunca da dovalarıma dövam etdim
şükrün dersen, bini bi para
içimde bi sevinç
öylesine bi safa
bi heyecan
ömrümde bi daha olmadık,
olmaycak kadar,

gayfaynan evin arası bu ğadar uzakmıydı
o ğüne ğadar bilmeyodum
galbim küt-küt atıyo
“Özlem bizim evde ha!
vay anasına olcak şey mi len”
bi solukda varıvıdım eve

bi bakdım hanayda
değişik değişik bis sürü papba
içerden cağıl-coğul sesler gülüşmeler geliyo
duralakdan birinin Özlemin dayısı
olduğunu anladım
“varsın ossun
Özlemi getirmiş ya
varsın ossun”
Allah senden ırazı osun Gara Dayı

o değilden, habarsızımışıyın gibi içeri girdim
“-hoş geldiniz amca”
ötekinnerinen de yanak-yanağa öpüşeyin deye
Özlemin dayısını da yanakladım
adam ileş gibi cığara kokuyo
soluğu demişsin iğrenç
insanın nevri bulanıyo
emme aldıran kim
tasası bana mı düştü

zatinden hemen onu geşdim
araya dayısının ğızı girdi
nusibet
yaltak yaltak, dudakları boyalı
bi de gaşlarını filen almış haspam
aklı sıra; sosyete olmuş, inceliyo
küt deye belinden gırılacak
seninki göğüslük filen keymiş haralda
bicikleri yokarda, sankine ben burdayın deyo
ya Rebbim ya Resullah bi iş var bunda
bi halt demeğ isteyo aklı sıra emme
dur bakalım
aman bana ne

“-nassısınız abi” falan
ulen bi lafazan olmuş
her ilafın işinde
bi de gözlerimin işine işine bakıyoru ku
benin deyen adamın içini yakacak
vız gelir-tırıs geder
bakarsam iki gözüm öğüme aksın
hemide Özlem var işin işinde

valla Özleme ne zaman
“-hoş geldiniz” dedim
ne zaman tokalaşdım
elim, eline değdi mi,
değmedi mi
vallahi-billahi bilmeyon
sekiye geşdim oturdum
ne dayısından,
ne dayısının gızından
o ğüne ğadar o ğadar
nefret ettiğimi bilmeyon

len bunnar kendilerini ne zannediyollar yahu
ikisi de; her boku biliyollar
her olayın, her ilafın içindeler
her şeylerden habarları var

dayısı beni devamlı meşgul ediyo
adama cevap yetirmeden ğızı
bişiyler soruyo
sankı sorgu hakiminin garşısındayın yau

Özlem;
Özlem bambaşka tabi,
o mahsınlık
o ğözellik
inci gibi dişler
ıldır ıldır ıldırdayan ğözler
ğözlerinin ğarası ğara
ağı ak!
bal rengi yanaklar
bal süzülür ğibi saşlar
tel-tel valla,
her şeyi bal gibi
emme kendi baldan datlı

o yüzündeki allık
o gülüş
yau bi insan bu ğadar nasıl ğüzel olabili
emme ben ne dayısından
ne dayısının ğızından
bi türlü Özlemime bakamayorun ku
tam cuvaplarını vereyin de
Özleme bişiyler sorma mahanasıyınan
bakayın deyon
ne mümkün bilader”

“-yau acaba saçlarını bida görebilcen mi
gözlerinin irengi ne
dudakları boyalı mı
anam “şe(hi) rli garının dudak boyasına
dik topu(ğ) una yetemessin” deyo ya
ne yetemecen Alla(hı) n aşgına
istesin canımı vereyin

emme
Özlemin dudak boyası ne renk
dönüp bakmak mümkün mü
hay senin dayını,
dayının gızını
töbe töbe

bi de düşünüyon
“-ne deyon o(ğ) lum len sen
yarın bu adama “dayı” deycen
“gülü seven dikenine gatlanı”
biz de dayısına da,
dayısının ğızına da gatlancaz gari

emme Allah bili bu adam
bana kendi gızını gasmayı düşünüyo
ğızının hallarına da bakarsan
“yeme de yanında yat,
zilli dünden ırazı”
bi de dönüp kendime;

“-len o(ğ) lum
sen kendi-kendine gelin güvey oluyon
gübe girmeden turşu oluyon
daha hol yok-yumurta yok dedikleyin
gapılarını çal bakalım bi ne deycekler
kaş para başlıg isdecekler

garısızlıkdan ölürün
“kırtıklı guruş ” vermen valla
bedafa da vercekler
olmaz, üsde para verseler de
on gönlüm olsa
onunu da
Özlemden başgasına ayırman asla

asıl can alıcı noktası
Özlem n’olacak abey
öte tarafdan
Özlemin kötü habarını almak var
ğız ayda yıl da bi köyü zeyarete gelse
bana enişde mi deycek
ya ben enişdeye ne deycen
düşüncesi bile
nutgumu garışdırıyo
alt-üsdediyo valla
len bunar nerden neşet ediyo ”

bi yandan da bakınca
bu adamın, bu ğüne gadar,
ne halımızı, hatırımızı
sormuşluğu var
ne gapımızı çalmışlığı
daha ötüyon yoldan geçiyokan
anam çağırdıydı da gelmediydi
tabii o zaman gızı şe(hi) rde, halası gildeydi
yani Özlemlerdeydi”

“-len yoğusa bu.mına.odumun döyüsü
bizim gızı kendi oğluna filen düşünmesin
kelp olayın ırazı gelmen len
keser köpe(ği) n öğüne atarın
genede olmaz” deyon gafamdan
emme bizim gız ne deyo bu hususda
gönlü var mı acaba
her şey ıldırım fızıynan gelip-geçiyo aklımdan
ulen o(ğ) lum dur

emme bu ğarada
bizin gızın da hamaratlığı üstünde
Özleme hoş görünmeğuçu tabi
hemencik zufra hazırlamış
süt-yoğurt, peynir, zeytin
yağlı dolazda yumurta
afıyon,
Allah ne verdiyse

“-len yonusa bizim gız da
Özlemin dayısına guyruk sallayo olmasın ha”
gatil olmak işden deği valla-talla
emme Özlem uçu yapmışdır canım,
Özleminen değiş-tokuş edelim derlerse
derler mi derler valla
bobam da akrabası deye
“-ne garışman valla
hakkımı halal etmen, ben söz verdim onara
bu iş böyle olacak” derse
der mi, der
aferim delisi olduğunu bilmeyen mi var
söz verdiyse kendisi alsın
benim keyfimin –a(y) şa abılası mı-
bana sormadan
gönlüm olup olmadığını bilmeden
taha türkçesi
Özlem durup-durukana
benim başgasının goynuna girmeyceğimi
bilmesi ilazım değil mi?

bana soramayosa anama
“-yau hanım garalar değiş-tokuş edelim” deyollar
bizim oğlanın ağzını ara bakalım bi
ne deyo ne go(yu) yo(r)
çalıya bi daş at bakalım demesi ilazım değil mi
zahır bobası onu öyle taha ondördündeyken
zengin gızı deye anamınan everivimiş ya
o öyle olacak zannediyo
ahhh Özlem ah!
hadi beni geş,
bizim gıza da mı sormaycak bunnar

ya bizim gızın göynü de onnardaysa!
gövde bulut, sen o yolları unut bakalım
gala gala o cığaracı,
gumarcıya mı galdın a! bacım
gafamda kırk dilki dolaşıyo
kırkının guyruğu birbirine dokanmayo
valla billa

herkeşden sonuraya galdım kı
Özlemin garşısına oturayın
ne mümkün başımı galdırdım mıydı
dayısının ğızı gözümün içine içine bakıp duru
elalem var demeyo
bırak eli,
bobasını file dagmayo
fira beni kesiyo
gözleri gocası asgerden gelmiş
yeni ğelin gibi
ıldır ıldır,
iki de bi “-abi-mabi” ayaklarıynan
aklı sıra beni cerbediyo
onu geçdim,
bobasının heş “çüüş! ” dediği yok
bu nası mezhebi genişlik,
anlayan beri ğelsin
depesine indirilecek bişiy

emme ğızı,
beni kendine bakmaya mahkım ediyo
olmadı hiş başga yerde yoğumuş gibi
taa benim öğümden ekmek-duzlug alıyo
olmadı veriyo gerisin-geri
bobam var, başgaları var file demeyo
ar damarı çatlamış
fira beni kesiyo
habire dikizleyo
valla göz-ğöze geldikmiydi
ben bozarıyon
onun uruhu file duymayo

o görcek deye
ötekinner görcek deye
ben Özleme bakamayon
dinine yandımın
belki Özlemde bana bakmayo deye
geçiriyo işinden,
beni hafakan basıyo,

gerşi bi zamanlar
evlerinin öğünden geçerken
gözüm perdenin arkasından ona ilişdiydi
işin aslı oda bana gapbeleniyo
kesbetmeye gakıyo
üsdünü değişdiriyo ayaklarında
bana galısa bireş gurampa
Allah biliyo ya
bireş fingirdeg bişiyidi
cilveleşmeğ isdeyo aklı sıra
umrumdaydı sanki

türkü filen söyleyo
“ince geyerin ince
penbe yakışır gence
insan bi hoş oluyo
sevdiğini görünce”
evin içinde gısağollu keyiyo
bireş açık-saçık dolaşıyo
saşlarını darayo

bazı yediğinden bana vermeye gakıyo
bi seftesinde almayı dişlemiş verdi
bi sefer de gocaman bi armıdı
“-sen armıtdan annarsın” dedi
alsam mı, almasam mı
Allah’ın orasbısı
aklı sıra bana “-işaretden anlamaz ayı”
demeğ isdeyo gari
öyle ya

bazı da fesliken koklayo
bana vermeye gakıyo
bi ğün elindeki gülü kokdu
bana uzatdı
“-haralda sizin harımda
gül açmayo
olsa biz de görüdük”
demez mi
gancık
sanki gül olsa
verecek başgası yok öyle ya!

gene böyle bi ğünüdü
göyne(ği) nin işindeki gülü
gözlerime baka baka kokdu
bana verdi
Allahım Ya Rabbim yau
aklı sıra beni yoldan çıkaracak
üsdümde galacak

bu yüzden ben ne zaman oradan
geçiyo olsam,
gözlerim onnarın pencerelerine dakılıyo
isderine isdemez
bizim gızınan da oldukça sıkı-fıkı
ben ordan geçerkene
mahana filen bulamadı mı
bizim ğıza sözde selem ediyo
abidik-gubidik işde
olmadık muhabbetler guruyo

“-Macar Ebe hasdaymış öyle mi?
len garı ben kendimi bildim bileli küküm hıh
hemi ben nerden bileyin
osdurukdan teyyare
yok işde
“-ine(ği) niz buzalamış öyle mi”
adını ne godunuz
len bunu alt tarafı bücük
sanki çocuk da ezeninen adını mı gocaz
erkekmiy miş, dişi miymiş
yarın o inek olunca sağ(a) cak biri ilazımımış
dam başından saksağan

“-dellal ne deyo”
“-ganal ne zaman akacağımış”
“-i(l) k yoklaman geldi mi”
“-esgere ğetmeden nişanlanısın ğari
esgercilikde nekdipsiz gomaz seni
heş değilise yolunu ğözleyen biri olu
belki de evlenisin de
tosunun bekler yolunu”
ulen bu ne demek
nası bok yemek
töbe töbe

biğün gene böyle
ordan geçiyon
içerden türküler filen geliyo
perdenin gıranı gene gıynaşık
senin ki gene üsdünü değişdirme rollerinde
perdeyi birden çağışdadak aşdı
“-ne o Memet aga yonusa beni mi
gözetleyon” deme(z) mi

efe valla gıpkırmızı galdım
“-yok yau, Hava gardaşıma da bak,
heç olur mu öyle şey,
sen benim bacım sayılısın,
ben hiş öyle şey yaparmıyın” dedim
emme rengim-solu(ğu) m getdi

“-tabi canım tabi,
bilmez miyin heş” deye
hınzır-hınzır, güldü,
fettan şey
yaşına-başına bakmadan
beninen oynadı
kedinin fareynen oynadığı gibi
“-hadi orasbı senin alaca(ğı) n olsun” dedim
emme bi da da
golay-golay ordan geçemedim

mezbur galıp da geşdiysem de
fızınan, soluk bile almadan,
heç o tarafa bakmadan
bereket versin bi gören, bi duyan
olmadı,
valla köyü terketmem ilzamıdı
işin aslı

işin aslı ozmanlar bende aklımdan
Haçcayı geçiriyon,
Haçca da bi içim su
resmen servi boylu
birden süydü
kimse bunun farkında değiliken
çelimsiz bişiyidi işin aslı
yeşil fistan, al-gırmızı fanila
akrannarının içinde farklı
Kel Haçça

gür sarı saşlı,
buyday yanaklı
gocaman-gözlerinin ağı ak, ap-apbak
ala-ala pam-parlak gözler
yok denecek gadar gaybolmuş hokka burun
yeni aşmış gül gibi dudaklar
gelincik sapı ğibi, incecik boyun

o(ğ) lak-guzu ğütmeye filen ğetdiğmizde
bobaçca falında filen bakıyoz
hep Haçca çıkıyo
işde bi yaprak goparıyon Haçça
ötekinde hinci adı ilazım deği
meselaki aşa-imine,
bi da goparıyon işdecik deyelim
elif ya(h) utda fadime
işde aklın sıra havas olabileceğin
akranın yaştahkı gızların adını
tekrallayıp duruyon
son yaprakta kim çıkarsa
onu alacan deye kura çekiyon
gerçi hiş biri bizi beklemedi
hepisinin bizden önşe
düğünü oldu da
nerdeyse çocukları etişdiydi biz evlenesiya
Allah var birezde biz mırın-gırın ederkene
armıdın sapı-üzümün çöpü derkene geş galdık
hanı akıllı o(ğ) luna gız beğeneyin derkene
deli torununu esgere yollarımış
o hesap işde

bi de benim gafada iki burgalaç var deye
“-iki garı alacan olum valla” deye
deliganlı abeyler eğlendileridi de
her e(ih) timala ğarşı ben
Haçça’yı elde bir dutuyon
ikinciyi de bireş güçcüklerden sıralayon
nolur-nolmaz

emme; Allah var bu dayısın gızı olacak şetdeli
bobaçca falı çekerken de,
haççadan sonurakılar içinde de
hiş aklımın ucundan geşmezdi
emme hinci hu hale bak

anam nası fehmetdiyse feyilledi durumu emme
neyeyse verip-alıp inkar ediyon bende
altdan aldı üsden savırdı,
höyle dedi böle etdi ı-ıh, olmadı

nayetinde “-ölen aban onun ağasıynan emişik ” dedi
“-neye” dedim
“-Suvatda yolmadaydık
aban da emiyodu daha
benim südüm enmedi de
Hesne ğelin emdirividiydi”

“-emdirmeye gomaya yermeyesiceler
hemi de emişiğiseler n’olcak” dedim
“-emişikler sütgardaş olu
hemi de gardaşdan ileri”
“-o zaman onnar sütgardaş” dedim
“-emişiklerin gardaşları da sütgardaş olu zahır
hemi de has gardaşdan ileri
has-öz gardaşların çocukları birbirine varı da
sütgardaşların torunnarı bile
birbirlerine varamaz sizi nikah dutmaz” dedi

emişikler yedi ğöbek birbirine haramdır”
deyelek aklı sıra gandıracak beni
bakdım, horata eder gibi deği
“-peygamberimiz “-haram” demiş” dedi
“-Allah Mafaza ”
valla o takike bizim gızdan ileri
gardaş oluvuduk sanki
sütgardaşım Kel Haççayna
neyise ben bu hengameler arasında
gedip geliyon
Özleme, özlemler içinde
dönüp bi defacık bile bakamadan
sadaca önümden yeyebiliyon
o da guru-deri peyniri
mubarek boğazımı bile garakdırdı
kaş bardak su işdim
bilmeyon

bizim gız da Allah ne verdiyse
tabağı zeytinyağıynan doldurmuş
Allan onarca(ğı) işde
niyeyse
iri-gara bi zeytini gözüme kesdirdim
çatalınınan bir iki uğraşdım
bu sefte tamam deyon
zeytin fırtıyo

tabağın içinde bir-kaş tur attırdıkdan sonura
zeytin pırtdı,
bu sefte de ziniye sıçradı
“-hinci çatalı kesin zipledim” deyon
gene garavana
sıkışdırdım bi köşeye
hinci gaşcak yerin galmadı gari
ne ğezer, netçe gene mafiş
ya kayıyo bi yana gediyo
ya da patanaş yapan gamyon tekeri ğibi
fırıl fırıl dönüyo
kendi eksenin de
amma yağ gaygan
öyle olmasa pelvannar
haşgaş yağı sürer öyle demi
ya da çatalın ucu kütüdü
yalan söylemeyen hinci
valla orasını bilemecen,

zorda galan kedinin
köpeğe hışardığı ğibi
her seftesinde elimizden gaçırdık
bi türlü galebe çalamadık

yalınız benim asabım oldukca bozuk
bırak gülmeyi, nefesini dutdu çoluk-çocuk
soluk almayı bile
aklının ucundan geçirmeyo kimse
emme bütün gözler benim çatalın ucunda
zeytin yakalansa da hu işgence bitse deye
dova ediyollar belli
nayeti gene elden gaçırdık gara zeytini

dayı efendi iki barnağıynan dutdu benim zeytini
önşe bana uzatdı
alayın deye uzadınca elimi
adam yangından mal gaçırıyomuş gibi
çevik bi hamleynen ağzına atdı

gevişini gösdere-gösdere
“-len gara yeğen bırak hu fantaziliği
hunu adam gibi elinen al ye
biz köylüyüz, o(ğ) lum
gorkma kimse seni gınamaz
hemi de
alışmadık götde don durmaz”

“-bak zeytin böyle yenir
sen gakmış Fıransız gaşşığıynan
Alaman herzesi yeyon
anan sarımsak-boban soğan
sen daha dünkü bok, ne oldun da ne oluyon
sen kim, çatalınan zeytin yemek kim
a gapberif”

daha bi sürrü bişiyler dedi
ne dediğini duyduğum mu var
emme bilemeyon irengim
penbe miydi, mor muydu
kül müydü, boz muydu
Özlem ordamıydı,
ve hepsinden can alıcı nokdası
halımı görüyomuydu

öldüm, bittim mahf oldum
terledim, eridim gahroldum
Garanın gaflarından perişan oldum
vel hasıl
cehaletimin gurbanı oldum

bereket versin Özlem..
Özlem hemen devreye girdi
“-dayı zeytinyağının çok olduğundan
haralda çatalın ucu da kütelmiş
olu böyle şeyler
uzatma” dedi

sonura yerinden gakıp
“-gayfanız varısa ben bi gayfa içeyin dedi
ya da bende nesgayfa var getireyin de
barabar içelim” dedi
bizim gızınan getdiler getirmeye
ben ha deyinşe kendime gelemedim

neden sonura bizim sütlü nesgayfalar geldi
fazla sürmedi musafirler de gakdılar
ebem bile onnarı hayada gadar savışdır dı
bizim gızda onnarınan getdi

Özlemin hanımefendiliği,
anlayışı, galenderliği
ille de güzelliği
geyimi-guşamı
gonuşması
kültürü, göreseği

buğarada ben kendimi gapdırmışıyın hâlâ
“Özlemin dudak boyası ne renk” deye düşünüyon
dönüp bi defa bile bakamadım kı anasına sattımın
aklıma geldi sütlü nesgayfa bardağı
elime aldım dudaklarının izine bakdım
bek bişiy görünmeyo
“-şükür dedim” boya sürmeyo

gene de şeytan dürtdü
oradakı su lekesine bakdım
olmadı
dilimin ucuynan dokundum
dat-mat yok
höyle her bi tarafını yalayalak dolandım
acı bile canım sıkıldı
bi de içini höyle barnağınan siler gibi yaladım
baya bildiğin bardak
o acılık hala var

derkene bizim gız geri döndü
ha bire Özlemden bahsediyo
Özlem hep beni soruyomuş
“-lütfen üzülmesin” demiş
dayısına çok gızmış

“-ne kadar gözel, ne ğadar anlayışlı
nassı bi hanımefendi görüyon mu
nassı ağırbaşlı, ne ğadar olgun deği mi”dedi
beni daha fazla üzgün görmemek uçu
nesgayfa almaya ğetmiş
gedip gelesiye dek dayısına
söylenmiş, gahretmiş
“-dayısına gızgısından,
nesgayfa bile işmedi” dedi
“-ne sen işdin,
ne de bi başgası işdi
dayısı gökgörmedikden başgası da işmedi”
“-neh! ” demişiyin kendi-kendime
nassı seğirtdim ordan
tükürüvüdüm, öğüyvüdüm
narasın,

sabınınan sürtü-sürtüvüdüm a(ğ) zımı yüzümü
ovu-ovudum bulaşık deterjannarıynan
bulaşık bezleriynen filen emme
ı-ııh!
öğüre-öğüre bi hal oldum
öğümekden boğazım gurudu
gözlerim gan çanağı
aklıma geldikce
kansırıyon, tükürüyon
emme faydasız,

ne ağzımdan acı,
ne yüzümdeki sıyrıklar eyileşdi
burnumdam koku getmedi
bi hafta file hep böyle
ne bişiy yeyebiliyon
ne de içebiliyon
boğazımdan bişiy geşmeyoru ki

“-ülen
bayram geliyo
elde avışda yok derken
bi toklu satdık halletdik
cayır-cayır havas olmağuçu yanıyoduk
Özlem geldi, herkeş Özleme havasıkan
gönlü benden yana

biçcik görebilecen mi derkene
hiç yokdan e(vi) mize ğeldi
da(h) a Allahdan ne isderin” derkene
hu başımıza gelene bak
olcak şey mi yau
“-vay.mını-dinini.......
………………………….....”

bu ğadar herşeyin yolunda getmesinde
zati bi bokluk varıdı
“ne günah işledim bilmen ki
vay.mını-dinini gelmişini-geşmişini...........”
bi küfürler eder oldum ku sorma
tevatür en az on beş gün sövdüm
dayısından da, dayısının gızından da
ne gadar tiskindiğimi
tasav(v) ır edemezsiniz

o ğün, bu ğün cığara içen,
soluğu kokan insandan nefret ederin ki
o ğadar olu
cığara içen, dişleri temiz olmayan insan bana
Özlemin dayısını hatırladır

çok konuşan gız-gısmı da dayısının
hafif, fingirdek, garı-olmaz zilli gızını
yani hayatımı mahveden insanları
ve ben onnardan hala nefret ediyon
onnardan da
cığaradan da
ne ğadar dayı varısa
adı gara...........

İbrahim Çelikli
Kayıt Tarihi : 24.11.2006 12:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


köye dışarıdan gelen bir kıza aşıktır köyün bütün gençleri, o güne kadar bildiklerinden farklı, cazip, daha güzeldirler ya bu bildiğiniz aşklardan biri, tanığım bütün olanlara onlar kendilerini biliyorlar.. sen de tanıyorsun, sen anladın kim olduklarını Sen.. İbrahim Çelikli bölümler halinde yayınladığından buradan kaldırılacak... saygılarımla

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Reyhan Apil
    Reyhan Apil

    harikasınız... çok güzel bir çalışma olmuş, aslında çok zoru başarmışsınız. lütfen bu şiirleri değerlendirin... kutluyorum yüreğinizi, kaleminizi ve sabrınızı..

    Cevap Yaz
  • Salim Kanat
    Salim Kanat

    uzun.. internete kafeden girenlerin okuması zor.. selamlar..

    Cevap Yaz
  • Selcen Koçel
    Selcen Koçel

    'bunu okuyacak değilim herhalde' diyerek başladığım.. ve tamamını keyifle okuduğum bir hikayeydi.. fakat devamı yok mu? ..sonrası ne oldu? özlem şimdi nerde? ve özlem dudaklarına boya sürüyo mu? :)

    Cevap Yaz
  • Vefa Karanfil
    Vefa Karanfil

    evet güzel bir çalışma olmuş ama daha ziyade hikaye olmalıydı bence bu şiir,neden olmasın denemelisiniz bence tebrikler...

    Cevap Yaz
  • Latif Şimşek
    Latif Şimşek

    eline sağlık İbrahim Bey, sabır işi bir şiir, hem okumak hem yazmak için...çok emek vermişsin...düşüncelerimi özel mesaj olarak yazacağım.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (16)

İbrahim Çelikli