Özlem Fabrikaları Şiiri - Ahmet Baris Ay

Hiç organize olamayan bir sanayi sitesinde
Özlem fabrikaları arasında
Sora sora adres arıyorum
Diyor ki
Hasır taburede oturanlar
Ve tükenmez kalemle bitmez mektuplar yazar gibi
Çay yudumlayanlar korosu

Bak ileride çeşmesi var gözlerinin
Hangi duvarı yosun tutmuşsa
Oraya dön ve hiç sapmadan ilerle
İstanbul Özlem’i göreceksin
Çınarlı erguvanlıdır sokağı
Yosun kokar rüzgârı
Ve bir kedi yürür kaldırımda daima
Günde beş vakit minarelere seslenir sema
Oradan sağ kanadına sap martının
Damlarda bıraktığı gölgesinin

Karşına Babam Özlem çıkacak
Gömleğine sigara kokusu sinmiş
Sövüyordur Beşiktaş aleyhine penaltı veren hakeme
Çok geçmez ama
Tavada istavrit ve kadehte rakı ile tekrar gelir keyfi
Bir kadeh tokuşturduktan ve bir yudum içtikten sonra devam et

Bir yokuş vardır hemen yanı başında
Çık çık çık
O Özlem’in binası var
Özlem üretir hala unutulmadan
Bahçesinde kestane ağaçları dalgalanır
Çarpıntın başlar birden
Kalbindeki yükten anlarsın vardığını
Gözlerinin buğulanmasından
Dikkat et orada bir kuyu vardır
Eskimiş kabuğunun altında
Karanlık ve durudur suyu
Ne kadar kaşınırsa kaşınsın
Tırnaklarınla kaşıma
Oradayken
Kırpmak için bile
Sakın gözlerini kapatma

Havada uçan bir tülbent göreceksin
Takip et ve düşmeden yakala
Anneannem Özlem tam orada
Firketeleri saçlarından düşmüş
Çamaşır asıyordur hatıraların sökülmüş iplerine
Orada hangi taşa sarılırsan sarıl
Taş soğutmaz göğsünü
Göğsün ısıtır taşı
Ve bir ağaç gövdesine taşır
Sarıl sarıl sarıl
Doymayacaksın sarılmaya
Açınca tekrar kollarını
Beyazları takip et bulutlara doğru

Her bulut yeni bir yatırımdır
Şantiyelerle dolu hep oralar
İnşaat halindedir yeni özlemler
Bulutların en beyazını hemen seçersin biraz daha yükselirsen

Hatırlarsın görünce
Çok bastırarak yazdığın için
Hep ucunu kırdığın o kurşun kalemi
Baş tarafında çürük dişlerinin izleri
Filesinden yeni çıkartılmış plastik bir top
Çınlar durur hala
Sol ayağınla vurduğun tekmelerden
Silinmiş kara tahtaların tebeşir tozu
Nefesini tıkar
Bir sözcük de sen yazmak istersen
Çığlık çığlığa öter harfler
Tırnaklarının kirlenmesinden
Dizlerinin kabuklanmasından bilirsin
Oradasındır artık
Gökyüzündeki uçurtmandır bayrağı
Elinden kaçırdığın
Çocukluğum Özlem