___ Özlem/e ___ Şiiri - Berkan Koloğlu

Berkan Koloğlu
67

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

___ Özlem/e ___

- 1 -

Öylesine olmayan… öyle bir davetti ki,
kalbin derinlerinden sıcacık bir bakışla
gel, dedin… bir bir anlat, birer bira içerken
at demiştin içinden seni üzen ne varsa

güvenip gözüme bak, dil’e gel kulağa ak

‘ser’sofra/ya dökülsün yaşadıkça sızmayan
ve ruhunda sızlayan derdini dil’den sızdır
kimseye söylenmeyen hem yıllardır biriken
dudağına gelse de, dilinden itirafsız
boğazda düğümlenen yutkundukça acıtan
yüreğe mıh’la saplı, kalpte hep yara kaplı
her ne varsa içinde... tutma artık içinde,
kaç yaran varsa da aç
şefkat dolu gözüme yılların derdini saç…

demiştin… hem sözünle, hem de bakan gözünle
sızdırdım dudağımdan hiç sızmadığım kadar…
tek yalanım olmadan… çünkü, gerçeğim sendin

çağırmıştın garsonu

- iki yetmişlik getir…
çünkü, artık yetmişti bunca yıllık suskunluk

- 2 –

- be adam, dökül dedin … ferahlık için sökül

İtibar dolu göze… sökülüp dökülecek
suskunluk kumbaramı sende bozduracaktım
kaç kez g/özüne baktım ve gözden öze aktım…

bir zaman bakışarak önce sessizce içtik
tebessüm gözümdeydi çünkü sandım ki, iç’tik
sana baktığım her an
gözündeyim sanmıştım (bende olduğun kadar)
yazık ki geç anladım
yalnız kendine içtin! ...
oysa, içimde ‘iç’tin’

insanları tanırım... diyordum hep kendime
nasıl yanılgı tanrım… tanımazmışım oysa!
göze baksam yeterli içtekini görürüm
diye hep avutmuşum, yıllar boyu kendimi

- 3 –

Ele kadehi alıp, çektiğin her yudumda
daha yudumluyorken bana baktığın an’da

yüreğim demişti ki;

- bu kız gönül yurdumda
satır aralarında gönlünü okuyupta
öğrenmek istemiştim, var mı bana dair söz?
tek sen ol istemiştim… lisanımız aynıysa;

bir kadeh daha geldi, sol elinde kadehin
“ellerimde sağ elin” tek satır arıyordum
gözlerindeki beni, ayn’ından soruyordum
sarhoş değildim ama demek okuyamadım!

diyordu ki gözlerin:

- koca yürekli adam bunca duygusal olma
hayata karşı dik dur, içten içe çürüyüp
çınar gibi kuruma, bak… yanındayım artık
akıtma kirpiğinden yılların tortusunu
bakışın temasıyla gözlerime ağlama
zaten bende doluyum, ağlayıpta dağlama
ağlayacaksan bile, gelip omzumda ağla
sarılayım şefkatle… sense; saçımı okşa
gel, bebeksi tenimi ellerini kullanıp
yalnız ruhunla okşa

üzülüp anladım ki; bunlar benim düşümdü
bunu hissettiğim an, gözler yaşı düşürdü…

- 4 -

Cevabı sende saklı, hepsi yüreğe saplı
durmadan dolaşıyor aklımda binbir soru
bu kadar yıl boyunca,
keder, boylu boyunca kalpte yatmış olsa da
bu kadar çok Neden’i (?) topluca düşünmedim!

sen aklıma düştükçe ve dahi, çıkmayınca
durmadan yer değişip neden’ler dans etmişti!

Kapısı hiç açılmaz, kimseye aralanmaz
kendine duvar ören, her taşı hüsran kaplı
hüzün tuğlalarıyla (!) kendime kale yaptım
kimseye açmadığım sağlam dediğim kapı
‘dil’im’ marifetiyle ardına dek bıkmadan
tek sana açılmıştı…

içeri girebilsen, yalnızca sen görecek
yalnız sen bilecektin
araladığın kapı içinde duran yâr’ı

- 5 –

El ele tutuşmuştuk ve sanmıştım ki o an;
yürekle tutuşmuştuk
uzun süre sarıldık
ki, en masum hislerle kucağıma almıştım
güzergâhım odandı, seve seve taşıyıp
vatanına bıraktım (insanlar yatak diyor)

O, senin vatanındı… mahremin, kutsalındı
yanına oturupta elini tuttuğum an
- saçını aç, demiştim “kalbi açtığım kadar”
ben saçını okşadım, kalbimi okşamadın!

devrilmiş/tin yatağa, dudaktan devrik cümlen tam çıktığında o an…
bir daha devrilmiştim
- “hayatımda biri var! ”

cümle âlem yıkıldı omzundaki başıma
haydi, gel de söz geçir ruhtan akan yaşıma

‘O’ biri değil isem;
birbirinin ardından akla düştü bin Neden?

mademki biri vardı;

yıllarca oruç tutan suskunluk bağlarımı
ardına dek çözerek neden hepsini açtın
dahası, hakikatte sen ruhen neye aç’tın?

sana hayranım dedim... bir kaç cümle sonrası
çok seviyorum dedim...

mademki biri vardı;

hayranlık ifademi daha duyduğun ilk an
neden hiç susturmadın?
inan ki, sus deseydin; seni ilk gördüğümden
geçen o an’a kadar sana biriken hissim
gönlümde kalacaktı bende sır olacaktı
benimle yaşayacak benimle ölecekti.

- 6 –

- sus ne olur konuşma! ...

deseydin... dik görünen (!) bu beden yıkılmazdı
karşıma çıkan her kul, ömrümce aralıksız
soy ağacı sandı da, her gelen çivi çaktı
kimse yıkmadı amma...
bir cümleyle dağıttın!

güven denen duyguyu ben sende hissetmişken
dudağı aralayıp içini doldurarak
kurşundan daha ağır o sözü şakağımdan
kulağa neden sıktın?

- “hayatımda biri var! ”

Bu sözün ân öncesi, hayatla barıştırdın
umutla tanıştırdın…
bak hepsi kırık dökük!
kırılan her parçayla içim ne çok acıdı
hâlâ canım yanıyor…

- 7 –

- “hayatımda biri var”

çeyrek asır sonrası ‘kendimi çiğneyerek’
hissedip, isteyerek birine sarılmışken...
bendeki görüntünü en masum hislerimle
hiç bıkıp usanmadan güzelim benim diye,
bebeğim benim diye kulağa fısıldarken
ellerim saçlarında…
umuda darılmışken
‘güzelim’ sende kaldı… bak şimdi titriyorum
‘güz’ kaldı ellerimde

sandın ki, dokundukça tenini istemiştim
tenin sende kalsaydı…
hissetmemişsin beni!

seni ‘ten’ için değil ‘sen’ diye istemiştim…

- 8 –

Şiiri bitirince getir bana demiştin…
oysa, başlayacakken sen’li şiirlerime
yaşanmayan hayatın başlanmamış şiiri
daha ilk satırdayken değiştirdin ‘satırı’
haydi… ele almışken bir an dahi düşünme
aldığın kalemi kır (ve yıktığın kale’mi)
yazan taraf elinde, satır diğer elinde
ayır, benle yaşayan can çekişen hisleri
son imzayı kendin at

bense, ruhsuz umutsuz eski halime dönüp
yine inşa edeyim yıkık dökük kale’mi
kapıları kapatıp sen yerine kendime
sarılıp, darılayım seni vermeyen baht’a

- hayatından birini -
unutmaya çalışıp birazcık uyuyayım

henüz uyumamışken soyuver üzerimden
‘iki’ beden biçtiğin ve yerlerde sürünen
onursuz kıyafeti.

onurumu giyinip yalnızlığı kuşanıp
üşümeyeyim artık…
sarılıp ısıtacak kimsem yoktur bilesin!

- 9 –

Bundan sonrası artık…
imkânım olduğunca cumartesiyi öpen
her cuma gecesinde
aynı mekân ve aynı koltukta oturarak
veriyim siparişi

getir bana yetmiş/lik… yeteyim hep kendime
sana bunca yakınken… senden bunca uzakta!

** sevgim, Özlem’e dedim, sense ‘özleme’ dedin! **

Sahi… bilir misin hiç?
Özlemin doğurduğu, gözüne soğurduğu
ve o gözde biriken, ama hiç akamayan
yaş / kirpiği yakıyor!

Kirpiğin yandı mı hiç, yürekten daha fazla? …

** sevgim, Özlem’e dedim, sense ‘özleme’ dedin! **

Berkan Koloğlu
Kayıt Tarihi : 29.12.2009 05:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Berkan Koloğlu