Ben öyle aklı başında delirdim ki
Akıl sır erdiremezsin
Çığlık çığlığa susarak
Yağmur için göz yaşlarımı toplayarak
Bir ağacın doğurmasını bekleyerek
Ve bir gün geleceğine inanarak
Ey kapısı aralık Ekim,
Yüzüne Eylül kahkülü düşenim
Sende yaşamak ne güzel ne hoş
Hayatta bana en ağır gelen şey ölmüş bir ruhu diri bir bedende taşımaktı
Ben bütün ömrümü bir umuda sığdırmışım,
benden cömerti var mı dünyada
Bir gece gelsen
Dünden kalan uykusuzluğumun yüzünden öpsen
Bir rüyadaymışım gibi uyandırıp senliğin soluğundan içirsen
Bak gece bu denli zifiri ama dolunayın aydınlığını göstersen
Öğretmenime bir not;
Dün gece bir İbrahim misali aradım seni;
Yağmur yağdı ve bir damlası değdi alın yazıma
İşte o sendin. Önce durdum altında ve bekledim kurumuş kalemime renk ver diye. Zihnime kelam ver diye rûhumu ilmine bulaştır diye ve öldüğümde bunu da biliyordu desinler diye.
Gün yüzünde; efendiydi,
Sen duyduğum en güzel keman sesi
Okuduğum en güzel mısramdan bitmek bilmeyen kıtalar ezgisi dinmeyen müziksin
Kalbimdeki en güzel çocuk
Beynimdeki en olgun adam
Bir annenin dünyaya getirdiği en güzel melek
Ve bir babanın en zor emeği
Mevsim karanlık
Gün ağlamaklı.
Zamanlardan o zaman
Ne bir an önce ne de sonra…
Canhavliyle uyandığım rüyamın başlangıcı.
Gece çöktü
Nereden bilebilirim dün izlediğim filmlerin, şarkıların bugün hayatımın özeti olacağını…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!