söz vahtında açılı derler
işde böyle bi bayram günü
Hesne Gelin,
beni gayfadan ça(ğı) rdı
“-mücüdemi isderin emme ha”
Özlemden bi habar,
el gadar kıyat parçası da olsa
mekdup mu varıdı acaba
içimde bi kürpüldeme
soluğum daşdı valla
yonusa Özlemi
bana isdeyvicekler mi,
hadi hayırlısıyna
........
uzatmadı sağolsun
“-Özlem sizin evde” dedi,
bu hepisinden daha
mühimidi valla
hayal edebileceğimden
çok çok fazla bişiy
hemen eve seğirtmeliyin
emme nassı
ne uçu getmiş olacan
ne olacak mahanası
“sağol gellaba,
elin ayağın dert görmesin
Allah dutduğunu altın etsin
Allah senin de murazını versin”
yol boyunca da dovalarıma dövam etdim
şükrün dersen, bini bi para
içimde bi sevinç
öylesine bi safa
bi heyecan
ömrümde bi daha olmadık,
olmaycak kadar,
gayfaynan evin arası bu ğadar uzakmıydı
o ğüne ğadar bilmeyodum
galbim küt-küt atıyo
“Özlem bizim evde ha!
vay anasına olcak şey mi len”
bi solukda varıvıdım eve
bi bakdım hanayda
değişik değişik bis sürü papba
içerden cağıl-coğul sesler gülüşmeler geliyo
duralakdan birinin Özlemin dayısı
olduğunu anladım
“varsın ossun
Özlemi getirmiş ya
varsın ossun”
Allah senden ırazı osun Gara Dayı
o değilden, habarsızımışıyın gibi içeri girdim
“-hoş geldiniz amca”
ötekinnerinen de yanak-yanağa öpüşeyin deye
Özlemin dayısını da yanakladım
adam ileş gibi cığara kokuyo
soluğu demişsin iğrenç
insanın nevri bulanıyo
emme aldıran kim
tasası bana mı düştü
zatinden hemen onu geşdim
araya dayısının ğızı girdi
nusibet
yaltak yaltak, dudakları boyalı
bi de gaşlarını filen almış haspam
aklı sıra; sosyete olmuş, inceliyo
küt deye belinden gırılacak
seninki göğüslük filen keymiş haralda
bicikleri yokarda, sankine ben burdayın deyo
ya Rebbim ya Resullah bi iş var bunda
bi halt demeğ isteyo aklı sıra emme
dur bakalım
aman bana ne
“-nassısınız abi” falan
ulen bi lafazan olmuş
her ilafın işinde
bi de gözlerimin işine işine bakıyoru ku
benin deyen adamın içini yakacak
vız gelir-tırıs geder
bakarsam iki gözüm öğüme aksın
hemide Özlem var işin işinde
valla Özleme ne zaman
“-hoş geldiniz” dedim
ne zaman tokalaşdım
elim, eline değdi mi,
değmedi mi
vallahi-billahi bilmeyon
sekiye geşdim oturdum
ne dayısından,
ne dayısının gızından
o ğüne ğadar o ğadar
nefret ettiğimi bilmeyon
len bunnar kendilerini ne zannediyollar yahu
ikisi de; her boku biliyollar
her olayın, her ilafın içindeler
her şeylerden habarları var
dayısı beni devamlı meşgul ediyo
adama cevap yetirmeden ğızı
bişiyler soruyo
sankı sorgu hakiminin garşısındayın yau
Özlem;
Özlem bambaşka tabi,
o mahsınlık
o ğözellik
inci gibi dişler
ıldır ıldır ıldırdayan ğözler
ğözlerinin ğarası ğara
ağı ak!
bal rengi yanaklar
bal süzülür ğibi saşlar
tel-tel valla,
her şeyi bal gibi
emme kendi baldan datlı
o yüzündeki allık
o gülüş
yau bi insan bu ğadar nasıl ğüzel olabili
emme ben ne dayısından
ne dayısının ğızından
bi türlü Özlemime bakamayorun ku
tam cuvaplarını vereyin de
Özleme bişiyler sorma mahanasıyınan
bakayın deyon
ne mümkün bilader”
“-yau acaba saçlarını bida görebilcen mi
gözlerinin irengi ne
dudakları boyalı mı
anam “şe(hi) rli garının dudak boyasına
dik topu(ğ) una yetemessin” deyo ya
ne yetemecen Alla(hı) n aşgına
istesin canımı vereyin
emme
Özlemin dudak boyası ne renk
dönüp bakmak mümkün mü
hay senin dayını,
dayının gızını
töbe töbe
bi de düşünüyon
“-ne deyon o(ğ) lum len sen
yarın bu adama “dayı” deycen
“gülü seven dikenine gatlanı”
biz de dayısına da,
dayısının ğızına da gatlancaz gari
emme Allah bili bu adam
bana kendi gızını gasmayı düşünüyo
ğızının hallarına da bakarsan
“yeme de yanında yat,
zilli dünden ırazı”
bi de dönüp kendime;
“-len o(ğ) lum
sen kendi-kendine gelin güvey oluyon
gübe girmeden turşu oluyon
daha hol yok-yumurta yok dedikleyin
gapılarını çal bakalım bi ne deycekler
kaş para başlıg isdecekler
garısızlıkdan ölürün
“kırtıklı guruş ” vermen valla
bedafa da vercekler
olmaz, üsde para verseler de
on gönlüm olsa
onunu da
Özlemden başgasına ayırman asla
asıl can alıcı noktası
Özlem n’olacak abey
öte tarafdan
Özlemin kötü habarını almak var
ğız ayda yıl da bi köyü zeyarete gelse
bana enişde mi deycek
ya ben enişdeye ne deycen
düşüncesi bile
nutgumu garışdırıyo
alt-üsdediyo valla
len bunar nerden neşet ediyo ”
bi yandan da bakınca
bu adamın, bu ğüne gadar,
ne halımızı, hatırımızı
sormuşluğu var
ne gapımızı çalmışlığı
daha ötüyon yoldan geçiyokan
anam çağırdıydı da gelmediydi
tabii o zaman gızı şe(hi) rde, halası gildeydi
yani Özlemlerdeydi”
“-len yoğusa bu..ına ğodumun döyüsü
bizim gızı kendi oğluna filen düşünmesin
kelp olayın ırazı gelmen len
keser köpe(ği) n öğüne atarın
genede olmaz” deyon gafamdan
emme bizim gız ne deyo bu hususda
gönlü var mı acaba
her şey ıldırım fızıynan gelip-geçiyo aklımdan
ulen o(ğ) lum dur
emme bu ğarada
bizin gızın da hamaratlığı üstünde
Özleme hoş görünmeğuçu tabi
hemencik zufra hazırlamış
süt-yoğurt, peynir, zeytin
yağlı dolazda yumurta
afıyon,
Allah ne verdiyse
“-len yonusa bizim gız da
Özlemin dayısına guyruk sallayo olmasın ha”
gatil olmak işden deği valla-talla
emme Özlem uçu yapmışdır canım,
Özleminen değiş-tokuş edelim derlerse
derler mi derler valla
bobam da akrabası deye
“-ne garışman valla
hakkımı halal etmen, ben söz verdim onara
bu iş böyle olacak” derse
der mi, der
aferim delisi olduğunu bilmeyen mi var
söz verdiyse kendisi alsın
benim keyfimin –a(y) şa abılası mı-
bana sormadan
gönlüm olup olmadığını bilmeden
taha türkçesi
Özlem durup-durukana
benim başgasının goynuna girmeyceğimi
bilmesi ilazım değil mi?
bana soramayosa anama
“-yau hanım garalar değiş-tokuş edelim” deyollar
bizim oğlanın ağzını ara bakalım bi
ne deyo ne go(yu) yo(r)
çalıya bi daş at bakalım demesi ilazım değil mi
zahır bobası onu öyle taha ondördündeyken
zengin gızı deye anamınan everivimiş ya
o öyle olacak zannediyo
ahhh Özlem ah!
hadi beni geş,
bizim gıza da mı sormaycak bunnar
ya bizim gızın göynü de onnardaysa!
gövde bulut, sen o yolları unut bakalım
gala gala o cığaracı,
gumarcıya mı galdın a! bacım
gafamda kırk dilki dolaşıyo
kırkının guyruğu birbirine dokanmayo
valla billa
herkeşden sonuraya galdım kı
Özlemin garşısına oturayın
ne mümkün başımı galdırdım mıydı
dayısının ğızı gözümün içine içine bakıp duru
elalem var demeyo
bırak eli,
bobasını file dagmayo
fira beni kesiyo
gözleri gocası asgerden gelmiş
yeni ğelin gibi
ıldır ıldır,
iki de bi “-abi-mabi” ayaklarıynan
aklı sıra beni cerbediyo
onu geçdim,
bobasının heş “çüüş! ” dediği yok
bu nası mezhebi genişlik,
anlayan beri ğelsin
depesine indirilecek bişiy
emme ğızı,
beni kendine bakmaya mahkım ediyo
olmadı hiş başga yerde yoğumuş gibi
taa benim öğümden ekmek-duzlug alıyo
olmadı veriyo gerisin-geri
bobam var, başgaları var file demeyo
ar damarı çatlamış
fira beni kesiyo
habire dikizleyo
valla göz-ğöze geldikmiydi
ben bozarıyon
onun uruhu file duymayo
o görcek deye
ötekinner görcek deye
ben Özleme bakamayon
dinine yandımın
belki Özlemde bana bakmayo deye
geçiriyo işinden,
beni hafakan basıyo,
gerşi bi zamanlar
evlerinin öğünden geçerken
gözüm perdenin arkasından ona ilişdiydi
işin aslı oda bana gapbeleniyo
kesbetmeye gakıyo
üsdünü değişdiriyo ayaklarında
bana galısa bireş gurampa
Allah biliyo ya
bireş fingirdeg bişiyidi
cilveleşmeğ isdeyo aklı sıra
umrumdaydı sanki
türkü filen söyleyo
“ince geyerin ince
penbe yakışır gence
insan bi hoş oluyo
sevdiğini görünce”
evin içinde gısağollu keyiyo
bireş açık-saçık dolaşıyo
saşlarını darayo
bazı yediğinden bana vermeye gakıyo
bi seftesinde almayı dişlemiş verdi
bi sefer de gocaman bi armıdı
“-sen armıtdan annarsın” dedi
alsam mı, almasam mı
Allah’ın orasbısı
aklı sıra bana “-işaretden anlamaz ayı”
demeğ isdeyo gari
öyle ya
bazı da fesliken koklayo
bana vermeye gakıyo
bi ğün elindeki gülü kokdu
bana uzatdı
“-haralda sizin harımda
gül açmayo
olsa biz de görüdük”
demez mi
gancık
sanki gül olsa
verecek başgası yok öyle ya!
gene böyle bi ğünüdü
göyne(ği) nin işindeki gülü
gözlerime baka baka kokdu
bana verdi
Allahım Ya Rabbim yau
aklı sıra beni yoldan çıkaracak
üsdümde galacak
bu yüzden ben ne zaman oradan
geçiyo olsam,
gözlerim onnarın pencerelerine dakılıyo
isderine isdemez
bizim gızınan da oldukça sıkı-fıkı
ben ordan geçerkene
mahana filen bulamadı mı
bizim ğıza sözde selem ediyo
abidik-gubidik işde
olmadık muhabbetler guruyo
“-Macar Ebe hasdaymış öyle mi?
len garı ben kendimi bildim bileli küküm hıh
hemi ben nerden bileyin
osdurukdan teyyare
yok işde
“-ine(ği) niz buzalamış öyle mi”
adını ne godunuz
len bunu alt tarafı bücük
sanki çocuk da ezeninen adını mı gocaz
erkekmiy miş, dişi miymiş
danaysa satar düğün ederimişiyiz,
de(ğ) ilise...
ineğise olunca yarın
onu sağ(a) cak biri ilazımımış
hani ne derler
dam başından saksağan
...
olmadı
“-dellal ne deyo”
“-ganal ne zaman akacağımış”
“-i(l) k yoklaman geldi mi”
“-esgere ğetmeden nişanlanısın ğari
esgercilikde nekdipsiz gomaz seni
heş değilise yolunu ğözleyen biri olu
belki de evlenisin de
tosunun bekler yolunu”
ulen bu ne demek
nası bok yemek
töbe töbe
biğün gene böyle
ordan geçiyon
içerden türküler filen geliyo
perdenin gıranı gene gıynaşık
senin ki gene üsdünü değişdirme rollerinde
perdeyi birden çağışdadak aşdı
“-ne o Memet aga yonusa beni mi
gözetleyon” deme(z) mi
efe valla gıpkırmızı galdım
“-yok yau, Hava gardaşıma da bak,
heç olur mu öyle şey,
sen benim bacım sayılısın,
ben hiş öyle şey yaparmıyın” dedim
emme rengim-solu(ğu) m getdi
“-tabi canım tabi,
bilmez miyin heş” deye
hınzır-hınzır, güldü,
fettan şey
yaşına-başına bakmadan
beninen oynadı
kedinin fareynen oynadığı gibi
“-hadi orasbı senin alaca(ğı) n olsun” dedim
emme bi da da
golay-golay ordan geçemedim
mezbur galıp da geşdiysem de
fızınan, soluk bile almadan,
heç o tarafa bakmadan
bereket versin bi gören, bi duyan
olmadı,
valla köyü terketmem ilzamıdı
işin aslı
KELİMELER:
İç kürpüldemesi: heyecanda kalbin duracak kadar yüksek atması
mahana: bahane-sebeb
gelleba (gelinabla) : yenge, kocası tarafından yakınlık bulunan kadın
muraz: murat, dilek
nevir: bet-beniz, yüz
nevri bulanmak: tiksinmek, beti-benzi atmak, kusacak gibi olmak
nusibet/musibet: uğursuz, nalet
incelmek: kibarlama, nazikleşme, özentili konuşma anlamında
sütyen
seki: duvar dibinde yüksekçe oturulabilecek yer
fol: yumurtlaması için follukta tavuğun altına konulan yumurta
başlık parası: oğlan tarafınca, kız tarafına verilen bedel
kırtıklı kuruş: değeri en düşük para anlamında
neşet etmek: bir sebepten, bir kaynaktan ortaya çıkmak, var olmak anlamında
öteki gün: geçen gün, bir-kaç gün önce
afyon: haşhaşın ot hali
fira/vira: sürekli, durmadan, biteviye
kesmek: kur yapmak için bakmak
iki de bir, sık sık
cebir: zorlama
hafakan/afakan: bunalma, sıkıntı
gapbelenmek: kahpelenmek, cilve yapmak, kur yapmak
kesbetmeye kalkmak: iç etmeye, kendine mal etmeye çalışmak
kurampa: kurmak, planlı davranmak
fingirdek: oynak, şuh, kahpe, zilli, yosma
umur: aldırış etmek, ka’le almak
üstünde kalmak: bekaretinin bozulması durumunda onunla evlenmeye mecbur kalmak
mahana: bahane, sözde sebep
buzalamak: gebe kalıp, doğurmak
kıynaşık: yarı aralı gibi, isterek aralanır gibi yapılmış
Kayıt Tarihi : 5.3.2007 16:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

“-yok yau, Hava gardaşıma da bak,
heç olur mu öyle şey,
sen benim bacım sayılısın,
ben hiş öyle şey yaparmıyın” dedim
emme rengim-solu(ğu) m getdi
“-tabi canım tabi,
bilmez miyin heş” deye
hınzır-hınzır, güldü,
fettan şey
yaşına-başına bakmadan
beninen oynadı
kedinin fareynen oynadığı gibi
“-hadi orasbı senin alaca(ğı) n olsun” dedim
emme bi da da
golay-golay ordan geçemedim
mezbur galıp da geşdiysem de
fızınan, soluk bile almadan,
heç o tarafa bakmadan
bereket versin bi gören, bi duyan
olmadı,
valla köyü terketmem ilzamıdı
işin aslı
yine aldın götürdün bizi bir başka diyara.....güzelim öykülerinle.......... şiirimsi.......saygılar
yoksa omzu na kadar bir açıklık söz konusu muydu
bir de o yakalanmışlık
o kadar cilve üsdüne Memet Aga
işte bu
köylülük
kutlarım
TÜM YORUMLAR (4)