Özlem; nedir özlem hep kendi kendime bunu sorar dururdum. Yine özlem sorusu takıldı kafama, bu sabah karar verdim uzun uzun düşündüm. Sahi nedir özlem Ben neleri özlüyorum arkadaşlarım dostlarım neleri özlüyor diğer insanlar neleri özlüyorlar. Bir dostu, bir arkadaşı,bir sırdaşı anneyi babayı ve çocukları bu listeyi oldukça uzatabilir ve genişletebiliriz.
O halde nedir özlem; bir insanı bir yeri kısacası neyi istiyorsak onu görmek,ona kavuşmak beraber olmak isteğidir,desem, bu kez şöyle bir soru akla gelir,özlem insanı çok mu yakar kavurur içi içine sığmaz bir heyecan mı duyar yerinde duramaz özlediği her ne ise hep gözlerinin önünde baktığı gözünün iliştiği, her yerde, kıyıda bazen seraplar görür, onu görür gibi olur ellerini uzatır, tam yaklaştım, buldum, yakaladım,derken kayboluverir. Gözlerimizin önünde, canımızda kalbimizde,gönlümüzde, duygu ve düşüncelerimizde özlemlerimiz ve yakıcı yıkıcı gücü vardır.
Neleri özleriz konusuna yeniden dönersek:Sevgilimizi,canımızı,kendimizden
daha çok sevdiğimiz nadide varlığımızı,uçsuz bucaksız kırları,çayır ve bayırları,mini minicik yeni doğmuş bir kuzuyu,minicik bir bebeği,bir serçeciği, hep insanoğluna dost olmuş bembeyaz bir güvercini kumruyu,flamingoları minicik Arı kuşlarını ve kırların özgür rengarenk kelebeklerini,hacı leylekleri özlemez misiniz? Kıpkırmızı gelincikleri minicik günaydın diye bağıran sevimli papatyaları,şırıl şırıl dereleri,gürül gürül ırmakları çarşaf gibi uzanan denizi gümüş rengi bayırları masmavi gökyüzünü
davudi bir sesle okunan ezanları enfes gözüken dalından kopartarak yiyebileceğiniz bir meyveyi,ormanları,rangarenk bin bir kokulu kır çiçeklerini
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,