Bir sonbahar sabahı, soğuk,
Uğultulu, kışa yaklaşmış....
Ağaçlar yapraklarını döküyor usulca....
Ben, ağlıyorum....
Ve hayat her zamankinden daha
Hızlı geçiyor sokakların ortasında....
Ben, ağlıyorum inadına!
Ve kuşlar göç ediyor gizlice
Arka bahçeden....
Sonra akşam çöküyor buralara
Bir de ben ağlıyorum, öylesine...
Gökyüzü kızıla boyanmış,
İkindi vakti çay saatinde, şeker tadında....
Sen ağlıyorsun, bilmediğin bir sebepten
Ve ben,bu sefer gülüyorum
Bilmediğim sebeplerden...
Bir Sonbahar sabahı
Alaca karanlığı sökerken günün....
Film şeridi gibiydi her şey
Ve anlık karelerde gizliydi hayat...
Ve sonra çocuklar, sokaktaydılar,
Oyunları yarıda kalmıştı, duruyorlardı....
Ebem kuşağı hiç çıkmayacaktı,
Sen gelmeyecektin buralara ve
Ben ağlayacaktım, durmadan...
Sonbaharın sonlarına doğru
Kış gelecekti aniden, gizlice....
Sonra keşfedecektik sarılığını yaprakların
Bir de yerdeki hengamenin sebeplerini, anlayacaktık! ....
Bir sonbaharın son sabahlarını yaşayacaktık oysa,
Yarı uykulu gözlerle ve en güzel sözlerini söyleyecektik....
Seni seviyorum muydu ilk söz?
Yoksa sadece bir tebessüm mü olacaktı.? ...
Bilmiyorum belki de, sadece özledimdi anahtar sözcük,
Sadece özledim....
Akşam saatleri, kaldırımda koşuşturan insanlar,
Bir çocuğun ağlaması, kıyıya vurmuş gemi kalıntısı....
Sahil kenarında oturan yaşlı çiftler,
Ve müzik ve bomboş bakışlar ve sen....
Anlatamaz hiçbir şey seni bana
Benden daha anlamlı ve getiremez hiçbir şey
Bir martının kanadındaki seni, bana...
Kayıt Tarihi : 14.2.2005 16:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)