Tan yeri ağarırken,
Seyredebilmektir güneşi benim özlememim,
Şafakta mırıldanmak bir türküyü,
Yada,
Doyasıya ıslık çalmaktır benim özlemim,
Çamur deryalarında yalpalayıp yürüyebilmek,
Çiseleyen yağmurlarında ıslanmaktır benim özlemim.
Demir parmaklıklar yerine,
Dokunabilmek bir zambağın yaprağına,
Dikenli teller yerine,
Gülüyle oynaşabilmektir bülbülü seyredebilmektir benim özlemim.
Kör hücrelerde geceleri değil,
Bir mağarada firari sabahları beklemek,
İşkence çığlıklarıyla bezenmiş kabusları değil,
Sevgi ve umuda kesilmiş bir rüyayı tadabilmek,
Her sabah aynı suskunlukta uyanmak değil,
Bir sevdanın sıcak busesiyle açabilmek gözlerimi benim özlemim.
Dansa durmak doruğunda dağların,
Kulaç atmak hırçın dalgalarına inat okyanusların,
Koşabilmek rüzgarın esişine karşı,
Bir çocuk misali,
Ağaç kovuklarında uyuya kalmak,
Dolaşabilmek yalın ayak,
Yaylalarında ülkemin,
Dolaşabilmek benim özlemim.
Ama ben,
Ne ıslanabildim yağmurlarında,
Ne dolaşabildim zirvesinde dağların,
Gözlerimi hep aynı suskunla açıyorum
Demirden örülmüş beton yığınlarında,
Umudum uyanabilmektir bu karanlık geceden,
Uyanabilmektir benim özlemim.
Haziran 2004
Konya Zindanı
Kayıt Tarihi : 1.9.2024 15:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!