Hayat! Özlemler sunar bazen
Yaraya basıldığında şekeri tuza çeviren
Biraz hercai menekşe
Biraz da sızı
Dökülen on üç yaprak sonrası
Özlem ağacından arta kalan bizlere.
Yılların vagonlarında yüklüdür özlem
Zaman garının durağında bir bekleyiş
Her sefer dönüşünde boş vagonlar
Gözlerde derin bir sus bırakır
Asırlarca çıkılacak dik bir yokuşun esrârı
Sarının sırrının içinde saklıdır.
Eller, yüzler, bedenler beklemez gideni
Onlar devam eder ağır aksak
Ümit dolu gözler, bir de mavi yürekler
Bu savaşın vefalı askerleri
Beklerler eski ufukları
Bir bekleyiş ki biçâre ama yürekler hep tetikte
Özlem siperinden asla ayrılmazlar ölümüne.
Gidene yükler özlem ânın kırıntılarını
Özlem! Kendini bırakmaktır gidende
Boş sokaklarda, sessiz bahçelerde
Ya da göze değen her çehrede
Kaybettiğin kendini, aramaktır işte!
Bazen bir yankı duyarsın içinde
Sevinirsin kendimi buldum diye
Oysa bulduğun şey sen değilsindir
Kaybettiğin sahte kimliklerinden birisidir.
Var olmanın acı bilincidir özlem
Hemhal olup bırakılan boşluklarla
Dökülen satırları kendi kendine anlatırsın
Diri bir uyku sonrası
Açtığında pencereni ilkbaharda
Sonbahar gelmiş sanırsın.
Birbirine değmeyen iki yöne uzanmış
Bir yanı kırmızı, bir yanı sarı
Ateş ağacının ayrık iki dalı gibidir özlem
Kökleri, geçmişleri ve de kaderleri aynı
Birgün çürüyüp toprağa düştüğünde
Ateş ağacının ayrık iki dalı
Hüzne ait özlemler, işte o zaman bitecektir.
Kayıt Tarihi : 14.1.2021 06:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrik ediyorum.
Kaleminize gönlünüze sağlık.
TÜM YORUMLAR (1)