Bir ihtilal öncesinin umudu seziliyor gözlerinde,
Sensiz geçen siyah beyaz ve sessiz,
Bir kaç on yılın köhneliği öpmüş şu sokakları yer yer.
Çiğ düşmüş vedalara sahne olan kaldırımlara
Paslanmış sevgililerin isimleri banklar üstünde
Bir zamanlar parkın ortasında tüm görkemi ve yalnızlığıyla,
İnsancıklara gölgesini ihsan eden hüzünlü bir meşe dururdu.
Çocuklar doksan dokuz dal gezen yaşlı bir kargayı vururdu.
Ölüm can verirdi yaşama, karganın kanat ucunda.
Günler geçerdi ölüşürken sensizlikle hayatı
Güneş batmazdı sen rüyalarına dalmadan,
Ve Ay gelirdi her sabah seni uyandırmaya.
Gözlerimi bugüne değil yanımda olduğun düne açmak için yaşıyorum.
Tesellim ise bilmek seninle aynı nefesi aldığımı
Saçlarından çaldı Prometheus ateşi,
Soğuk ellerinden tufanlar getirdi suya Poseidon,
Sıcak nefesinle yaşattı Niks bütün Olimpos’u
Bekliyordu Tanrılar, bekliyordular,
İnanacak hiçbir şeyleri olmadan mucizeleri
Bense duruyordum ürkek ve üşümüş ve sokaklardan sarıyı çalıp üstüne giymiş gamsız gölgemle.
Deniz feneri gibi kızıp sönerdi iki parmağım arasında göz kırpışların
O nihai sabaha değin
Nihayet bitmez gece kararıp gittiğinde
Mavi bir sıcak günün ortasında
Meşru ya da gayrımeşru yollarla başucuna geleceğim.
Kayıt Tarihi : 8.7.2020 04:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!