Ey vaveyla'm!
Bu arz-u halimi anlatan kâğıt eline vardığında,
Ben senden çok uzaklarda olmuş olacağım…
Gözlerine baka baka anlatmak istediğim,
Ama bir türlü cesaret edemediğim, kekeme olan kelimeleri,
Sadece bembeyaz bir kâğıda dökeceğim!
Bil diye söylüyorum;
Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım…
Kızmıyorum…
Gidişine alıştı artık yüreğim…
Nasip! diyorum sadece… Nasip! …
Avuçlarıma,
Sana hediye olarak sunduğum yüreğimi bıraktığın günden beri,
Yolunda giden tek şey var…
O da yol’un kendisi…
Her şey ters gidiyor buralarda…
Düşündüğün gibi değilim inan…
Gelirsin diye kaç gece sabahladım o küf kokulu pencere kenarlarında,
Ben bile hatırlamıyorum.
Kaç gün o köşe başından ha çıktı, ha çıkacak diye ümit ettim,
Ben bile bilmiyorum!
Her yerde seni aradım…
Çay’ımın sıcaklığında, sigaramın dumanında…
Yatağımın soğuk yanında…
Sanki: sen gittikten sonra şu koca şehir,
Bir daha açmamak üzere kapadı gözlerini…
Sanki bulutlar bile gidişinden haberdar!
Gittiğin günden beri,
Her yer, her şey sırılsıklam hasret kokuyor!
Her gün pazar burada…
Herkes beklenen sevgilinin geleceği ümidi ile inzivada…
Konuşmuyorlar artık eskisi gibi…
Gülmüyorlar…
Beni hiç sorma…
Ben: camii avlusuna terk edilmiş bir çocuk gibi sahipsiz kaldım…
Bitap düştüm…
Dizlerim kaldırmıyor artık bunca acıyı.
Gittiğinden beri yavrusunu kaybetmiş bir anne gibi yas içindeyim…
Yalnızlığıma eşlik eden sigaram, kitaplarım,
Yaşadığımız onca anı olmasa,
Birde…
Birde yüreğimde biriktirdiğim umutlarım olmasa,
İnan şu örselenmiş ruhumu terk edeceğim…
Yüreğimde bir nefes dahi almaya mecal yokken!
Sadece sana olan umut’larla avutuyorum kendimi sensiz günlerimde!
Gözleri kapalı şehrimde, kanayan dizlerim ve sızlayan yüreğimle,
Yokluğunun ardına sığınmış hasretini çekiyorum biçare ve mealsiz kelimelerimle!
Olmuyor vaveylam! inan olmuyor!
Dayanamıyorum…
Her yüzde, her seste seni aramaktan yoruldum!
Yemek yemiyor, kimseyle konuşmuyorum…
Çalan kapılar ve telefonlara da ben bakmıyorum kaç zamandır!
Kilitlendim odama…
Sadece dilimde mırıldandığım hüzün türküm var!
Gittikçe soğuyorum yaşamaktan!
Bu yüzden hava raporları hiç umurumda bile olmuyor!
Kar mı yağıyor? Yoksa yağmur mu? banane?
Ben senin yokluğunla sırılsıklamım zaten!
Neyse…
Konumuz bunlar değildi değil mi?
Hani olur ya bir gün çıkar gelirde bulamazsan diye.
Kendimden bir haber bırakıyorum geleceğime.
Beni merak etme!
Ben iyiyim…
Çok iyiyim…
ve çok daha iyi olacağım!
Acılar da bitecek!
Sıkıntılarda bitecek!
Bite bite bende biteceğim!
Sende biteceğim...
Kayıt Tarihi : 14.3.2017 05:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Faruk Yiğit Araz](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/03/14/ozledim-seni-300.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!