ardından koşarken yokuşu
abimler kahkaha basıyordu
gençlik çağımın sıfta yılları
dolu dolu mutlu ve huzurlu
çocukluk yıllarımdı,
abimin elinde elfeneri
karanlıkta arıyoruz kaybolan ineği
gözgözü görmüyor karanlıktır Kort deresi,
korka korka yapışıyorum abimin ceketine
cırtlak bir kuş sesi bölüyor karanlık geceyi
ben titreyerek dönelim diyorum abime,...
İnadına sesli sesli
''Su ver Leylam '' türküsünü söylüyor.
böğürtlen deresine yaklaşınca
bir hışırtı başlıyor çevrede
bir elinde çivili sopa ,diğer elinde fener
ben yapışmışım ceketinin eteğine...
yaklaşıyoruz dikkatlice
bizim inek otluyor çayırda
yanında birde buzağı var
çok seviniyoruz kahkaha atarak...
fener benim elimde
buzağı abimin kucağında ,
arkamıza bakmadan inek önümüzde
koşar gibi yürüyoruz Kort Tepesi'nden aşağıya...
gecenin yarısı annem dutların altında,
ateşi yakmış çay demlemiş bizi bekliyor.
Ne zamanlardı Allahım?
sadece ayıdan kurttan korkardık yabanda
gece mehtapla gündüz gibi aydınlık,
bir anlık kaybolan abim
gündüzün gözüne kestirdiği karpuzu alıp geldi .
annem ağaç honçayı koydu palazın üstüne,
tabak yok,bıçağı dayadı kocaman karpuza,
dilim dilim verdi elimize ...
ailece cümbüş cemaat toplandık
karpuz yemeğe...
ömrümde görmedim böyle yerli malı,
karpuz değil bal değiyordu dudaklarımıza
koca karpuz doğrandı bitti iki saatte
uyku tutmadı kimseyi ,
babam gitti bostan sulamaya,
annem yoğurdu doldurdu yayığa ,
beni de diktiler yayığın arkasına
üç çalatta yayık yayıyorum
Annem yufka için hamur yoğuruyor
babam sacı ateşe koymadan kül ile sıvıyor
aile boyu geceden bitiyor işimiz
ağabeyim tereyağlı katmer istiyor.
anneciğim ikilemeden hepimize
okkalı katmer açıyor
ben demli çay hazırlıyorum,
babam bir maşraba ayran istiyor.
Bütün yaz bahçede uyuyor ,yaşıyoruz.
tarlaya kırk kırmızı tavukları yayıyor,
gak diyen tavuktan sıcacık yumurta alıyoruz.
hele birde yarım kiloluk kırmızı domates isot ile karışık menemen oldu mu?
mayalı ekmekle kara tavanın altını sıyırıyoruz.
ben tek çocuk yanlarında;
inekleri karşı ormana götürüyor,
danalar emmesin diye dikkat ediyorum,
akşam dönerken okkalı bir dağarcık odun taşıyorum
Neden yazıyorum bunları ?
özledim inan ki doğayı özledim,
betonlara bakmaktan tükendim
çocukluğumu özledim.
ölüm olmayan zamanları,
annem babamı özledim.
yaz tatilinde köye gelirken
şık giyinen delikanlı ağabeylerimi özledim.
köyümün okuyan genç ablalarını ,
mektepli pırıl pırıl çocukları özledim.
köyüm ,tarlada ekin biçen gençleri özledim.
yakışıklı delikanlılara yüzünü açan gelinleri ,
Cumhuriyet Aydınlığını özledim.
çocukları kurtulsun diye
okula gönderen anne ve babaları özledim.
Okuma yazmayı kurtuluş kabul eden nesilleri ,
yurdumun saf temiz bilgiye susamış insanlarını,
Cumhuriyet Aydınlığını yaratan neslini özledim...
Hayriye Aygül
Kayıt Tarihi : 25.5.2019 00:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!