Galaycı Punarı’ndan gatırlara su çekmesini,
Gamaz Kütüğü’nde lak lak etmesini,
Oracıkta yağlu gayış oynayıp,
İzzet Dayı’dan Dere mahleye kaçmasını özledim!
Teneke elde Ramazanda iftar beklemeyi,
Nefes nefese koşup; elim sende demeyi,
Pazarları fırında pide sırasında dikilmeyi,
Farfara dayının kuzu kebabını özledim!
Teravihten sonra sahura dek gezmesini,
Gara Yer’le Siteler arasında sabah etmesini,
Neyzen’in büstü önünde oturup,
Nebiyan’ı seyretmesini özledim!
Bayramlarda kapı kapı dolasmayi,
Kalabalık yer sofrasına bi dizi ancak sokmayi,
Oğmaç çorbasını, nokulu, pırasa kavurmasını,
Dedem bağırınca korkmasını özledim!
Kilisenin yanından odun etmesini,
Kara güğümde çay demleyip içmesini,
Böğürtlenleri ota tespih misali dizmesini,
Kiren yaprağından kollarımın yanmasını özledim!
Ağlayan Kaya’ya deve pancarına,
Çamlık’a garaca oğlana,
Çöğle Çayı’na töngele,
Urumlu’ya kirene gitmesini özledim!
Bir de tütün dikmesini özledim,
Kazmayı, kırmayı ve dizmeyi de üstelik.
Ama bilmezsiniz siz,
Ne zordur, el tarlasında gündelik!
Ne gariptir yahu!
Sefa içindeyiz lakin cefalı günler özlenir.
Mükellef sofra tat vermez, patıl keşkek beklenir.
Ormanlar katledilip saksıya fidan dikilir!
Iletisim cagindayiz ama biçare selam gözlenir!
(10.02.2009 / Bodrum)
Kayıt Tarihi : 11.1.2011 22:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirimde köyüme duyduğum özlemi tamamen yöresel şive ile söylenildiği gibi yazdım. Yöresel mevkii isimlerini ve o mevkiilerde yapılanları mizahi bir yaklaşımla işledim.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!