ateşe su verirken gözlerim
çarmıha gerdim kendimi
ve tüm yasalara inat
seni özledim.
özlemek,
mitolojik bir çalgıdan
uzak zaman tınıları dinlemektir
ve tüm nehirlere
değdirtmektir tenini.
ayın yolculuğunu izlemektir
öpmektir dudaklarını
sen yokken
yokken, uzanmaktır
bir dağın yamacına birlikte.
çizilen resimlerin gölgesinde
siluetini aramaktır.
siyah-beyaz bir Fransız filminde
Paris’i dolaşmaktır
bulvar kahvelerinde çay içmektir özlemek.
aykırı olabilmektir
kalabalıklar içinde
sokak çocuklarına
korkmadan dokunabilmektir.
çeliğe su verilirken
hakkını vermektir emeğin
bulutlara tokat sallayabilmektir
değmeyeceğini bilsen bile
muzipçe gülebilmektir.
napalm altında koşan
minik Vietnamlı kız olabilmektir
yeri geldiği zaman
iyot renkli yüzlere küfredebilmektir özlemek.
göçmen kuşlarının
peşine düşmektir hesapsızca
tutunmaktır anılara
yeri geldiği zaman
ışık hüzmelerine dalmaktır uzun uzun.
seni özledim
kuru bir yaprağa basarken
çıkan ses gibi
burkularak ve kırılarak.
işte yine
düşlerimin yırtılan yerinden
resmin çıkıyor yollarıma
özledim.
Kayıt Tarihi : 16.8.2006 23:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Doğan durgun'a özlemli günler
Doğan dayı burada senin gibisi yok,
Ortalama boş insan çok,
Gurbertçilere karşı bir savaş misali,
Ah! Adıyaman yollarında gözlerim,
Nice günler geçti yanına gelemedim.
Durgun bir halim var bugünlerde,
Uğramaz oldun buraya, hal hatır olmaz oldun,
Rıhtımında bir gemi dolu yük var,
Gurbet acı dolu bir hayat var,
Uykusuzluğum senin gibi oluyor,
Ne edecem şaştım kaldım.
İzzettin Bilgin
keşke bizlerde özlemlerimizi böyle güzel ifade edebilsek
TÜM YORUMLAR (8)