Yaylalardan akan soğuk suyunu
Araklı’nın her şeyini hep özledim
Köyümün insanlarının huyunu
Unutamadım anam seni özledim
Papatya açan yalçın dağlarını
Özlem düşen köyümün bağlarını
Zengin fakir köyümün sağlarını
Gönlümü yakan köyümü özledim
Eğri, büğrü tozlu olan yolunu
Ne güzel kokan bahçenin gülünü
Çoğu zaman köye düşen dolunu
Tozlu topraklı caddeni özledim
Renk, renk olan güzel yaylalarını
Anamın yaptığı baklalarını
Bereket kokan şu tarlalarını
Zigana’nı Madur’unu özledim
Onsuz olmaz hiç kahvaltının tadı
Ne padişah anlar, nede kadı
Ün salmış bir kere her yere adı
Çok tereyağlı kuşmeri özledim
Yaylama çıksam etrafı sis duman
Üzerinde insan bulunur her an
Zahmet çeksen de bulursun hep derman
Yaylam suyunu, havanı özledim
İnce inceden yağan yağmurunu
Ruha işlenen yayla çamurunu
Misk kokulu anamın hamurunu
İpek saçlı bir tanemi özledim
Balıkların kralı olan hamsiyi
Evde yapılan börekli tepsiyi
Şerah gölünde içilen Pepsiyi
Kıymet bildiğim her şeyi özledim
Isırgan otunu, yayla çayını
Senle geçen her gününü ayını
Ağaçların içinde şu kayını
Dumanlı dağlarını çok özledim
Öz güvenim olan bu fındığını
Ne söyler Kurtoğlu’um sandığını
Elbet alırsın bir gün sevdiğini
Madur dağına çıkışı özledim
24.06.2009 İstanbul
Kurtuluş KurtoğluKayıt Tarihi : 27.12.2014 11:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!