Köşe,bucak
Toprak kokulu
Lale,sümbül..
Nergis,menekşelim
Vadileririn yemyeşil
Ovalarından bereket fışkırıyor
Yaylaların kekik kokulu
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Değerli paylaşımınızı kutluyorum. Saygı ve sevgi ile kalın.
Hikmet Yurdaer
yüreğinize sağlık sayın ÇOBANOĞLU
tam puanımla kutluyorum
kaleminizi kutluyorum...saygıyla
Bir sevda sarmış seni
Beni saran sevda gibi
Özledimğim özgürlük; özlediğim barış gibi.
***
Bu barışın huzur veren sesinin, birgün dünyamızı sarması temennimdir...
Sevgili ÇOBANOĞLU, yüreğinizden akan sesin ferahlık uyandıran deminde kaybolmamak elde değil : ) Kalemin hep var olsun... +
Soysuzlara direnen
Simavna’lı Şeyh Bedreddin’i
Börklüce Mustafa’yı birlikte astıran
Soysuzlardan,zalimlerden
--------------
Tebrikler. Selamlar..
Bedri Tahir Adaklı
çalışmanız manidardı...ah anadolu ah yurdum...şimdi çakallar gezer olmuş nazende sahralarında dili tutulmuş gönül erlerinin...
bu harika çalışmanızı okuyup hayır demek mümkünmü
içimizde yara olmuş bu özlemi asırlardır dindirememiş iyi insanların diyarında
cennet toprakların bahtsız insanları olmuşuz
ve burada AHMET ARİFİ VE ANADOLU ŞİİRİNİ
Yad etmeden geçemiyorum
bizler çok şey istemiyoruz insanca ve onurlu yaşamak dışında
duyarlı şairimizin yüreğine sağlık ve söz rahmetli AHMET ARİFİN
ANADOLU
Besikler vermisim Nuh'a
Salincaklar, hamaklar,
Havva Ana'n dunku cocuk sayilir,
Anadolu'yum ben,
Taniyor musun ?
Utanirim,
Utanirim fikaraliktan,
Ele, gune karsi ciplak...
Usur fidelerim,
Harmanim kesat.
Kardesligin, calismanin,
Beraberligin,
Atom gullerinin katmer actigi,
Sairlerin, bilginlerin dunyalarinda,
Kalmisim bir basima,
Bir basima ve uzak.
Biliyor musun ?
Binlerce yil sagilmisim,
Korkunc atlilariyla parcalamislar
Nazli, seher-sabah uykularimi
Hukumdarlar, saldirganlar, haydutlar,
Harac salmislar ustume.
Ne Iskender takmisim,
Ne sah ne sultan
Gocup gitmisler, golgesiz !
Selam etmisim dostuma
Ve dayatmisim...
Goruyor musun ?
Nasil severim bir bilsen.
Koroglu'yu,
Karayilan'i,
Mechul Asker'i...
Sonra Pir Sultan'i ve Bedrettin'i.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda...
Bir bilsen,
Onlar beni nasil severdi.
Bir bilsen, Urfa'da kursun atani
Minareden, barikattan,
Selvi dalindan,
Olume nasil gulerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun ?
Oyle yikma kendini,
Oyle mahzun, oyle garip...
Nerede olursan ol,
Icerde, disarda, derste, sirada,
Yuru ustune ustune,
Tukur yuzune celladin,
Firsatcinin, fesatcinin, hayinin...
Dayan kitap ile
Dayan is ile.
Tirnak ile, dis ile,
Umut ile, sevda ile, dus ile
Dayan rusva etme beni.
Gor, nasil yaratilirim,
Namuslu, genc ellerinle.
Kizlarim,
Ogullarim var gelecekte,
Herbiri vazgecilmez cihan parcasi.
Kac bin yillik hasretimin koncasi,
Gozlerinden,
Gozlerinden operim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun ?
AHMED ARİF
Bir sevda sarmış seni
Beni saran sevda gibi
Özlediğim özgürlük; özlediğim barış gibi.
Sayın Çobanoğlu, öncelikle kutluyorum sizi..
kısa bir tarih süzgecinden geçip bu günkü özlemlerimize, hasretlerimize akan barış ve özgürlük türküsüydü şiiriniz. Saygılarımla...
Ey memleketim buram buram
Sevda düşmüş yüreğine
Bir koşesinde Mem û Zîn’ının
Kerem ile Aslı’nın
Diğerinde
Yusuf ile Züleyha,nın
Siyabend û Xecê’nın aşkı
Zembilfiroş ile Xatûn'un
Sevdaları sende bambaşka
Birde
Özgürlük,inanç,vicdan duygusu gibi
Bir sevda sarmış seni
Beni saran sevda gibi
Özledimğim özgürlük; özlediğim barış gibi.
Ak özlerler sarmış yüreği, apaydınlık umutlar, düşler ve özgürlük yolunda direnişler....
OKUNDU....
.!
de hele,de
soz etmisken yigitlerim'den
bedretin_
ler,
pir sultan_
lar,
suphi_
ler,
arif_ler geldi geçti
hani,
yoldasim deniz,yusuf,inan
hani,
mahir,ibrahim,cevahirler
hani,
dava...
sinif arkadasim kivircik saçli
Ali Haydar
Bilirim
hucrelerin de iken,ulkenin
Elàzig da katledildi
can Yoldasim
Ali Riza Kosar
Hani
nerdeler o
binlerce can,
canan,
yola gonul veren Erdal Eren
can yoldasi
canlar.?
De...
soz et...
haykir o
onurlu gonlunun sesi'ni,kaybolsun yalanlar.!
Bir dahasina....
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta