Ankara nın soğuk sisli uzun kışından sonra nisan ayının ilk haftası içimi ısıtan,çoşturan bir yaz havası yaşadım.Akşam işten eve gelip yemekten sonra çay demleyip evimin terasında bu güzel havanın devamını teneffüs etmek istedim.Sandalyeye oturup diğer sandalyeyi de karşıma alıp ayaklarımı uzatarak derin derin nefes alıp çayımı yudumlarken gökyüzündeki yıldızların tüm canlılığıyla parladığını seyrettim.Kimi zaman sönen kimi zaman parlayan yıldızlara benzettim kendimi,hüzünlendim.Ve ılık ılık esen rüzgar beni alıp çok gerilere götürdü.
Yıl 1967.İzmir de yaşayan babam annemi, ablalarımı ve beni yanına getirtmişti.Bahçe kapısından evimize girilen küçücük bir yerde yaşıyorduk.zamanımın çoğu bahçede veya bahçedeki masada geçiyordu.Dört yaşında olmama rağmen yaşıtlarımdan daha küçük ve çelimsizdim.
Kısa zaman içersinde annemde etrafımızda bulunan sebze bahçelerinde işe başlamıştı.Benimle okul dışında ablalarım,diğer zamanlarda komşularımız ilgileniyordu.Çevremizdekiler gibi ne yiyor ne de giyinebiliyorduk.Kendimize ait hiç bir kıyafetimiz yoktu.Annemin çalıştığı yerlerdeki insanların verdiği kıyafetler hangimize olursa giyerek idare ediyorduk.Ayakkabılar büyükse babam uçlarına pamuk koyuyor,küçükse ıslatıp destekleyerek büyütmeye çalışıyordu.Babam çok asabi ve sinirli olduğu için korkardım,yanında konuşamazdım,bir şey isteyemezdim.O yüzden arkadaşlarım gibi kendime ait hiç bir şeyim yoktu.Onları içten içe kıskanırdım
Babam bir gün elinde büyükçe bir basma ile geldi ve anneme
-Bunu terziye ver de size bir şeyler diksin dediğinde dünyalar benim olmuştu.Bana ait elbisem olacaktı,hem de bayram geliyordu.Çok sevinçliydim.Elbisem istediğim gibi dikilip giydiğimde hiç çıkartmak istemiyordum.Eteklerini sağa sola sallayarak koştururken seviniyordum.
Aradan 1-1,5 yıl kadar bir zaman geçmişti ki babam:
-Yeni evimize taşınıyoruz dedi. Küçüktüm bir ev yapılmış nerde nasıl haberim bile yoktu.Çok mutluydum,azıcık olan eşyalarımızı bir at arabasına koyup yeni evimize gittik.Evimiz büyüktü ama camları,kapıları olmayan bir inşaat gibiydi.Bir kaç ay cam ve kapılara battaniye,çarşaf takarak yaşadık.Olsun evimizi çok seviyordum.Bana ve ablalarıma ait bir odası vardı.Babam tek tek onları da yaptırıyordu.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta