ÖZGÜRLÜK: Hiçbir kısıtlama veya sınırlamaya bağlı olmaksızın düşünmek ve davranmak durumu.
ÖZGÜR: Her hangi bir kısıtlama veya zorlamaya bağlı olmaksızın davranan.
Bu tariflere göre bakılırsa özgürlük kişisellik gösteriyor. Toplumsal olanına ise özgürlük değil bağımsızlık deniyor.
Mademki özgürlük kavramı kişiye özel bir tanımdır o halde her bireyin kendi özgürlüğünü kendi başına kotarmak gibi bir mecburiyet çıkıyor ortaya.
Mecburiyet derken elbette ki insanoğlunun zaten fıtraten sahip olduğu bu hasleti göz ardı etmek doğru değil ama ne var ki hayata geldiği andan itibaren insan ömrü boyunca hep bir bağımlılık durumu yaşıyor.
Bu sebepten özgürlük ister istemez bir tercih meselesi oluyor ve istenip istenmemekle doğru orantılı olarak ortaya çıkıyor. Ve doğaldır ki tercihine bağlı olarak kişi aslında özgürlüğünü de mahpusluğunu da kendi yüreğinde ve kendi beyninde yaşıyor.
Her ne olursa olsun bir şeyi öncelikle istemek gerekir. İstenilen özgürlükse kişi öncelikle düşünce gücüne ve yeteneğine asla ipotek koyulmasına izin vermemelidir ki kendisine bir alt yapı oluşturabilsin. Ve tabi ardından donanıp savunmak geliyor.
İnsanoğlunun zaaflarından biri de kolaycılıktır ve bu yüzden hazıra konmayı çok sever. Bu zaafı sebebiyle kendisini kullandırması da kolay oluyor.
Üretmektense üretilmiş olanı almayı tercih etmek kendini başkasının merhametine ya da inisiyatifine bırakmak demektir.
O zaman ne oluyor? Evlada özgürlük… Ya sonra?
Her değerli şey gibi özgürlüğün de bir bedeli var ve fiyatı kim bilir belki de kişinin hayatı pahasınadır. Bu kadar değerli bir şeye sahipse insan onu kaybetmemek için gerekirse bu bedeli ödemekten de asla kaçınmamalıdır.
Aksi takdirde elinde ne kalır? Özgürlüğün yoksa ‘hiç’ kalır.
Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 15.9.2008 12:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)