...Hasretim sığmadı bavula
muavin almadı bagaja
sırtladım yüreğime,
tutum evin rotasını
koydum hasretimi, düşlerin hevesine çengel takılmış koleksiyonu sandukasına.
Coğrafyam değil meclisteki namzetlerin aldığı kararlar kaderimizdir.
Sebebtirler açlığımıza,
acımıza,
nakşederler sefiliği, muhtaçlığı yazgımıza.
“İnsan kendi kaderini tayin edermiş” lafını yürürlüğe koyarız.
Bir iki kelam edersem gerçeklerden,
çok yatarım
koğuş ranzasın da.
İdeolojim
ne sağa,
ne sola,
hangisi özgürlük kokuyorsa.
Özgürlüğü haykırsam savaş kelimesine işitme engelli kulaklara can evimden vurulum Tahir Elçi gibi.
Yurtsever olsam süreklinir naaşım panzerlerin ardından,
bu defa çocukluğumun geçtiği sokaklardan ölü bedenim geçer Hacı Lokman Birlik gibi.
Allah Ekber diyip kurşun sıktılar
Taybet anaya,
sonra anneler gününde yazdılar;
cennet annelerin ayakları altındadır diye.
Anna olsam bir çocuklarımı beslemem eti mi yem ederim kargalara bir hafta boyunca.
Seyre dalarlar karganın anneyi parçalamasının acı prömiyerini halkın güvenliğini sağlamakla mesul emniyet mensupları.
halkın imdat çığlığına yetişmek
isteyeni de vurdular.
İmdat kurtarın beni polisten.
Kayıt Tarihi : 31.1.2024 14:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!