Bu kez düşünerek,
Bu kez hesaplı,
Yarınki BEN için,
Dünkü BEN'e danıştım,
Bugün yarın dün derken,
BEN olmaya alıştım.
Bana ayrılan şişe biterken,
Belli belirsiz bir saz sesi,
Cılız bir radyo ışığı,
İnadına karanlık,
Çocukluğumun o uzun merdiveni,
Demir borudan trabzanlar,
Kaçak yolcuyum bu pahalı Dünyada,
Beni sadece,
Anam babam kardeşim,
Eşim kızım ve birkaç arkadaşım fark etti,
Çaktırmadan yaşıyorum,
Ölüm bedava..
Kendi etrafımda dönüp dururken,
Nerelere çarpmışım,
Kimlere dokunmuş nelere ağlamışım,
Yolu bulabilmek için dikkatle baksamda,
Çokça yanılmış,
Sonunda yaşlanmış,
Var olan tek buluttan bir tek damla düştü,
Topraktaki tek tohum ıslandı,
Güneş sadece bir an için ışıdı,
O tohum koca bir ağaç oldu,
Başka ağaç yoktu,
Tek ağaç, bir tek meyve verdi,
Ben demedim,
Ben istemedim ki,
Şimdi hesabını vereyim,
Kim çıkardıysa beni, senin karşına,
O vermeli bu hesabı,
Allah aşkına
İçtim içiyorum ve içeceğim,
Unutmaya yetmese de
Gözlerin gözümden gitmese,
Dudaklarin aklımdan çıkmasa da,
Benden vazgeçmen korkusuyla
İçmeye devam edeceğim
Cevapları bilen sadece Oydu,
İRİ insanlar DAR kapılardan geçti,
GENİŞ salonda toplaştı,
BÜYÜK sorulara KÜÇÜK cevaplar verildi,
İRİ insanlar İRİ cüsselerine rağmen,
KÜÇÜK cevapları yedi ve doydu
Bir dudak kenarı,
Bir çift ela göz,
Derine bakan ve derinde olan,
Var olduğuna emin olduğum,
Rastlantı ile bulduğum,
Kadınım
Hangi Kapı dedi bir ses,
Altından ışık süzüleni seçip açtım,
Güneş, ay ve kutup yıldızı içerideydi,
Girince rahatsız oldular,
Ay sırtını döndü,
Güneş çıkmam gerektiğini söyledi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!